Bizimle Hasbihal..1/5 Vakt-i- Ker’ahat.. ...

Engin Demirci
949

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Bizimle Hasbihal..1/5 Vakt-i- Ker’ahat.. Garip Çoban Sıra dışı – www.beyazrenkler.org

..Bizimle Hasbihal..1/5 Vakt-i- Ker’ahat.. Garip Çoban Sıra dışı – www.beyazrenkler.org
Kusursuzluktan ürkerim, yazmayıda bilsem yazamadıklarım var
Sonra daha yapılacak başka şeyler var, ayağına vardığımda
Çok şeylere, gark olmak için dualarını öğrenmem gerekir
İlhama inanıp inanmadan yazılırsın dualarla dizelere, gerisini de unut
Beden isteklerine ilham denilenlere inanmam, deham var meleklere yaslanan
Yakup’un merdiveni varmış tanrıya dayanan Tevrat öyle diyor
Benimde dualarım var züğürt ilhamlarla karşı hatırı sayılır dualarınla
Nerdesin? ...
Tercih etme şansım olsaydı kanamazdım bu kadar. Koşullar bu dertten sadece hasta olursun dedi. İyileşmemin şikayeti bir avuç toprağın temsil ettiği dualarla merak konusu. İhmal etmiyor aşk acısı. Kimse bilmediğinden rahat hareket ediyor sanırlar kalbimin şıkayetlerini. Şöhretsiz tam eriyorum duaların meclisine. Dönüm noktası feda ettiklerim karanlıkta gün yüzüne çıkıyor. Keyfine varıyorsun fark etmiş olmandan daha ziyadesiyle memnunsun hayallerinde beklemediğin bir şey olması. Yaygın dünyaya mahsunluğum çevrilmez süpriz ve paha biçilmez neşelerin. Hayatı dolduran kalabalıklar arasında öyle bir sırsın. alkışlanan yanlarıma dersler veriyor aşk serüvenin.
Yazabileceğim şiirler saydam bir akış silinmeden önce gözyaşlarımda
şurda burada her bağlanma değil, ezgileşen bir tükenişte
Ve varız ve var değiliz, çünkü kelebekleşenler ne?
Günbatımı renklerine sesini getir diyorum, binlerce yıl uzaklarda diyor
Gizemli güzelliklerde aşk iki kişilikken rıza gösteriyor hala özlemlerim
Bitecek günde bir yanım birbiri için eski bir anı buluşmaya susamış,
Sararmış sevda çiçeklerine inat belirsiz bir yıldızdan doğacak olansın
Ve birbirini arayan ellerimiz başka sonsuzlukları yaratıyor
Nerdesin? ...
Şimdi kalemle yazıyorum eskiden dualardı ilacım. İyileşmesi için ağlıyordu gözyaşlarım. Yeni görevini bekliyor hicranla dolan gönlüm. Sorumluluğunu üstlendi kavuşamamanın. Solan her gözyaşında bir ak çıkıyordu sacımda. Çoktan gelmeden tamamlanmıştı bahar zamanı gidişin ilk cemreydi. Geçirdiğin aylar hafızana hayat boyu silinmeyecek hasbihallerle düşüyordu ikinci cemre. Çarpışmaya tek parça giden feryadımda eksilmiş bedenimle acılarını hafifletmeye çalışıyor son cemre. Yetişen saplanmış mağlubiyetimin kabul görüşündeki dualarla göç etme arzumun çaresi arasında mest oldu gönül. Hıdırellezin gelişini görünce büyük öfkelerin kayboluyor ufkunda. İşte aşkta zindanındayım
Gurbet kadar zor gelse de, gel gelelim sana temiz bir yürekle yazılmalı şiir
Karşılamak gerekir her gece dualarını göğe çıkmadan secdede,
İnatçılık aşılayan kıskanç yanlarına inat, dua eder hep bir yanlarım
Kendini yokla dizginlenmiyor kanatları duaların, kavruldukça hasretinle
Kendini yaşıyor adına saklananları görmek gerekir, iç dünyada
Aşkın dört bucağını dolaşıyorum seninle efendim, sıkılmıyorum söyleşinle
Nerdesin? ...
Ölü bilgilerle dolu hafızamı temizliyor nur gibi yağan dualarla. Ruhsuz bilgiler ikrada eczanesinde hamdın mesajinda. Reçetem deryaya nisbetle bir damla olarak kalıyor. Besmeleden sonra hamdin evrensel boyutunda şükrün esması. Fısıldayan yanlarım panikte kabrine. Cenazelerin arkasında ölmemiş renk değiştirmeyen düşlerimiz var. İnci kolye sela seslerinde çıplak iniyor şeffaf dünyaya. Yalnız yaşayan ölüm mü hayata gögüs geren insanmı. Ne garip alıcısı yok fatihada hamdın. Tasamız yok gül mevsiminde görüşecek kapı eşiklerinde hakikat. Coşkulu kutlamalar yok avuçlarımızda. Hasretle bekliyoruz baş koyduğumuz sevdalarımız kefensiz sözler dost dilinde gölgesinde ruh.
Can sıkıntısı hayata inat, yığınların beğenisine değil, duaların vaktine sunuyorum seni
Gülünç olmamak için seyrediyorum kendimi geçilmezlerimi geçişinde
her kelimede doğan gözlerine bakarak Allaha emanet ediyorum seni
Hizmet etmek zordur sevgiye, sevgiliyle, arkadaş babından, dost yüreğinde aşk’ı yakmak
Bir gecesin menekşe renginde, kadife yatağında beni bekleyen hayaller içinde
En ulu olanına çağırırsın dualarınla,varabilmem için nasıl hazırlanmam gerekir!
Nerdesin? ...
Kim olduğumu öğreten bir yeşim taşını yontarak hayatta kendi konumumu tanımladım. Hayalperestlerin kıyılışını dualarımla uzlaşarak bilincimle uyanışımla kavradım. Hedefim sömürgeci benliklere inat fakir gönüllerin sınırlarını aşmaktı. Deniz aşırı himmetlerin konuşulduğu egemen saatleri mirasta kalan duaların karşıtlarına meydan okuyan iblis yalnızlığına inat aşkla hançerim. Değişimlere direnen bir geçmişi olmayan kendi deneyimimden yola çıkarak karşı koymalarımla çok çektim. Sanki hiç var olmamış bilinçsizliğin gelenekseli kadında sevginin merkez rolündeki şefkat. Asimile edilmiş insanlığın en büyük parçası olarak büyüyor yalnızlıkta. Bağrımdaki bilinmez dertlerle çektiklerim ilk gençliğinden eşleşen hayata ters düşen duyguların kesiştiği vakitte. Beni bencil kılanların dağlarımı kestiği hayatta, senden uzakta mutlu olamam ben. Ben varım ve yaşıyorum maskeli insanlar arasında.
Karşıtlık çiziyor ruhundan gelenler, belli başlı noktalarınla seçiyorsun hayatına beni
Dualarının manzarasında kıyılıyor nikahım aşkına, yeni buluşmalarında,
Yeşeren dalların beklenmedik huzura sıralıyor az rastlanır yanlarınla
Gerçek buluşmaların düşüncelerini aşıyor duygularının, tutuşmasından doğmak için
O baş belası benle başlayan, basmakalıp sözlerin dışına çıkmış besmeleyle bekliyorsun
Bir parolasın duyguya sırt çevirmiş yanlarıma,
yaşamak zorundasın başka şansa vaktin yok der gibi bakışlarınla
köprüleri kuran dualarla bunun için yaratılmışsın bana
alışamayacağın vakit kalmadı varlığıma, uymuyan kelimede yok dudaklarında
Nerdesin? ...
Beden dilinde kötü ruhu çıkartanların meydan okuduğu bir kızın öyküsünü de anlatır hayat. Tensellik kadar manevi simgesel bir eleştirıde duyguların cinayeti. Sesi çılgın karakteri ise bir başkaldırı takdim ettiğini söylediklerinde. Mücadeleyi kazandığını belirtende hepsi kuşatır duygularını. Tanınır yaşadıği bunların ötesinde yeri yurdu olan sevgide kalışında. Sorguladığı dar anlamların kavramında kendini kurban edenlerle ırksal değil. Tinselliğindeki sonuç kökenine inen tercih. Berzah aleminden geçerek şakileri veyl deresinde gördüm. Ölümsüz kahramanlar ortak akılda söz sende diyor geçti yolun yarısı hala seni beklerim. Anladım ki canımın yoldaşı sensin dualarla bir ah çekiyorum garip bir feryadında vakt-i kerahatta uyandırıyor duaların secdemi.
karanlık deyimlerim gelişinle saplanmadan yeniliğe kavuştu dualarınla
ne zaman seveceğini tutuşmaların bilende içten bir kaynaşmanda,
anlaşılmaktan korkmamak gerekir, hünerin mutlu olup olmadığını bilmektedir
musikisinden ötürü saklanmış yıllarına inat, ahenkli pırıl prıl parlayansın
ah ne güzel ellerinde görünmeyenle haykırışını duyunca akan suların durması
ruhların aynı olduğu apaçık bir kulvarın tercihleriyiz bizden habersizken aşkla
sade ve basit gülümseyişlerimize yansıyan pür dikkat bir sadakatle haklı hediyesiyiz duaların
küstahlık sınırlarını zorlayan hayat gözümüze batmıyor, bir aile oluşunda duyguların
Nerdesin? ...
Kalbime akıyorsun hülya gibi dualarla aşk lügatın aynı ruhta can buluyor. Göz temasının çok önemli olduğu insanda aranan ten temasıyla baş edemiyor insan. Toprağı dinledikçe yılların ne çabuk geçtiğini anlıyor ibadetim. Onları kandıramadık günlerın nasıl geçtiğini anlatır vücut dilimiz. Muhtaç olduklarımız bilinmeyen yalnızlık. Boynu bükülü kalan insanda özenir oldu pek çok hayvanın kendilerini korumak için öldürme yolunu seçmelerini. Umudu kesme yurdunda insanın yangın yerleri iltifat et dualarla bana mutlu v güzel günleri diyor kalp. Yakup ile yusufu anlamadan günlerimiz yanlızlıkta ıslanıyor. Zor yıllar her an öleceğiz sararmış yapraklarımız yalnızlıklarımız mayınlarımızdan
Soluksuz doğanın en güzel hediyesi kalbinin diliyle en çok ses getiren tutkun
Hipnotize eden bir tutku aşırı süsü olan hayata inat keşfedilişin,
Engellenemeyen istekler muhteşem bir simetri dualarda, içindeki renklerle,
Sevilen, hayran olunan şeye sahip olmak sende bilmenin ruh hali
Doğanın renklerini ve ahengin sadakatini yakalıyor amacına ulaşan dualarımız
Bu amaca ulaşmak zordur aşkta, önce sabırlı, sonra şeytanın hamlesini beklemek gerekir
Tahmin etmeden hiçbir şeyi dua tadında inceliklerinde yaşamalı insan,
Nerdesin? ...
Durup dururken çok uzak sevda yellerimiz bir nehir gibi. Bizi bizde yaşamıyor hiç bir dakikamız nefes nefes yalnış şehirlerimizde. Aykırı gidelim göçmen kuşlara inat benim nazlı yarim. Sen bana fazla iyisin yanarım bunuda kimseler bilmez. Yadigarım oyulmuş kalbimin hallerinden gitme vaktine sığmış eski resimler. İnsanın insana güvenmediği çağda aşkım vefanda neredeyse o cennet destanlaşarak açık her iki elim son bir defa. Seni seviyorum ateşten bir ok gibisin tüm dünya ağlarken. Bilemiyorum aşkı niye icat etmişler dert pınarı masallaşan sevdalar değilmi. Doğru söyle iki sevgili bir kalpte hala beni niye arıyorsun. Ben buyum sevmek günahsa bir kuru yaprağım.
Kıskançlığın gölgesi düşmeyecek göz yaşına, bir mucize yetmiyor duasızsa dilenenler
Coşkulu heyecanı için ebedi olmalı kendini adadığı bu tutkuya
Nadir coşku duasızsa yapayalnız olunca ölüp gidiyor ruhun incinişinde
Yüreğinin yanaklarına vurunca gözyaşları, gölge ikimize dair kalıyor talan eden hayatta
Tekinsiz öteki olunca, sabaha çıkmadı dualar ezan sesinde bülbül bile beklerken
İkizlik temasımızda hoş çakalın unutuluşu olursa, kötü öteki sızınca ölürsün aşktan
Pişmanlıklar dolaşınca çok yüzü olan insan dahi telaşlarda yer bulamaz olur
Dualarla beslenerek temalaşan bir şiirse inanışların bir insan yanıma yürürken eşlik eden
Adından gelir ruhun ölümsüzlüğü sen gülümsediğini sandığında hep yeniden ölürsün
Analiz eden ben değilimdir o vakit sana edilen duaları, ikizlik temasıydı makamı arşta
Aynaya bakarken gördüğün sadece tende şeytani bir karakter maskelendikçe
Nerdesin? ...
Öldüğümüzde mezarlarımıza gidemiyoruz yaşadıklarımızın. Ağlayan bilemiyor methetmelerini kabirde. Ayrılık için evcilik oyunu değil isyanımızdaki yasaklarımız. Kurulmuşuz duasız tutuyoruz elinden gönül tahtlarını bedenlerin. Ayrılık vakitleriyle başımız derde girince bir düşmeye gör yalnızlığa. Nerde dünya tatlısı şehirlerimizde verilen sözlerimiz. Bir gün ayrılık bin yıllık kevser içmek için yoksun sen böyle yaşanmaz diyen dilde aşk istiyor gönüller. Ağlayamadıklarımızdan kadar ayrılmak kadar unutulmanın çok acı olduğunu anlatır mezar taşları. Mahsun sayma yalan olur kalbe karşı kar taneleri düştükçe her şey yabancı. Kimderdi benden bu kadar yalnızlıklarına
Kuşatılan ruhunu anlamayacak arzuların, bir kez düze varamadan
Sustuğum vakit başlıyor senin nazlarına hasretime intihazlarım
Aforoz edilen bir yanımda unutulmuş yok ederken kutluyorsun şarap tadında,
Acılığında oynayan yırtılmış yollarımda sevaplarında ve gör kimin elleri
Sıçrayışlarının sabırsızlığı gölgemizde bin yıllık öfkenin yası
Şafak alıyorum diz çökerek topluyorum senin üstüne eğiliyorum
Gurbetlerin dirilişi dokunuyorum bağırıyorum gizemli yanlarına
Nerdesin? ...
Huzur bulduğum artık sevmeyeceklerimde saklıymış. Onun sesinde böylede bir huyu var aşkın. Dön bak yenik olmayanlar ölmeden ölenler sevildiklerini bilen imanda huzurun yangını yok deme. Bir gün mutlaka nefsin gemileride uzak diye götürecek iki adımda kabre. Bır ucuna işlenmiş insan bir ucuna vefa diye gözyaşı diye dökenlerin dizildikleri kül kedisi hikayemizin destanları. Mümkün mü yeni bir aşk alacakaranlık kabirde. Sevdamızın kara çizgisi çizilmiş bir avuç toprakta tüm ışıklar söndü. Elinden gelmiyor inatçı gönlünde yapraklarının sararmış halleri çıkacak. Sevgiline kızarken içtiğin sigarayı fırlatamayacaksın bir parkta havaya çirkin yanların mesela.
Aynada göremezsin bir karakter kuşatılmasını belinede dolanmaz, elleri
Yabancıyla anlaşmanı anlatır göz yaşların keşkelerin başladığında
Kabuk bağlayan adamın kendi kötülüğünde öldüğü andır duasız kalışın
Bu son olsun ların da yoruldukça, görüntüm rüyalarından kaybolur
Aşkın kabul ettiği vakitte kabul edilen sözcüklerle tacını yapıyorum
Soframda acın sende değildir, sevincin daha da az olsa özlüyorum
Bilenmeyen bir tuzsun ilmeklerimden büyüyen gözlerin, her şey değişiyor
Kaybolurken sınırsızlığımda sanki bir daha tutuşuyorsun
Nerdesin? ...
Kıyamadıklarına gözlerini açamayacaksın sonbahar uğultusunda. Seni seviyorum derken kırdığın aynada olmayacak mesala. Her gece kapısını aşındırdığın tatlı gülüşlü kadında yok mesela. Kalplerin acı rüzgar gibi estiği vakitte bir birine doğan bedenler arasındada bir şey yok mesela. Sana yazdıklarımı dağlarda unuttum şimdi halin nedir diyenlerde yok mesela. Saçlarımı okyaşanlar yaşarken mezar tasımdaki karların elinden tutanın yok mesela. Mesela ben öldüm benimle ölecek bir beden bile yok ne varsa benimle aşkla yazılan son mektup. Gurur duyarım nazlı sevdiğim anlarsa gönül dilinden bir fatihası hekim olur düşen gônlüme. Yanarım sana baktıkça hasretimle seslenirim
yaşayan bir insanın gölgesi dedikçe, cisimleşirsin gerçekliğine
iki kişi olma durumun yoktur artık, ötesindesindir taşıyamadıklarının
kehanetlerde bulunmadan karşılaşırsın örnekleriyle bedenlerin
inanılan çift kimliğinde kendi ölümünü seyrettikçe, aysızlaşır yüzün
bense kendi ölümünü bilen olarak anılırım ruhun doğadaki yansımasının getirdiği dualarda
açığa çıkması gereken figürlerimde olmamıştı yaşananlardan,
temsil edildi emanetler layıkın da yaşamdan, ölümsüzlüğü dolduran simgeler duadan
şükrümüzdür zikrimizden taşınca kabrine, aşkın doğuştan getirdiği esasa erince
benliğinde olduğu kadar kalırsın,bir çocuğun büyüme evrelerine saklanır varlığın
açığa çıkan küçücük bakışın çözer kendine kenetlenenlere inat, ilk defa karşılaşırsın bensiz
Nerdesin? ...
Gönlüm kıyamadıkları için sabahlıyordu gurbette bekler gibi dualarla. Gurur duyarak salavatlar çekilirdi ruhumun hasretinde arşın penceresinin önünde senin yokluğunda. Ey gönül gel barışalım derken nefsim kara bir duman gibi dağılır yalnızlığım. Sen dayanamıyorsun hasrete ölümün acısı gibi gönlümün sultanısın son sabahlarımda. Belki ağlamayacaksın senede bir gün dağılan hatıralarına. Ben böyleyim adım ölüm acısı geldiğim şehirlerimde yalnızlıklar biriktirmedim ızdıraplar yaşarken. Doğmamış çilelerle ağlayamıyorum elemlerim gönlümden aşk ıstiyor havada bulut yok sevme beni hor görme. Benim buralarda cennet mekanı feleğin nesi var muhalifliği öbür dünyama şirin.
korkunun gizemleri açığa çıkarken, ruhunun fikri solmuştur bedeninde
çatışmalarının yansıttıkları sende kalır, açığa çıkmasına gerek bile kalmadan
gözlerin tekinsiz bakar albümlerinde baş edilmez olursun,
bir savunma mekanizması sanarsın yıllar sonra küçük ellerin kalkar havaya ağlarsın
benliğinin bütünlüğü çağırdıkça dualarımı, denedikçe gelmeyişimde mümkünsüz kalırsın
yansıyan bir rüya serveti kalmaz sana, gölgeme düşen acılarına karşılıktır resmim
yeniden yapılacak bir yolculuk arayışında benliği kaybolmuş yılların teni çıkar karşına
kendi yansımaların dünde kalmış kaybolan bir çocuğun göz yaşıdır yokluğum
Nerdesin? ...
Buradayım aslında çelişkiler kırk kapısında hepsi hepsi hayat nasıl olsa rüya değil. Gelmesende olur küçük şirin bir cuma akşamı duaların nikahına. Boş vücut gülmediğin günler zerre ruhta. Vakt-i kerahatta eksiksin yanımda nasıl olsa mehtap giderken gelmeyeceksin güneşi karşılamaya. Ararlar beni neyleyim yar seviyorum deme şu karşı ki dağlarda benim bedenim. Senin yolunda unutabilmek seni anla beni bir duayım göğsüne yaslanmış. Saklambaç hayatta kelebek duygulu sevgi seni gözlerine bulaşmamış. Gel yad'a zülüflerini salma güzel divane aşık gibi. Biçare saz semaisinin esrarında dualarımın kalpten göçleri. Değerinı bilmek gerekir sızım sızım istersen dost kalalım bir hiç uğruna.
görüntümü mucize sanırsın rüyalarının üstünde sıra dışı sınır gibi çarptıkça
işaret eden ikizliğimizde dağılan yere lanetler yağdırışın kayıp tarafın
öteki figüründe sen bir yerlerimdesin diye ağlarsın açığa çıkması için
aşkla mücadelenin duada zikridir oysa yaşadıkların,
yaktıkların besmele dışında her şeyin depremleridir aslına
dağıldıkça odaların meselelerin göç eder anılarına koşa koşa
var olanda özlüyorum sıcacık nefesini, duvarları söküldükçe gecelerin
mührü çatlamış buluşalım her gece derken kavga eden yanlarınla
cümlelerin bir an okunanda değil, sen ki karanlıksın aydınlığa
utangaç kadını hatırlarsın alnından öpülüşünü, gölgeleri vurunca gecenin
bize kendi gözünden anlatmıştı açılan kapıları göğe çıkarken duaların
kusursuz bir anlatıydı arzuladıklarımız dua dua, heyecan veren bir mutluluktun
taklitçi hayatlara inattı aşkla secdemiz, bir sanatkarın en güzel planlarındandık
ümit pınarlarının varoluş iradesinin en güzel temsil edilen karanlığında kaldın iradenle
Nerdesin? ...
Ben seni arayamam alışamadığım yokluğunda. Vakit varken anlatma bu sabahların bir anlamı var dualarımda. Bihaber çok çektiğim gözlerin. Uçları kırık sana yazdığım şiirlerin kalemi yalnızca benin yüzlerce senin olduğu gökyüzde yeryüzünde bir kalpte bile değiliz. Elimde değil sokaklar tekinde olmasa yanıyor zaman dünyada. Bir yalnızlıkta söz verilmezki ölüme. Edepsiz bir rüya dünya dönüşünde kimsenin masum olmadıklarıyla tükenmiş olarak döneceğiz tek başına. Yeterki tutanm dua ederken elinden yar. Aşkın kanunu bu yalnız geceler kanımdaki kıvılcımların buruk bir acıda olsa kalbime. Sakin ol bu gece son unutamadıklarımız örselenmiş sessizlikte çığlık çığlığa duada emanetimsin.
ben kendimi cezalandırıyorum sensizliğimde, egonun karşıtı olan yaşama inat
aynı adı taşıyan, aynı günü yaşıyan, aynı duayı edemeyen yanından bahsetmeden
yok sayılıyorum ötekileşen sende, dönüşümdür simgelerin içinden
çözüm bulmak istemiyorum kabuk bağlayan yanlarıma, bir yansımasın
sömürülen üşüyor suçlarından dolayı kar yağıyor sokaklarına
anımsamanın gereksizliğinde direteceksin dualarını yanlarına
uzaklaş dediklerin hala bağlı, görüyormusun umulmamış olanda sabırsızlıklarınla
çılgınca hala öteki düşte oysa, sonu olmayan gecelerindesin barınaklarınla
akşam yanaştıkça hala açlığını çekiyorsun o yaşananların, her zaman
Nerdesin? ...
İçimde yetin sevgiler, hızla uzaklaşıyor bizden. Zira nasıl yeni değerler üreteceğini bilmeden gidiyor. Ortak akılda yok ortak arayış için bireyin insan yanında. Duygu ve duyarlılık zayıflayınca dua’nın kapı dışarı edilmiş halinde olan insan bedeni çıkıyor ortaya. Kendiyle tanışmadan yaşadım sandıklarımız arasında, feleğin suçunu bu arayışta dışa yöneltir şeytanla.rastlantılar sevdiklerine sarıldıklarındaki düşlerin edebi zenginliği sanılan misyoncu insanda arayan ve yaşayan kırık duygular. Seyrana çıktı ruhum sabahın aşkı fısıldayan yanışında. Mürvetim senin aşkınla ezelden.
ama hayır, arzuların derin ışığını görmek için tanığın tehditlerinde ağlayışın
Mükemmel olmayış bir doruktu dualarımda sen olmamda ne istiyordun
Benim için uyuyamıyordum sensiz göze alamıyordum yeri ıssız uzun uzun günleri
Gezgin yaşam bu olsa, dua dua bedensiz yıldızdan daha ileride sesli sesine
Nerdesin? ...
Gün dolanıyor yüzünle peşimde doğruyu barındıran bir sözcüğü ifade ediyor ürpermeme gerek yok artık sevgiliden. İnsanlar arasında kaybedilenleri bulup beni çözen tekrar kazandıran bir duanın arzusundaki ruhun gücüyle dengeliyor hallerimi ne ve nasılın çok önemli olmadığı ve önünde koştuğu uykudan kalkışım. Seccademi sererken görmüştüm seni akan bir suyun üstüne akılım ermemişti o zamanlar. Sorgulama ihtiyacı duymamıştım tabiatınla tanışmadan önce. Elinle cenneti getirdiğini hz Davut orucunda kırdım tüm dünyanın zincirlerini kelime-i tevhitle anladım. Uzadı geceler sabah olmuyor aşkınla, asla doymuyorlar vird lerim körpeymişim hala yüreğimi kemiriyor hasretin dualarla. Nerdesin? ... pek edebi vefalı bu tarzda bir gerçeksin. Bir insan şaşırıyor gülen yüzüme kışkırtıcı olmuşum doğuran yanlarım küçük damla damla dualarımla.
Yalnızlıkların sonbaharı bir akşam şarkısı kederli geçti hayatımın arasından.
Fısıltılı yanıtları bir yalınlık kaldı gözlerinde.
Sanki geçip giden gözden kaybolmuş birine büyüyüveriyor dizelerim.
Nasılda sessiz yankılanarak damlıyor yüreğime yağmurun sesi.
Yansıdıkça gùnbatımı yüreğimi okşamaya gelen dualarla sıcak alnı yansır.
Dolaştıkça melankoli eşlik eder kasvetime, acınası oyuncuda olmadım aşka
Bir düşe dalarcasına bürünür fısıldanan vakitte, duacıların önünde yeminim
Nerdesin? ...
Neden ağlatırsın kalp beni, ey sevgili senden önce gönlüm hiç diz çökmemişti uzanarak ağlamamıştı gecelerde. Hiç bu kadar yorgun düşmemiştim bir köke uzanınca dualarım. Yürekten özlenen arzuların dost yüzünde bende su dar dünyaya sığmıyor sevdam. Küçük dünyamın kıt aklında sen varsın vuslatımda hayat veriyor bir seher vaktinde gözlerin. Beni hor gören dünyada senden başkası el bana sensin bende ceylan olan. Aşkın ise nasihatim dünyada her gece eşiğinde necip gönlüne. Bizim yüzümüzü sormuyor seher vakti saklıyor yığın yığın. Bitmez tükenmez aşkı sorma bana saçlarını yolarsın. Kalktı gönül göç eyledi gönül ne gezersin diyor yarin ile sohbetime hakkın kulu. Usandıklarımdan giderim dağlarım eğildikçe.
Ve acı çeker soy kütüğüm kora dönüşür yarın, loşluğunda soluyorsun
Hüzünlüdür bugün ruhum. Yüreğimı bulmak için yazılıyor dizeler.
Tutsak edilmiş bir yürekte garip çoban can çekişen, yitik cennetimle
Anımsıyorum düşler gezerken duaların anlamını, kutsallığında
Ey ıslah olmayan deli! Bir düş aşk gibi aşkın kimsesiz nöbetçisimiyim ben
Sanki ağırlaştı hava oturup düşündüm öylece, hıçkırıyor hasretim
Nerdesin? ...
Burada karanlığın ortasında,sabahın aşkında pek çoğu kaybolmuş yaşamın. Geceden gündüze ezan sesine ölü yatıyor bedenler geçmişteki anıları rüyalar getiriyor kararmış bedenlere inat. O anın işte tam da o sihirli dönüşümünün eseri bir dua nakşeden himmetine layık kalplerin buluşma anlarının tespit ettiği vakitte sen orada bağrına basıyorsun tüm muhteşem bir rengarenkliğin oynaştığı çileye muhtaç bir duygu. Uyandığında muhtaçsın aynadaki bakışa sanıyorsun, ve bekleyişin havuzunda kalıyor aklın geri dönüşümüne attıklarında aklın kelamı! ..
Nerdesin gömüldüm geceye dualarla. Çekingen biri gibi ilgisiz düşündüm.
Göğsümün içini yakan garip hüzün. Sözümü anladığına şaştığımda hızlı hızlı atıyordu kalbim.
Aklımın başımdan çıktığı gibi kıpırdadın. Umutlarım gibi bana verdiğin cevaba şaşkınlığım.
Adım adım bozulan sessizlikte karışıyor sesin tespih tanelerinin hayla hu arasına.
İçini döküyorsun fısıltıyla bana aldırmadan, çığlığını attığında ruhunu hüzne boğuyorsun
Gurbet duyguların çırpınarak girdi birden ruhuma, yüreğin dua ederek
Söylemeden tek söz bıle. Buluşan yanlarınla geldin bir kere.
Nerdesin? ...
Kelamın muhtaç olduğu dua, bilinmeyenlere yönelmiyor ve dalından koparılmış bir meyven daha diplerine düşüyor çürümek için. Evrensel bir döngü diyor yanların geçer sanıyorsun. Parlaklığının ve hızına güvendiğin bir bedenle bir an buluşan duygular aynı anda patlayan dağıldığında duygu katlarında gecelerin yıldızsız ve ay görünmez olduğunda tüm varlığın dar ağacında tarifi imkansız bir gerçeklik sunacak karşına..
Nasıl tecelli edecek hasretin. Tekinsiz içindeki yabancıyla denk düşerim.
İkili akşam karşıtlıklarına rağmen sevgi algımızla yansır
Nerdesin? ...
Böyle dalgınlık mı olur. Sömürgecilik yanında insanın. Pek çoğu kaybolmuş, düşlerle asimele edilmiş değerlerinin son kalıntısında bedenlerin hasretlerine umut aranıyor! ... ütopya sevgililer eski bir hikayede peşine düşülen şeytanla ALLAHIN unuttuğu bir yerde bir oluşumuda bulur kendine secde eden insanlar. Ve öğrenir ölüm nefesi yaz yağmuru eşliğinde kendiliğinde doğanları kabir toprağında.. Bizlerin tanımadığı rüya’ya insan AŞK demiş. Ya aşık aşkı bilmediği bambaşka bir hayatta sahip bir insan bedeninde yaşıyorsa. Mezarlık çalgıcısının yazdığı masal mı olacak adı kalanlara. Bir okul lazım insan insansız eğitim alacağı bir hayal gücü olmayan kapanmamış kalp kapılarının çokluğunda. Ancak böyle olur,ölür,doğar, yaşar adı insanın kul olan duygularıyla uygulandığında.
En tanınmış gizemdir zevke vedalarımız.
Din gibi bir şey dallarından inanç gibi bir şey birden bire algılandın.
Duanın yarattığı dünyamı titreten, dünyanın özlediğimidir aşk.
Bilmiyorum iki birliktelikte yüreğindeki özleneni getirdi bana.
Yeni bir biz doğuyor. Zihnine kazınan aşka benzettiğim bir karaktersin.
Hayatımız boyunca birlikte olacak tutkular,günahlar ağırlaşan hayata inat duayla
İşte bu doğdu derinlikli bir doğuş. Dua tutkum her an yer alıyor.

*
Nerdesin? ...

Çekirdek olarak seçermisin ey sevgili dualarında beni! .. Benim için ağlarmısın inanç konusunda yoksulum ve kimsesizim.Kesinlikle insan umuduna kadar duada ediyor yok dediklerine ulaşınca. Bir güce sahipsin insani ve doğaüstü dost yanınla. Sunarmısın banada bir gece dost elinden sel sebilden bir damla! .. insanlığın gidişatı insana göre güzel, ben insan değilim ki.. neden beni seviyorsun! ... doğru yol ihtiyaç itiraz etmek kalbe şeytani sohbeti davet ediyor kadehlerle, firar ediyor insanlar ve senin saydığın duada benim fısıldadıklarım fırtına oluyorsa sana, biz bunlara aşkta gerçeğin itirafı deriz düşleri kararanların göremediği hissetmektir. Telaffuzlarım küfürle hayata inanmaya başlattı beni,
Kucaklananlar hayranlıkla dikkat çekici tarzıyla tanışmış oldum dualarının.
Ortak ruh değişimi sağladı çok saygın bir yer edindi.
Bir araya gelmelerimiz hiç zor olmuyor ihtiraslı korkumuzda yok
Yaşamımızın merkezindeki sadakatle hayranlık duymaya başladık.
Yeniden keşfedilen aşkla ne kaldı geriye?
Nerdesin? ...
Belki yazdıklarım anlaşılır yada deli uydurmasıda denir. Söz de, kalem, kalemde kelamın, kelamda duaların olduğu yıldızlı gecelerimizde hep bir şeyler arayıp durmuştur aklı. Büyüyende küçülen, küçülende büyük sandıklarımız arasında beşer-i sevgilerimiz. Yıldızların boşlukta sandığımız infakındaki aşkla duruşumuzu seyreden bir ruh sevgi ve nefret arasından sonsunca genişliğinde yaşayan insanın gül yüzünü göremez o divanda. Yelpazemiz içinde hala sürdürüyor arayışını kuşların leyl vaktindeki kanat seslerinde. Hissettiklerimize ulaşmamız surlarını aşamadığımız gözlerin insandan daha tutkun daha hoş görülü yanışında çok tutkun yaratanın aşkına, ulaşabilmemiz zor bir çağda kendimize her zaman kolay sandıklarımız dağlarımızda gezen elimizden tutmadığında umulmadık girdapların içine düşüveren dermansız hakikatler ayrı koyduklarımız.
Bizim yatağımızda olsa hasretin nerdesinde çığlığın arzuyla sürülmüş
Koparır çarpmaların birkaç sözcüğünle geç vakittir hasretin anları ışıkta
Olanaksız dorukların çekimlerimde ben vadisinde kelebekler sürüsü
Razı olduklarımda boğuluyor ölümlerim, ben akşamın yıldızı
Sen bağırıyorsun yorgunluğunu itiyorum çoban deyneğimle gecelerinden
Nerdesin? ...
Anlatmakta zorlanmıyor tabiatın cümlenin kolayını seçemem seni seviyorum demek için harflari besmele besmele ruhuna göndermeden. Kurnazlığım olmadı nedense insan bedenlerine yalnızca bir damlada asla doymayacağım bir taze kan lazım kalbimin atmasını hızlandıracak yaralarımdan akan kanları tamamlayacak bir duanın faydasını bekliyorum. Emanet etmişim ruhuna dünden doğanları zikir vakitlerinde selamlarınla bekliyor avuçlarım.
umudun ansızın yansıma gözyaşların çarmıha gerilmiş bıkkınlığın
Yanmaya hakkı olanların gölgesi böyle yaşamak hülyalardan
Huzur bulduklarımda razı olduğum, hani nerdesin yalnızca benim üstümde acın
Boş cümleler bana öyle görünüyor ki, siyah ve rüzgarın dağıttıklarından
Çözülüşüm karanlık yamaçlarını çiğneyişimdeki sabırlarda sıçrayışım..
İlk defa ben söyleyeyim de her kes şaşırsın, hiç kimsenin söylemediği bir şey olsun
Mecnuna koşan Leyla misali
Nerdesin? ...
Yorgunum dost eli değdin ateşten divane gönül benim, ateşimden anlamadın mı? .. nedenolmasın seninle ihrama gitmek bir daha dünyaya gelmemek için vefanla. Beni dualarınla kucakla her ezan sesinde gülle değil dikenle yaralarımı sar. Acılarımızı acıtmadan sefil yanlarımıza sığdırıyoruz sefil yanlarımızı maskelerle yüklendikçe savrulanlar hasret yüklerinin düşlerinde kalıyor anlatamadıklarımızla kol kola üçüncü dünyamız.
Geceleri, gündüze, duayı kalplere yazmak için; gülmeden çoğalmak için besmeleyi salarız, ararız, ey sevgili yazmayız; estağfirullahlarla yolumuza çıkanlarla yazmayı mecbur kılan imanda hissettiğimiz için yazarız aşk’ı aşıksak. Ahvalimiz engin sırrımızda nefes nefes duada, ruhumuzda hamdu senalarla.. sanki hiç var olmadık kendimizi tanıdıkça yaratanın tabiatındaki aşka döküldükçe.. selamun aleyküm….

y.ed…23.02.2009…….04:20..Garip Çoban Sıra dışı…

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 28.2.2009 11:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Engin Demirci