Peşin hükümlülük girdabındaydı, boğuluyordu.
Bilmiş bilmiş adamların
Nemrut'tan bile Nemrut çehrelerinde asılıydı
Hayatı boyunca kaçtığı,
Hiç bir zaman sevmediği
Düzene uymak fikri.
Kurşun askerin zikri...
Peşin hükümlülük girdabındaydı, boğuluyordu.
Kaçıp kurtulmak için
Uzaklaşmak için her çırpınışında
Daha da dibe çekiliyordu
Önyargının kürek mahkumları tarafından
İnsanoğlunun kaçabilme şansı var mıydı ki
hayata karşı gafından?
Bir ağacın, bir bulutun, bir dalganın
Yaşam mücadelesinde verdiği her kavganın
Kendine özgü, kendinden kaynaklanan özgürlüğüne tutkundu
Belki de bunları düşündüğünden olacak, umutsuzca yutkundu
İnsan başlı başına bir alem, hangi kalıba girebilir?
Durdu durdu, düşündü; buna kim cevap verebilir?
Peşin hükümlülük girdabındaydı, boğuluyordu.
Her 'ama'sında, her 'öyle değil de, böyle olsun' faslında
İsyanına hükmediyordu görünmez cüppeli
ve yetkileri kendinden menkul yargıçlar.
Haddini bil de otur!
Senin durumun farklı mı sanki
Ne yaparsan yap senin sonun da budur
Bizimkisini paylaşacaksın sen de, inan ki
diye çınlıyordu sesler,
Dört bir yanda duyulan belli belirsiz nefesler...
Ölgün ruhlar girdabındaydı, boğuluyordu.
Aramaktan ölesiye yorulmak için
Yolunda ser sefil olup onu bulmak için
Ruhunu kemirenlerden kurtulmak için
Sessiz sedasız menzile doğru akan
Bir mana nehrindeydi, boğuluyordu.
Kayıt Tarihi : 29.7.2004 11:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!