Çocuktular,
Yüreklerinde umut vardı yarına dair
telaşlı.
Bir romanı okuyordu belki o saat.
Mozart'ı dinliyordu yada.
Belki yanık bir Anadolu bozlağında,
Yeni terleyen bıyıklarını sıvazlıyordu,
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Keyifle okudum. Haklı bir derece almış...
Tebrikler.
Çanakkale konusunda 15 yıldır araştırma yapıyorum. İDA ya rastlayamayışım herhalde büyük noksanlık...
Acaba nedir ida?
Havranlıydı Seyit onbaşı.
İda'nın gücünü katarak gücüne,
Namluya sürmüştü iki yüz on beş okka yüreğini.
Gözlerinin alazına doldurmuştu karşı denizi.
Bu mısralara bakarsak İlahi bir güç gibi anlaşılıyor.
(Yoksa Tanrısal mı demeliydim?)
İda'nın kekik kokulu eteklerine yapışan,
zeytin dalları getirdim başına.
Bu mısralara bakınca da bir mekan ismi gibi imaj aldım.
Velhasıl çözemedim.
Bu elbet benim noksanlığımdır.
Güzel şiir için tebriklerimi sunarım.
(Ama İDA nın güç vermesi olayı hariç. İda Allah kavramı ise itirazım olmaz. Ama başka bir kavram ise şiddetle karşıyım. )
hoş geldiniz Müzeyyen Atvur
güzel,anlamlı ve ödülü hak etmiş bir şiirle geldiniz..
tebrikler...
nice güzel şiirlerde buluşmak üzere
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta