Tarihi Olan İlahi Adalet 14

Bayram Kaya
2924

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Tarihi Olan İlahi Adalet 14

Doğa, keyfe keder çok özel istisnaların olasılığını değil, girişen sürecin “olağan boşluklu tanecikli özel istisna” durumlarıyla olasıydı. İşte kolektif sinerji böylesi girişen ortam boşlukları içinde lak dedikçe et luk dedikçe su bulmanın olanağını ortaya koyan ilk ve şimdilik tek yalıtımlı ortamıydı. Üretim yapacak bir öncellik içinde hazır enerjiyi vermek, entegre bir kolektif alan bağıntısı içindeki çevrimin özelliğiydi.

Kısacası ilk üretim hareketi başlarken “ne kadar ekmek o kadar köfte” ya da al sana köfte ver bana ekmek demenin arz talebini oluşmanızın, öznel bilgisi, özel bilinci ve özel arz ile talebi yoktu. Ya da ilk başlarda sizin köfte sunmakla ekmek ürettireceğiniz bir eğilim içinde olan dünya yoktu.

Üreten üretenin açlığını onun ürettiğinden anlıyordu. Ağaçtan düşen ağaçta düşenin halinden anlar olmakla iletilecektiler. Ama bu iletime üretenin arzı ile ve üretemeyenin de talebiyle ticaret ya da kâr yapma biçiminde oluşmayacaktı. Hiç beklemediğiniz bir süreçle bu iletilme olanağı takasa dönüşecekti.

İlk üreten totem gruplar yağmacı grupların hışmından korunmanın yolunu, ürettikleri bu tür totem yiyeceklerden bulacaklardı. Hatta ölülerini leş yiyici hemcinslerinden korumak için döşeme ve sedir altına sakladıkları ölülerini dahi mezara, bu yolla koyacaklardı.

Üretmekle yağmacılıktan vaz geçmiş olan üretici grup, yağmadan emin olmak için periyodik sürelerle dışarıya yiyecek bırakıyorlardı. Böylece grup yağmacı öfkeden korunuyordu. Gece bu yiyecekleri alan yağmacılar savunma halindeki gruba (yiyecek yumurtlayan tavuğa) dokunmuyorlardı. Üreticiler talancı ve leş yiyici karşı tarafa ürettiği ürünü kurban ya da kurtulmalık olarak sundular.

Masallardaki devlerin tasallutu nedenle akmayan çeşmeler, biçilemeyen tahıllar için ayda yılda bir kız oğlan kurbanı isteyen ejderhaları devleri hatırlayın lütfen. İlhamlarımız hangi süreçlerde ve nerelerde sızlıyordu acaba?

Zamanla bu yiyecekleri yerleşke alanı dışında talancı grupla kendi gruplarının etki alanlarının birbirine değinim yaptığı yerlere bıraktılar. Talancı tehdidi yerleşke alanından da uzaklaştırmışlardı. İşte bu zamanda üreticiler ölülerini dışarıdaki mezara koydular.

Yine de istisna durumlara meydan vermemek için mezar üzerine yiyecek te koydular. Ki ölülerinin eti bir sakata gelmesindi. Bu süreç en fazla bir hafta kadar sürüyordu. Ölü birkaç günde çürüyüp koktuktan sonra artık güvendeydi. Yiyecek bırakılmasına gerek yoktu.

Bir başka grup yiyeceği kesim alanına bırakmayı düşünemediyse de kendi güvenliklerini ve ölülerinin güvenliklerini sağlamak için hem mezar üzerine hem dışarıya yiyecek bırakıyorlardı. Böylece totem yiyeceği hem kendi canlarını kurtarıyordu hem ölülerin etini kurtarmakla “ölü yiyeceğine”, (ölü yemeğine) dönüşüyordu.

Yağmacılar üreten tarafa hala tehditti. Üreten grup yamyam eğilimlerle tehdit olmaktan çıkmıştı. Ama her zaman yağmacılara yiyecek vermekte hoş olmuyordu. Hem karşı tehditten hem yiyecek vermekten kurtulmak istiyorlardı. Bu nedenle pasif durumdaki üreten grup ta yağmacılara tehditti. Yağmacılar kadar olmasa da yağmacılar gibi aynı nedenle olmasa da üreticilerde yağmacılar için daima “potansiyel bir tehditti”.

Bu süreç iki tarafında üreten harekete dönüşmesiyle damda düşen damda düşenin halinde anlamasına dönüşecekti. Günü geldiğinde bu kez bir bu tarafın kesim alanına bırakılan yiyeceklere karşı diğer karşı grup ta aynı tehdide hassasiyeten kendi ürettiği totem yiyeceğini kesim alana (kutsal yere-tapınak alana) bıraktı.

Bu taraf yiyecek bırakmağa gittiklerinde ummadık bir durumla karşılaştılar. Karşı tarafta bunlara hediye ya da sunu veyahut ta kurtulmalık mısır kurbanı bırakmışlardı. Bu tarihin görüp göreceği ilk karşılıklı kurban edilme dediğimiz süreçler; TAKAS denmekle yeni tür bir “üretim hareketi olmaya” doğru anlaşılmaya başlanış, oluyordu.

Bırakın arz talep saçmalığını. Totem mesleği demekle şimdilerde de sektör faaliyeti dediğimiz “üreten ilişkiler” olmadan” üretim hareketi” (sektörler arası) bağıntı olmuyordu. Açlığınızı sunsanız da aç oluşunuzu talep etseniz de “üretim hareketine” dönmüyordu.

Kişi açlığını sağlamak için doğaya doğru yönelirken sırtında bebeği, diken üstünde olan tedirginliği ile vs. olan bir bütüncül davranışlarının içindedir. Davranışlarını parçalayıp kendi üzerinde organize edemez. Örneğin belenmeye giderken çocuğun başında kalamaz. Oysa kolektif davranış bütüncül süreçleri iş birliği, iş bölüşümü ve yardımlaşmanın organizesi şeklinde düzenler.

Kolektif güç, sizin çocuk başında kalamadığınız evrede bir başkasını çocuğun başında bırakır. Sizin ağaca çıkamadığınız yerde bir başkasını ağaca çıkar vs. durumlarla bütün olan süreci parçalı işler entegrasyonu yapar. İşte üretim hareketi kişi üzerinde parçalı hareketlere dönememekle ancak ve ancak kolektif üzerinde parçalı süreçler etki bağıntısı olmakla başlar.

Yani arz ve talep sömürme olmak dışında üretimin hiçbir şeyi değildir. Kolektif alan etkisi içinde bütünlük parçalı organize olur. Bütüncül sürecin parçalı süreç kılınmasıyla ile her parçalı sürecin etrafında beliren yepyeni hiç olmayan oyuk alanları oluşur. İşte bu oyuk alanlarından birisi de akla hayale gelmeyen bir üretim ilişkisi olmakla karşımıza çıkar.

Görüyorsunuz üretim hareketi başlangıcında liberallerin dediği gibi arz taleple başlamıyordu. Belki bir arz talep vardı ama bu liberallerin dediği arz talep değildi. Üretmeyen bir grupta devam ede gelen ölü eti yemeye, yağmacılık yapmaya ve yamyamlığa bir talep vardı.

Üreten grupta da az çok devam ede gelenden uzaklaşma ve kendisi ile ölüsünü savunma eğilimi daha fazlaydı. Ölülerinin na’şını kurtarmaya ve kendi canlarını kurtarmak için de yağmacı yamyamlara totem yiyeceği sunmanın arzı vardı ama bu zenginlik ve sömürü yapan kâr ticareti değildi!

Görüyorsunuz ekonomik olaylar ne kadar ekmeğe (arz etmeye) karşın o kadar köfte (talep edersin) diyen bir süreç ile başlamamıştı. Arz talep dengesi üretim hareketinin bir zorunluluğu olmayıp, üretim hareketinin asalağıydı. Üretim hareketini sömürmek için ortaya konan bir davranışsal ruh durumu olmakla, öznel etkili psikolojik durumlar ajitasyonuydu.

Bayram Kaya
Kayıt Tarihi : 24.7.2018 18:17:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bayram Kaya