Bol soslu pazar şiiri..

Önce doğra nedamet soğanını,
Ağlasan da kimseye gösterme göz yaşını.

Gönül fırınında pişir aşını...

Lakin pişirmeden önce ayıkla ki taşını,
Diş kırmasın..

Malzemeyi esirgeme, pişirmeden çiy çiy yeme,
Bu ilk kez yaptığın deneme.
Hemen çıkarayım deme, misafirin önüne.

Nerde kalmıştık?

Tarife bir göz atmalı israf zamanı değil..

Önce sirkeli suda bir iyi haşlayacaksın,o suyu dökeceksin
Malzemeyi döşeyip tencereye,ekle suyunu,
Su ise önceden kaynatılmış olacak.

Kısık ateşte şöyle bir iki saat, harlı olmadan ocak,
kendi halinde kaynayacak...

Bolca tuz atmıştık değil mi?
Baharatı da bol olmalı,biraz köri biraz kimyon
Bolca karabiber
Azıcık fesleğende iyi gider.

Kaşığın ucuyla tadına bakmalısın,
Çok,da fazla pişirme lapa olma riski var.
Piştiğini anladıysan al ocaktan soğusun,
Sonrada sür fırına.
Eeh pişmiştir artık sıra sosunda...

Sosu...
İçine biraz aşk,biraz meşk,biraz deniz mavisi,
Kırlangıç kanadı,Martı çığlığı,birazcık alçak gönüllülük,
E biraz da hoş görüden,kat içine karıştır,
Merhameti unutma,vicdanınla tart biraz.

Bir fiske tarçın da olsa mis gibi kokusuyla,
Sonra otur ye hadi afiyet olsun.
Kusuruna bakma çok ta
Kalpte pişti bu yemek karıştırmaya kalkma,
Aklının mikseriyle...
Buldun hazır bir yemek,

Hadi artık otur ye...!

Yüksel Nimet Apel

1-Şubat-2009-Ankara