Bir gül değdi geçti karanlıktan.
Yapraklarını aşkta,dikenlerini ayrılıkta bıraktı.
Bir kurşun sıktı felek gönlüme yalnızlığımın siperinden, Kıvılcımını gözümde,yarasını gecelerimde bıraktı.
Kalktı yıldızlara sövdü ayrılıklar,kalktıkalktı mehtaba ilendi hasretlerle.
Göğsümde aşkın kokusu,ellerimde ayrılığın külleri kaldı.
Bu nasıl sevda,bu nasıl kahroluş? .
Bu nede yolu uzun,dönüşü kısa bir uğrak? .
Bitmez yangının nefesi ensemde,açmaz umut çiçeği sonunda.
Nasıl güzdür ki bu,aylardan ocak ve iklimi ayaz.
Muammalardan temmuz,tenimde yarınsızlık yanığı.
En gerçek varışında gecenin sabaha,
çığlıksızlık nöbetinde düşlerim tanın otağında.
Gönlüm bağırsa iki güzel küser,sussa bin güzel kaçar.
Aşk uçar rüzgarın sırtında dağlara, ayrılık düşer güneşin ışığından geceye.
Ben nereye,bana susan ben nereye savrulur,çözemem.
Binlerce soru tek cevap var konuşşsam,
her soruyu sormayı beceremem.
Bilmem ki aşksız veya ayrılıksız kalmayı.
Bilmem ki,yalnızlıktan harflerle yazayım şiirlerimi...
Kayıt Tarihi : 3.2.2008 00:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!