Eskiden biz çocukken haftadan haftaya yıkanırdık,pazar günü annem maltızı
yakar,maltız nemi? babamın kocaman yağ tenekesinin içini tuğlalarla döşediği alt tarafından hava alsın diye açılmış pecere üstünede demirden ızgara yani bildiğimiz borusuz soba onu dışarda kok kömürünün üstüne tahta parçalarını çatar bir yakardıki akşama kadar hiç sönmez her işini
görürsün,annem kahvaltıdan sonra kardeşimle beni sırayla yıkardı,kaynar suyla yeşil sabunla köpürte,köpürte,sanki çamaşır yıkar gibi başımı çitilerdi
yandım anam diye bağırmaya gör hamam tasını yerdim kafama,sus bağırma
soğuk suyla kirin bile kabarmaz pis kalırsın haa,ondan sonra kese faslı
sonrada köpürte köpürte üç kez de liflenirsin,keseden incelen yerlerinde sızlar ama genede gıkın çıkmaz temiz kız olacaksın ya? şimdi yeşil sabun tarihe karıştı yerine çeşit,çeşit şampuanlar çıktı beğen beğen al,sabunlarda
renk,renk parfümlü,hani bizim duru sabunumuz hacı şakirimiz nerede?
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla