Kış hiç gelmedi buralara derdim çekinmeden
Aralıktan sonra nisan gelirdi ayları
sayarken…Kezzap dökerdim doksan günün üstüne.
Düzenek yerleştirilmemiş bulvarlarda çember çevirirdi
çocuklar Hiç kimselerden korkmazdı ağaçlar
Başlığını alıp kaçtığım kardan adam unuturdu beni.
Kimseler kafa yormazdı şu oğlan kulağını niçin
deldirmiş diyerek. Son tümcesini yazarken mektubun
çıkagelirdi sevgili,evin içine kuşlar doluşurdu.
Peşine düşmezdik yüzelliikinci sayfadan sonra Jane’nin
Başına gelebilecek bütün olasılıkları azgın dereye savurur
sonra da bir güzel horon teperdik. Kimseler bu aklı evvelin
bandocular gününde davulunu neden üç kilo istavritle
değiştiğine bir anlam veremezdi.
İnsanız değil mi,meraktan ya, kalenin burcundan havalanan
kartal acaba kaç turnikeden geçtikten sonra varırdı cehennemin
dibine
Eşek arılarını gördüğüm zaman cinnet geçirmeyeceğim,söz
utanmayacağım sarhoş naraları ezberletmekten.Hatta kocaman
söveceğim namussuz olan her kim ise.
Hadi benim için bugünlük dilencilik yap diyeni
kırmayacak Ha…n, Bir baba, çek lan at arabanı diyemez ki
desin.
Hipodromun ortasına bir sıra ceviz ağacı dikecekmiş
babacan idaresinin orman işlerinden sorumlu hergelesi
Tüm göçmenler onun gölgesine uzanıp pişti oynayacaklarmış.
Mahremin başından na’yı koparana madalya takılacağını
söylemiş cazgır sonra da ulan senin ya baban ya amcan ya dayın
hangisi gelirse……. gözünün yağını yerim,demiş
Sahi neden çalı diliyle konuşmayı yasakladılarki.Ormanlar kralının
sakalını sirkeyle yıkayan haramzade açlık grevine başlayacakmış rezidansının
suit dairesinde.
Sur nere suriye nere…
iyesi kim seçilecek içi tamtakır edilmiş bu dünya ahiret eski gardaşımızın
yolunmuş tavuklara döndürülen aşiretinin...
Kim bilir ne dümenler çevricek kömürcüler mahallesinde
Şak şakçıların seyisi kimin kıçında şaklatacak kamçıyı
Çember sakallıların ayak seslerini duyunca sırra kadem
basacak çember çeviren çocuklar ne olur ne olmaz diyerek…
Sorarsalar eğer ya ondadır ya bunda demek yerine
Kestirmeden bunda demezsem eğer sonraki yıl mayısı
baştan çıkaracakmış Riyacıoğullarından Tilki Efendi…
yirmibirşubatikibinonaltı
Necdet ArslanKayıt Tarihi : 21.2.2016 11:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

O tilki kümesin tepesinde nöbete dursun, hiç elleşmeyelim.. Yapabileceğimiz tek iyilik, itlere bolca yal çanağı koyalım da, iki de bir 'dövlet' aramasınlar hem, hem de tilki hır gürden uzak olsun, tünesin kümesinde..
Bodoslama öyle mi? Hem de curcuna.. Bizde 'çingene çalsın, kürt oynasın' derler ama bu başlıkta 'cuk' oturmuş, hoşuma gitti vesselam..
Kutlarım Kardeşim..
Hiç kimselerden korkmazdı ağaçlar
Ve daha neler neler... meğer altın günlermiş o günler de biz kıymetini bilememişiz...
Sahi neden çalı diliyle konuşmayı yasakladılar ki...
Kendi iğne dilleri serbest ama...Kimsenin onlara bir şey deme hakkı yok.
BU KRALDAN ÇOK KRALCILAR VAR OLDUKÇA VE KRAL ÇIPLAKSA ' KRAL ÇIPLAK' dyemiyorsa bu millet hak ettiği şekilde yönetilecektir elbet.
BU ŞİİRE YAZILACAK ŞEY ÖYLE ÇOK Kİ. FAKAT ŞİMDİ KALSIN. BİR BAŞKA ŞİİRE...
Kutlarım değerli şiirinizi ve sizi öğretmenim...
kardeşim dediklerimiz düşman oldu,
analar ağlamasın denildi anaların ağlaması hiç bitmedi,
yüreğinize sağlık.
TÜM YORUMLAR (4)