Bizimle Hasbihal – 1/4... Beklenen Hasbihal – www.beyazrenkler.org
----------
Bizimle Hasbihal – Beklenen Hasbihal – www.beyazrenkler.org
Yaşamın beşeri yönünü yeniden önüme seren sevgilisin.
Yüzüme bakmayan ey sevgili! ...
Duada buz gibi bir el yanan kalbimi serbest bıraktı. Acı çekmeden okuyamıyorum, konuşamıyorum, yazamıyorum, düşünemiyor dua bile edemiyorum. Muhteşem doğamızın görkemli görüntüsünde kalıyor yavaş yavaş iyileşenler uçsuz bucaksız ruhumda. Affımı ıstediklerim sevgi literatürünün içinde sindiremiyor terk edeceklerimin ahlakında. Duaların tebliğini sunmak için tepkisi mesafeli insanların delirtici karışımı. Şok etkisi yaratan her şeye karşın büyük ve güzel bır savaştı besmeleyle. Yeni normlarımda olmadan ruhsalıma dayanan anlayışı ahlaki ve sadık temelinde küçümsenemeyecek vicdan da bağışlamaya hazır inancın adındaki hasret.
Hala buradamısın?
Son yaprağı beklersen hala mevsimsizim içimdeki bül bül gibi
Huzur ve keyif veren beyazlıkta yok
Yine dağlarıma çıkmalı nazlı bakışlarında mihrabına sevgilinin
Okuyan her kesin içini sızlatan meşhur hikayeleri var
Kar tanelerinin sonsuzluğunda
Aşağı düşerken bulutun kıskanmasının seyr-inde
Asil ve eğlenceli gülümseyerek alnıma düşerken
Sevgilinin besmelesi konuyor gark oluyor tenime
Her anın tadını çıkarın diyen bir emrin ikrasında her şey
Koşuşturan insanlar dağların arkasında kaldı
Ben ayinem ile söyleşideyim en çok sevdiklerimle dua dua
Yalnız kalmak isteyenlerin haberini alıyorum
Sineme tonlanan hasretlerine mutluluk uzak olsada
Aydınlığını kirletenlere gözyaşlarım
Murakabeyi seyreden gözde özgürlüğün çarpıntısı iyimserliğin.
Düşüncemde ölen bir şeyi değiştirmemişti dualarım ebedi sevgilisi olarak daima kalacaktı hikmetiyle. Sevinişimdeki zalim gözyaşlarında fukaraydı ki ebedi sevgililer huzurluydu ruhta inanmak istediklerimiz değiştikçe. Ne var ki bir kararıp bir aydınlanan sırrını kendi içinde taşıyan hayat yanıtlamıyor dualarda inanıp sorduklarımı.! İnsanlar değilmi inanmak istediklerini değiştiren.
Merhamet ve şefkatin değişmez parçası dualarındaki canlarında.
Ol'uyordu uhrevi gizem.
Evrildi zaman içindi yaşamlar ilham aldıkça hayal güçlerinin sınırlarını zorladı ilticamda olacağını söyledi.
Duanın nefesinde depremler olurken aklım o kadar kıt ki.
Allah yapısı değilmi sandın sevgiyi sevgili! ...
Kendimden daha aşağı makamlara bakmamın şikayeti nedir?
Hep beraber dolaşan dünyadaki zorluklara bencil duaların olması insanı ayıramıyor insandan. Kötü nasıl ruhunda davranacağı gerektiğini bilmez.
Gece gökyüzüne bakarken görünür sanır yıldızlar.
Nereye baktığını sormaz göz cevap alamadıklarına erişemez.
Yukarıda çok yüksekte olan gayb dualarla gökyüzünü kıskandıracak yüksekte meraklara cevap verir. Yalnız kalması gerekenler nasıl yapacağını beklerken. Hissedilenlerin parçalanmasına merdiven getiren gecelerde çıkan uçların şaşkınlığı gurur duyar ayrılamadıklarından.
Serpiştirilen elinde kalanlar değil.
Boydan boya yaşananlardan ilk serilenlerin yaptığı gönül yolunu yaratır
Mahvolan insan dönüştükçe yerle bir olan varlığına saygı gösterememenin seline kapılır.
Karanlıkta bir araya gelemeyen onuru ne aydınlatabilirdi?
Güneşin kendinden utananı yakma görevi olmadan insanın kendinden kaçtıklarının peşinden gittiği dünyasından kurtulduğuna inandığı bir başlangıçta yaratmak istediklerinde karar verdiklerinde sığ taraflarıyla bir avuç dolusu yalnızlık. Çamurlaşanda donan bir kısım duygunun göz yaşları yağınca altında kaldığı doruklarda oluşan kavgaların öğretilerine rağmen bir kızgınlığın küçük akıntılarından ileri gidemiyordu.
Çok şey öğreten hayatta hiç bir şey olamamak şelaler oluşturuyor.
Dikemediğimiz ağaçlardan meyveler beklemek kayalık duyguların.
Deriler ve renkler arasında kalmak kendini avlayan avcıyı andırıyor.
Tüm öğretilere rağmen kendine kızan yaşamalarına öğütler arasında hala insan.
Kendi dünyalarında gökyüzünü göremeyenlerin dönemediklerinde
ne var ki seslerıni kimselere duyuramadıkları gözyaşlarında sevgileri.
Duygusal yanlarında kendilerine yalvardıklarında yardıma çağırdıkları bir dualarının olmadığı vakitte çağırırlar yalnızlık rüzgarlarını. Koşup koşup yorulduklarını sanırlar batmaya başlayınca güneş dünyadan buharlaşana kadar gözyaşları tutunamadıkları duvarlarında çizdikleri düşlerin yüzünde ortaya çıkıncaya kadar süren sevinç üstünde içindeki varlıklar.
Hala buradamısın?
Şimdi vatanıma gitme vakti
Yepyeni bir yol vermişti kolların dualarınla
Kim olduğumu öğrenmem uzun sürecek olsada
Geri dönme fikrim yok
Tam anlamıyla evimden çıktım
Karışıyorum daha zor olana
Ve huzursuzluklarsa buyursun gelsinler
Karşılayacağım dualarım var elbette…
Yaşamaya vakit yok
Şimdi gitmek zamanı
Kader diyenlerin gözyaşlarına inat dualarım
Her şeyin olabildiğince gerçek sanıldığı bakışlardan
Yalnız kalmak isteyenlerin de kendileriyle geçirdikleri zamanda
Keyfini çıkartılamayan duyguların vardıkları bir akşam bana uzak
Yuvarlanan benlik seyrek tutunmalarında kelebeklerin yaratılma hikayesini andırır yaşamları. Boy verdikçe yalnızlık bambaşkaydı neşe içinde oturmuş ergen izleyişleri. Bütün renkler arasında düsündüğünde bulamıyordu yalnızlık heybesindeki bir tutam mutlu güneş ışığını. Bakışları avuçlarındaki mavinin dualarının koyduğunu anımsayamıyordu. Muhtaçlığım basamak basamak hakikatine sabrın. Duaların İlmine yolculuğumdaki ibadetlerim. Hikmet meydanı dünyada hırslar düşüyor sevgiden sabırsız biçilen dualarda. Vazifem harmanlanıyor öğrenmeye azabım hazırlık kul olmaya. Balarısı değilim varlığımla anahtarını arıyor dünya sarayında.
Hala buradamısın? ...
Henüz öğrenemediklerime yolculuk emeğim.
Hayalleri yasaklanan benimle
İdrakim yüksek hakikatte hikmet arayışım Yakub’un Yusuf’u arayışına döndü.
Anlaşılmaz bir heybet değimli dünya!
Dizinin tozuna yüz sürmek içi davud-i orucum.
Besmeleyle ey sevgili
Yunus arzusunda Muhammed-i arzularım salavatta sen üşürken.
Mesuliyetim kanmıyor seni sevdikçe nefsime.
Bu sevgide öğrendiklerimi öğretiyor besmelem.
Nihayetine merakım yok mesuliyetimin.
İçimizdeki rahatsızlıkların bedelini seziyor hassas ölçüm.
Gönlümde keremi dualarınla sen gelene kadar irem bağında saklı kalacak.
Canımı tazeliyor seni sevmekle öldükçe son umudumda.
Aşık olmuş gönlüm kutlu olsun diyorum yeni dünyam.
Dost kara geceyi gündüz ettim dualarının gölgesinde mimberine oturdum.
Çok şey mi istedim senin soyunla gam daşım.
Bu çılgın arı ve duru aşkla canımdan oldum sapasağlam
Sana feda olmayacaksa canım nabız ne işe yarar.
Bana sen ölmedinmi diyor hala sevgili. Bir buluşma can madeni gitmezmi bambaşka aşkımla gurur duyar. Ey gönlümdeki sevgili çıkma gönlümden sabrım tükendi gıdam duaların. Ben sedef gibi ağzımı yumuyorum artık kı aşkın gönlümde inciye dönüşsün.Diye seslenen Mevlana çağırmış bir yanımı. Temaşam hüzünsüz saçım sakalım ağarmış kimseye yaranamıyor dualarım. Parmak kaldırıyorum günbe gün. Yakıcı yumuşama arşa inat. Çaprazlarım geziyor ey sevgili ay yùzünde yeni nesilim eski olanda sevgiye. İlk buluşma yeni renk olacak besmele aşkıyla.
Rahat bir nefes almak için merak ettiklerimiz.
Geziyorum ruhunda dua dua bu tada doyamıyor gönlüm.
Bugün ne isek yarın da oyuz tekrar dirilmek için gönül nikahım razı
Dünyanın çilesine hasretimiz.
Evrenden geçerken sisli puslu yaşıyordu özlemim sözlerimi geri alamam aklım şaştı mecbursun yaşamaya. Sevmezsem öldüm seversem öldürürler görmezler nişanları dün olur gündüzleri. Ağlayan sabahta aşıkların sözü kalır. Geceye değil küsmelerim varsın yada yoksun yiğit iken ölen kalpsiz benle sensiz kalacak bu şehir. Gider olduk sensiz olmadı avunurum ben. Bir an için hep düşle hani olur ya aşkın aşıklar öldürür kalbin aşkla çarpıp bedeninde yanıyorsa. Gün geçtikçe aşk acısında aşık mıyız? Aşkla aşkımıza? ..Sakın unutma unutursan ben değilim sana dua eden. Bir bahar akşamı aşk açtı gözüm sende damarlarında kaynıyor gönül dağım. Yüzünü sakın dökme bir can edermiyim tutamadığım elinde sinem
Hala buradamısın?
Göz kapaklarım geceye küsmüş
Karanlıklara açılıyor kalbim hallerinde
Biraz ağlasam ayak idim kaybolan yıllarda emanette baş olduk sen yanımda duada.
Her şeyim bitti dilsiz sözüm ben mi dedim! .
Nerden gördüm zaten kördüm sevgiliye.
Yüreğim manilerle dualarında kaldı.
Göçlerim feleksiz çarklarında
Sakın gelme derken sen ayırdın beni benden ay vururken avuçlarıma ikbalimle ağlat beni. Alıyorsan satıyorum tüm varlığımı yenilgimle gidiyorum halim arz etmeye. Gözüm yok yoruldum ağladım yüreğinlede döneriz elbet. Ne oldu garip halim küflü gözyaşı doldu. Taştım hala nöbetteyim sen yoksun diye çağlıyorum.
Düşte gördüğüm dualarla getirdiğim ruhuma yerleştirdiğim ağıtların emeğisin.
Senin için yar gitmelerim yüreğine al derken.
Öldürmeye kast eder Azrail bir daha böyle seversem
Hala buradamısın?
Selamlar gönderenler ne mutlu
Omzunu aşağı yukarı çekenler arasında
Ruhunu handan edenler oradan da kaçtı
Ve benim gibi bir daha geri dönmediler
Yeniden başlayanlar yolculuklarla geçti
Helalleşmemizin peşine takıldıklarımızla kaçak olarak sevgiliye gidenlerden değildik
Son zamanlarımda olduğum gibi sefil bir hayat yaşamaya başladım
Ama artık hayata karşı heyecanlı yaşadığım dualarım
İnsanlarla onlardan habersiz tanışıyordu ruhlarında
Kütüphanelerine giriyordu dualarım
Göçmenliklerine yazdıkları kitapları okuyordum
Yasakmı bana insanlar arasına karışmak
Sokaklarını şehirlerin başı boş geziyorum artık
İçmesemde barlarında sabahlıyorum insanların harap yanlarında
Muhteşem bir özgürlükmü tesellimi bu başı bozukluk
Öğreniyorum sindiremediklerimi
Bir yanınla tehdit gelen dünyaya inat
Görmekten ve yaşamaktan hala yorulmamış zalim duygularım
Reşit olanların akıllarında reşit olmadığı
Kiminle hangi zamanı kimle geçireceklerini bilmeyenlerin yıkılıp yere düşen halleri
Kime güvense acıdan kahrolan bedenler rahatsız ediyordu beni
Otel odalarının dillerini arıyordu barlardaki yarım kalmış kadehler
Ne zaman yıkılmış insanlık!
Ne zaman ayrılmış beden ruhtan
Ne zaman evlerinden çıkmışlar
Ne zaman döneceklerini bilmeyen halleri
Her yerde benzer bir sefalet yaşanıyor
Kıymet bilmek bu yeni yaşamda hırsızlık olarak algılanıyor ey sevgili
Yalan söylemenin sevgi olduğu mezarlıklardan daha çirkin hayatta
Uykum geliyor Masum olduğumu
Bir de onu çok sevdiğimi biliyorum
Bu mezarlık seferlerinde oldukça iyi görünümlü halleri insanların
Deh deh dedikçe bir yanım sevginin tacizine uğruyordu
Herkesten saklanabilecek kavuşmalarım
Yanımdaki hayatta hiçbir yer kalmamıştı
Çiçekleri solmuş bahçelerle dolu evlerin insanları
İyi bir şeydi aslında bu ayrılık.
Kendisinde aradıklarından emin olmak
Acımasız kurallar silsilesi içinde bakışın ömre bedel kalsın gönlümde
Saygın yabancı konuklarım olmadı gönül evimde
Güzel elbiseler giydirilmiş bedenler arasında
Kadeh tokuşturmadı maymun gibi teşhir etmedim varlığımı
Kendilerine yardım edemeyenler arasında
Küçük bir kız ve küçük bir oğlan olmadan
Yeni bir hayat tanıdım
Zavallı kalbim harap olarak yaşa da
Tamamen bendim yarin elinden içen sel sebili
Avrupalı küskün bedenlerin gururundaki renkler
Mutluğun darmadağın olduğu fotoğraf kareleriydi
Hala buradamısın?
Korkar oldum şimdi nerde bu insanlar
Kimsesiz dostsuz ve arkadaşsız bedenler
Anne ve babasız zavallı benlikler
Ama hiçbir yere ait olmadığı meydana çıkmış yanların istemesi ne yalan
Düşen maskelerini makyajlarının kapatacağını sananlar kaçak
Bu yaşam her şeyi değersiz kılıyor
Yavaş yavaş umudunu kaybediyor sevgisiz insanda.
Gidişim bu gidiş ölümdende beter olsa bıraktım bu kalbide o kabre
Kim olmadan öğreneceğimi ölmeden gamlı hazanlara hicrimde solsun sevgi
Ölüme çok yakın olduğumu biliyorum
İsrafille olan anlaşmam rüzgarın dilinde savuruyor beni
Sevgi taciz edilmiş, tecavüze uğramış, perişan bir halde tüm duygular duasız
Ölü gibi yatanların adımı insan ezan vaktinde
Hayallerime durgun bir göl dünya
Beklide sevdasız bana olan hayatta
Aşık olmuştum ey sevgili bana ne yaptın
Gelip halimi bir görsen hasbillerimde
Besmeleye hayat bitirme sınavımda
Yeni bir hayat hayali kuranların hicranında
Ziyaret ettikleri dalgın göz yaşlarında rahat ettirmeye çalışanlar
Ve bende her şey sınır dışı edilmiş
Rahat ettirmem gereken ruhları duada
Ve onun için bir kimliğim ve adım saklı…
Vasiyetim üzerinde türlü türlü otlar bitenlere.
Yalnız gidene sorma takdirin işleri kabirdeki geceler.
Beni severmiş o avuntu eksilmedi aşk herşeye değer. Bir avuç toprakta uçurumlarla yenildim dünyanın sıratına. Sıramı beklemiyorum zaman hatası gecelerde imkansız sevdalarda hudutsuz yar. Yüreğim ağlarken uslandım artık dost anlatılmaz bin dert ile köşelerimde. Sigaramda duman yüreğimde hazanla yağmura inat ağlarım çağlar gibi. Açık bırakma pencereni artık ayrılık rüzgarı gönlüme doluyor.
Batan gün kana benziyor bir ben sevdim gönülden.
Çekiyorum kürekleri ufkuma şule şule.
Doldur şimdi kadehi aşk için döndüm yüzümü benden yana mahsun bakma artık bana aşk
Hala buradamısın?
Gideceğim hiçbir yer
Tanıdığım hiç kimse yok senden başka hayatımda ilk defa
Uzattığım ellerimdeki dileklerimin hatırlayamadıklarını öğrenmem lazım
Rüzgarın emriyle kıpırdayabilmişti dualarım kabristanda
Küçük bir umut duydu kalbim çok korktuklarımdan
Kendini bilmeden çıkmış yolda sorgularım
Tarif edilenler gerçekten tuhaf bir yerdi
Böyle yerlerin varlığından habersizdim
Belki bulmayı başaracağım
Onunla yalnız kalırsam
İhtiyacım olmayan her şeyi bıraktım
Bir katından başlamam lazım
Çok etkiliyordu öldürdüklerim yaşamam için
Beni yalnız bırakma diyen bir kalple
Öldüğüm gün muhtaç olacak gideceğim yerde tanıdığım kalp
Hiç kimsem yok
İlk defa özgürlüğe muhtaçlığımın ne demek olduğunu anlamıştı nefesim
Yeni tanıştığım duygularla sersemleşmişti kalbim
Yürürken bile korkan kalp ne demek ti
O bana bambaşka bir hayatta bundan sonra muhtaç! ...
Gönlüm özledikçe görür iki aya bedel yüzünü duada avuçlarından bir yeşil su içtim aziz Mahmut hüdayide sen getirmiştin vakit sabahsızken ezan okunuyordu.. Heceledikçe ismini yüzün gurbet hala içimde. Her seherde her ezanda sen gelirsin aklıma. Yanağıma damladıkça içimde kim vardır bil bilebilsen. Bilmezler ki benim derdim çok beter kapat şu pencereni sana gelmek için yol kalmasın. Sitemlerin örüyor kadehimdeki meyi susadıkça gülüşüne bir yudum alıyorum. Süzül süzül de gel yar dedikçe kul dualarımla uykuda zülfün tararım. Yalnız seni sevdim seni yaşadım yitirmiş olsamda dervişe tekke gerekmez. Gönlüme her meyhanelerde seni çılgınca sevdim dedikçe senden uzak günlerim zindan. Billahi divane rakkas bu halvet vallahi senin oyunun ne çıkar benim bahtıma vefada yorgunum.
Hala buradamısın?
Ağladıkça sevmenin tek nedenini bulamayacaksın dünyada
Ona hatırlayamadığı o uzak yeri düşündürmelerinle avunacaksın
Sanıyorum pişmanlığın rahat bir gün
Mesut olmaların bir gün beni gerçek ismimle çağıracak
İşte o zaman şeytana uymuş olacaksın
Tanıyacaksın gerçek kendinde kendini
Bir gün yalnız kalmakmı yada duada damla damla yalnız kalamamakmı sevgin!
Yanıp bitmez ama saklanmışlıklarım geldi
Kan çanağına dönmüş bir ayrılığın tuhaf bakışları
Dönmüş gözlerinde küçük kızın attığı çığlıkların olmuştu.
Ezgilerini kelebeklere verenlerin sessiz kaldığı sivrisineklerin keyif aldıği kadar sevmeyi çok sever sevgili. İnsanlarin sonsuza dek yaşamanın keyfini sürdüğü dünyada yüreklerinde ölümsùzlük zevk alıyor. Ey yar seni nasıl öldüreceğimi bilmiyorum korkusundan seuginle yüreğimi çıkartıp atamadığım hayalinle yalnızlık almaya gidiyor duygularım. Ruhuma dualarının gölgesi düşmüş. Sıradanlığa alışmıs bedenimde günlerdir doğuyor hasretin. Sana akmak isteyen yanlarımla ölüm orucunda gidiyor. Lalı güharım meyletti derslerıne. Genizlerden dile dilden kalbe kendine has bir koku bırakır akışkan zikirler karışıp doldukça gecelerime.
Hala buradamısın?
Okumaya başladın gönül kuşun gelir ruhuma
Şimdi sen gidebilirsin! ..
Titremelerim fatih sultanda kalsın..
Visaline düştü gözyaşlarım yalınayak.
Neredeyse hiçbir şey düşünmediğim güdülerimsin
Tamamen yoksun olduğun kendisinden istenende
Dış dünyaya ait sende bana ait olan ne var?
Çünkü sensizdin! ..
İnsanlardan korktuğun bir yaşamdı senin kisi! ...
Her an yaşadıklarının çığlıkları hep kaybetmelerin besmelesinde
Hayranlığın toplanan yalnızlıklarının duvarlara çarpması
Yüzün ve bedenin güzel
Saçların kıvırcıkta olsa tek şey o yer
Orda birazcık sevgi merak ediyordu
Kaybetmekten korktukların arasında kaybolan
Anne,baba,kardeşlerin adında saklı güneylerimizde
Öldükten sonrasına söz verebilirmisin?
Hilal şeklinde perişan olan yanlarınla sembollerinle
Öğreneceksin ama şimdilik pişman olacaksın! ...
Geceleri üstlenirken ruhun beyan sohbetlerine geliyor duaların nihayet. Beklemediğim muttaki yanın haklarını talep ediyordu. Bu değişiklik çok arzuladığı şeyi gerçekleştirmene fırsat veriyor. Hayır ve şer arasında mikrobu bulaşmaz artık hayatına kalbin. İman merkezin besmeleye gark olmuş hali yansıyor gülüşüne. Emek boşa gitmiyor hayat için ihtiyaç duyduğun malzemeyi sağladı duaların. Hafızanda biriktirdiklerin kıyasıya infal ediyor imanına. Sınıfsal üstünlüklerin mizahı açıktan açığa reddetıyor dillerinde dùşman kalpleri. Kimlikleri seçtikleri hayvani nefislerinde. Alemini anlatırken pek sevdiğini anlıyorum o bir olanda.
Hala buradamısın?
İnkar ve küfre düşmüşler arasında ölümüm.
Kafesinden çıkartamadıkların ömrüme kalsın.
Ağır bir hüküm giyiyorum ölürken.! ..
İstanbulda senin olsun! ..
Ankara’da
İstersen Londra! .. Pariside istermisin! ..
Yarın öleceğiz sakın unutma! !
Ben Ahmet yeseviye tren bileti aldım.
Gözün geldi aklıma sanki mevsim nisandı.
Sen mutlakanla kal ben eyübe gidiyorum son defa
Bekleyen arvasiye sende geleceksin ben gitmeden
Hacıbayramda bulursun bensizde kokumu
Muazzam bir haz duyan şehirlere emirlerim
Yürekten bir şevişim candan öte oluşunla
Hayatımın tercihi mühürsüz atıyor besmeleyle tevhid ve salavatlarımla inandığım gibi yaşıyor. Cemaatleri ileri gelenlerin kalpleri paslanmış kendine secde eden halleriyle. Gafletleri iç yaşamlarını anlatıyor kültür ve yaşamlarında perdeleri göremez duyamaz ve idrak edemez semtlerinde. Israrlı ikramları idrak edemez sadr yanları kurban olmuş dünyaya. Aldıkları eğitim kurban oluyor kibarlık budalası seçkinliklerine duasız gizli yanlarında. Fuadın ailevi manzarasına dem vuramıyor halleri. En bilinenin hikayesi lut ve firavun değilmiydi. Lüp tiyatro sahnelemiyor kardeştir ameli infakı yaşadıklarına.
Gururlanıp güçsüzlerin sohbeti dünya aşırılığı
Dağıtıyor gecelerimi kirlenen yanlarım! ...
Sana git başımdan demedim zaten gelmemiştin!
Güldürüyor sonunda aciz kalp sessizliğe gömülünce beden.
Kahkahaların ve alkışların dem dem şeytanla kadeh kadeh cemlerinde çınlıyor akıl.
Hala buradamısın? ...
Seni ben gördüğümde sen beni görmemiştin ruhunda
Durmadan içiyorum kederlerini
Karanlıkta korkularınla titrediğin gecelerde
Yatağına gidiyor ve sırtına yükleniyorsun hasretin
Derin bir uçurumundan düşmek üzere olan biri gibi
Yıldönümlerin elvedalarına inat tutunurcasına sarılıyor duaların
Bir işitme kaybı yaşıyor sevgi
Herkesten ve her şeyden korkar olmuş hayatta
Dışarı adımını atmamış çığlıklarım
Ağlayacak bir avlu arıyor kalmayı başardığı bir yürekte
Hayat her kesin kendi katında gördüğü silik görüntüden ibarettir,
Hoşnut etmem zor, başka bir şey düşünmüyorum ki
Sevklerimizin temsil ettiği ruhun papağanı kalp, lüp'süz neyi bulacak anlattıklarında. Alaycı aşırı ve gerçek bozgunda değilmi. Bozguna uğrayan kulak neyi duyuyor. Perde perde gözle ısrar edilenin başına ne gelecek? İsyankar derecede ama dürüst başına ne gelmiş mühürlü kalplerin. Bilen ama ödün vermeyen paslar nasıl cilalanır. Ödün vermeyen dünyada ölmezse bir sefil adam gülümser gördüğü kilite imkansızlığı. İçinde sürdüğü taksimi ilahiye razı olmadan içten içe hüzünlendi enginliğinde.
Hayata gözlerini açtığı gün yakasına yapıştı akıl
Sen üzülme uzak kalma kendine
Hala buradamısın?
Güncesi devrimler yaşıyor bulvarlarında bu gün sen
Sen hala buradasın gitmedin ve yarınsın! ..
Hatırlayabildiklerimi yazamadım henüz
Ne de gerçek adını nede eskini
Doğduğunu biliyorum hasretinde
Ölümümede alış
Çok uzak bir şehirden doğuşumu göremeyeceksin
Kendi görüntün epey farklı kendine
Unutma o çocuğu
Hz ibrahimin duası
Meryemin isası gibi sev
Onun her zaman ellerinden öp
Ona yeni bir ad ver mesela
Bambaşka bir hayat vermiş olursun gözyaşlarına
Onu büyütmüş olamazsın o küçük bir çocuk kalacak
Her şeyin karşılığı var hayatta unutma
O çocuğun gözyaşlarıda bir sadakat bekleyecek vefalı bir sevgide
Bir tür güvence her gece içilmesi gereken sel sebilde duaların
Boğuştuğum son korumaya başladığım yaşamakta haset hastalığına inat zikrim.
Yusufa inat kibir nefesine dürüst dualarım mükerrerdir. Hırsa farklı hayatı inceliyor sena edilenler. Neredeyse iş edinmiş nefis hayatı hayatlaştıran şeytanın takdiri değildir. Hayatı derinlemesine vird eden çok farklı yaşamdan ötede bir kavrayış. El atar inayet ve lütuf o yaratıcı birde manasıyla. Bilinmeyenleriyle gün yüzüne çıkan telaşlar musallada ben azda olsa elimden geleni yapmaya çalışıyorum bir avuç toprağa. O kişi tevazu içinde özelini saklamaya çalışıyor dilsiz kalbi estağfirullaha.
Gücünün ötesinde duyarlı ruh boyutlu ilişkilerim duada alnım secdede cismimin edepte özüm özüne yaşamaya vakit yok.
Hala buradamısın? ..
İzlemekten memnunsun kendini uyarlayan kelimeleri
Bırakıyorum oysa ben yağmura kendimi
Perdeye yansıtmaktan onur duyuyorsun sokuluyorsun
Bıktıkların beni allak bullak ediyor güneş batarken duada
Yaşananların ve yaşanmış olanların ötesindesin.
Göçmen kuşlar gibi üşüyorsun.
Güneşten bembeyaz kesmiş bomboş bir sokağı andırıyor çığlığın
Mavi bir gökyüzü sunan ben değilim sana
Kara bir kuşun yırtıcı sesiyim belki
Kötü zamanlarda içilmez sevdalarım
Nefes alamayışımdaki dudakların hatırlayabildiklerim
Gizlice bir sefalet içinde kalbim duyuyordu acılarını..
Çok boyutlu ilişkisinde dualarla bir esersin ruhumda. O anki ruhun gücünde özel tutkusun. Pek çok şeyin hassasiyeti içinde yaşanmış olmasıdır zaman. Merak duydukların öğrenmek için heyecanlandığı olgunun aslında tek bir insansın dualarla. Tek başına kalmış bir yaratıcısın ruhunda.
Peki kimdir bu insan? sende! .
Hala buradamısın.?
En gerçek
En yalın
Ve köksüz kuşkularım hala senin gözlerinde
Akan zamana bakanlardır dualarımla
Bu anlamda bak karşılaşılanlara
Kitaplarını aç anılardan ders yapar gibi
Tam anlamıyla bir seçki ve elitsiz sende
Pek çoğunun aksine hala makyajsız olmana şaşırıyorum
İnkar ettiklerini söylemesende ben biliyorum
Vazgeçmiş gibi göründüklerin altıyaşında bir kız çocuğu
Yüreğindeki memleketindeki karabasanlarınla
Olanlar bir rüya geri dönen
Gündüzlerin uzaklarındaki rüzgar
Bütün arzularınla, o yanlış elleriyle hayata tutunamayanlar arasındasın.
Mutluydun yalnızlığında uykusuzluklarınla
İlk günü yaşamın mutluluğu uzak olanlar arasındasın
Dualarla beynin ve kalbinin uzantısında ortaya çıkanda ruhuna nüfuz edebilmek derinliklerinde edebi bir yolculuksun. Bir dahinin yaşamöyküsünden daha ilmi duyguna sokulanlar. Var ediyor sanki bizi zaman tüneli ruhun nefesinde varoluşumuzun hamuru dualarla öğreniyoruz sevgiyi imgelenemez kendimizle gizlenmiş bahçelerinde ne arıyorsun?
Hala buradamısın? ...
Sonlanırken gece senden çok uzakta
Keşke dediğin hiçbir şeyim yoktu.
Yadırgıyorum kaldırımda yatan beni
Belki kendime göre rezilce saadetlerim olur
Senden bana bahsetmeyen bir şey fukaralık
Yeni aradıklarımı bulmaktan korkuyorum
Görüyormusunuz?
İçim büyüktü sana takım takım tevhidlerimi gönderiyorum
Sana mektuplarda yazmayacağım kendimden kurtulmak için
Hikayesi çok
Olup hiçbirini anlatamayandır sevgim
Hep susan
Kendini hep susmak zorunda hissedensin! ..
Sen sus! ... geçmişine….söz verdi hilal
Şu taşın sırrını bilmezsin ne biçimsiz hiç bir şeyi temsil etmiyor sanırlar.
İçinde bir ide saklı bir biçim hapsedilmiş duruyor bir tutam aşkla.
Gece boyu düşünür sözlerini paylaşır meleklerin duasıyla hasta kalbim dünyayı sınıyor. Gösteriş değil bu yol kabirden sonramıza. Yolun başındayken şanslı hasta kalbimin duaları. Muhteşem estağfirullahta ruhun beşiğinde destek duaların. Huşu ve huzuru kalp,hulus içinde misafir ederken vaatler içinde. Dilimle kalbimin sunduğu gelmiş en büyük yaratıcıdan. Senin heyecanının yanı sıra birlikte bütün bir hayat boyunca yaşanacak derin ihlasla. Zaman zaman şaşırtıcı sefalet de yenilip esir düşmüşsede nefsim talihliymiş kalbim duaların..
Hala buradamısın? ..
Sonbaharım işte yapraklarım yere salmış parklar sokaklarım ben
Öyle yitik, öylü ölüme yakın
Yaşamaya vakit yok.
Öyle gezgin
Kıyısında büyük hayat kurmadım
Sarhoş olmadım hayata bulu gibi geçiyor yolculuğum
Tir tir titriyorum gerçek bir köksüz olmak bu olsada
Geçmişle aç sususuzum
Bağlatısı olmayan hep aynı manzara hayat
Yeni olanı aramaya çıkanlardanım
Işıklarını söndürdüm hayatım
Tutsağı oldu çıplak ve yalnızlığım zırhlı bir şövalyemsin dualarınla. Zakirlerin zikrinde, dervişlerin himmetinde zihnim ezberini bozuyor. Dua dua taaruza geçiyor hasta kalbim hikmet arayışında. Kılı kırk yaran edebin sunuyor bize heyecanlı dile dönüşüyor kalbin halleri. Hayatı bahar sanan yanıma giriyor dünya hastalığı güzelliğine şükrüm. Hasta olmadan sağlığın kıymetini bilmenin sırrında ey sevgili. Uzatmıyormusun hala bu acize kalbinden elini. Halden hale alıyorsun amelimi geleceğine yola koyuldum. Dünyaya aldanma tehlikem imtihanda en özel nimet değilmisin? Ruhumun telaşında aradığım lezzet dualarında tilavet secdeme besmele. Daha ötede bir hayatsın ruhuma tut elimden yoksa düşeceğim.
Hala buradamısın? ..
Yağmurlarla yada karla
Dumanlı dağın çobanlı garip yıldızıyım görmedinmi
Rüzgarlarla sürüklene sürüklene
Daha önce hiç görmedin mi kahpe dünyada beni
Hiçbir yere bağlı değilim artık aklım başımda değildi
Aşırı takıntısı olanların hançerlerini arzuluyorum.
Yorgun ve uykusuz ellerim ve kalbim
Aynı şeyden ölüm gibi gözlerin
Ardına bakmadan kaçandır küstah yanlarım
Kalbimde dualar kalmıyor artık şiirlerde yazamıyorum
Şu çok fakir ama birbilerini çok seven dualar arasında vaktim yok.
Yaşamaya vakit yok
Yaşamak büyük günahlardanmı?
Bilmiyorum ki
Ben seni nerde gördüm sen beni nerde gördün?
Seni anlatmaya neden yeltendim?
İnanmış kutsal yanların rüzgarımı içime dolduruyor.!
Özel hediyesin bunca yıllarca solmamış umudum.
Saçlarına iliştirilmiş bir tarak beklide
Senden habersiz saçlarını taramam
Kalbimde misafir ederken sınırlarında yaşanmışlığım göründü ruhunda. Terekeme yalvarmıyor nefsim. Ruhsal üst değerlere sahip sadık özün. Dualarının kalbime salınması içselleştirmiş gaybım. Farkın farklı kavrayışımda anlayış yüklü hz davut edebinde orucum. Bir hayat bir şey bir ruh ve bence bir infakla nefesinde varoluşum. Menkıbeleşen yanın hakikatine besteleniyor mevlevinin ney sesinde. Bir tebessümle karşıla çocuk masalı de dualarıma. Düşlerinden nereye gidiyorsan ruhunda orda karşılanacak. Köklerim seninle koruma altında hep o ilk kaynağı sel sebil tadında ilahi aşktan dualarınla. Muhtaç hasta kalbim çözemediği dile dolaşan gerçek kalbine sokulmuş hikayemizle gözlüyorum yağmurda.
Hala buradamısın? ..
Yerlere gidebilecek kadar köksüz olmak
Hiçbir yere bağlı olmadan selama durur dualarım ruhlara dağlardan
Sen ağlıyorsun şubat soğunda kendine karşı
Ayrıldığım hiçbir yerde de vedalaşacak kimseyi yaratmadı sevdam
Yola düştüm
Beklentilerini, kaygılarını, hazlarını,korkularına tükürüyorum hayatın
Cömertçe serdiklerim ortada
Her duada seni yolcu ediyorum.
Küstahça bir yerde öldüreceğim beklide kendimi
Tüm hastalıklarına inat hayata
İyileşebilecekmisin duygun taşımak içinde kalbini
Bu kalpten kurtulmak için ölmem lazım dünyanda
Eğer kendimi bırakırsam
İçimdekileri döküp saçsam
Bir birimize verdiğimiz hediyelerimizi birkaç kez daha tadar dualarla ruhumuz
Kaçmayı tasarladıkların arasında
En acı olanların karşısında dahi ayakta kalmak için dengeye muhtaç ruh ve akıl dualarla. Bendeki kalbin dertliki tadı yok seferlerimin. Makamı mahmut olan efendim buyurmuş. Müminlerin imanca en mükemmel olanı, ahlakı en iyi olanlarıdır. En hayırlı olanlarınız da kadınlara karşı hayırlı olanınızdır. Neyapsın sendeki bendeki kalp sadık değilse dostluğuna visalinde. Bu değilmidir dostun en güzel zikre zikri sevgili. Kaymağıda senin duaların değilse acizliğime. Evrenin efendisine ne derim sonra. Kalbin mutluluktan nefes alamazsa savaşım peygamber ordusuyla döne döne gecelerde şeytana. Yiğit değilse kainatın zikrinde semalar nur saçarken nasıl titremz kalbim haline
Hala buradamısın? ..
Ayazında doğduğun gibi yaşamak
Gittiğim her yeni yerde ölümlerim
Beklide toprak parçası olmak
Yalnızlıktan kurtulup yalnız kalmakta saklanmak..
Senin için hasbihallerimide unutacağım dünden bu güne geçeceğim
Benim diye
Kendine ait hissedeceksin yıldızlarımı
Sen kendine yet mutluluklarınla yağmur yağmur
Her zaman kinden daha yalnız olmak bu olsa gerek
Tüm detaylarını ezberlemişim gözyaşlarının
Heyecan verici tasvirlerine karşı koyamıyor uykusuzluğum
Hatta ezberlemekle kalmadım
O akşam geldiğinde
Orada uzun uzun saatler geçirmek istemişti ruhum.
Düşünmenin tadına varacağımı anlamıştı dualarım
Bana yegane eşlik eden bir akşam istemiştim besmeleyle
Tüm zamanımı adadığım bir akşamda sarhoş olmak için..
Oksijeni kalmayacak bir nefeste
Çocuklarin saatinde sorgulandı vicdanım. Modaya uygun ziyaretlerim değil kalbime verilen cevabım. Merdivenlerimden koşarak çıkarken geldin. Duaların rüzgarı yavaşça havalandırdı ruhumu. Hannan ve mennanın kapısından içeri girmen hoşuma gitti ezan vaktinde. Vaktileylde olduğunu gördüm dünyanın upuzun koridorları boyunca. Felaha kavuşmalarım salalar eşliğinde sıralanmış kimse yoktu dün çoktan ölmüştü. Göçlerimle saltanatınım önünde sabaha çok vardı. Yazılanları okudu yanılmıyordu bir kaç melek. O gündü dışarı çıkmıştı ruhum. İfade vereceği gün kapı açıldı hafifçe vuruyordu rüzgar mezar taşıma. Geri dönüp kendisini getirenler kaybolmuştu. Tek başına içeri girdin.
Hala buradamısın? ..
Tepeleniyor duygularım duygularına ısınmış
Adeta çocukluğundan gelen ve bir yandan da içten içe nefretlerin
Selamun aleyküm diyorsun yaralı yanlarına
Bildiğin köksüzlüğünü sürdürmelerin köknardan
Hırsın mahpusluğuna benziyor dünyada
Heves edişlerin kara çaylak
İleride vedalaşabilecek birine kibrit çaktın..
Eğilişimde titriyor besmelelerim düşünerek başladı
Ezanın kimin için okunduğunu anladım.
Selanın kie verildiğini bilmiyorum!
Ölüm sarhoşunda yıkılmak için yüzüm canlandı
Erken kaybettiklerine isyan yağdırdıklarına inat
Ellerini elerimin üzerine koy dua vakti
Bırak beni dünya kendi serseri halime
Azraile selamun aleyküm demek için ey sevgili
O güne kadar hiç tanımadığım ama çok iyi tanıdığım adamla göz göze geldim. Kapılar açıldıkça merak ettiklerim şişkin göz kapaklarımın ardında heyecanım. Kıyama duran hallerim kısa bir an. Huşularımı inceleyen elindekilerimi birine verdi. Ayağa kalkan lahunti varlığım tek düze bir sesle onun karşısındaydı. Sorulacak sorulara yanıtı soruldu nazarında. Vakaalarımda orada ne kadar kaldığı kalemde soruldu. Kimlerle görüştüğü soruldu düşüncelerimin. Sevdiğimi açıkça söyledi sözcükler örfünde. Bir senin pırıltıyla bakmakta olduğunu gördü yadırgadıklarım arasında. Hazırlıklı olmama rağmen tedirgin oldu nasıl gözyaşı döktüğünü hatırladı kalbim. Asla konuşmadı acılarım eğer ben yalnızsam.
Hala buradamısın?
Kendinden uzak tutmayı başarmalarında
Çayların taşıyor
Sevgi köprülerini paldır küldür seller alıyor
Ve sonra farkına bile varamadan
Seslenir bir yanın
Yandım anam diyor feryadında eflatun gözlerin
Nasıl da başka bir şey her şey
Elimden tuttukça güzelleşiyor
Alıkoyamıyorum kendimi yağmurda dua dua gözlerini aramak
Ve aklına geleceğim
O bu kadar erken gitmeseydi diyeceksin
Bir yıldız kayacak yağmurlu havada
Bunu bir sen göreceksin…
Gizli gizli ağlayacaksın içine fena sızanların
Bu hiç hesapta olmayan bir gökkuşağının rengi
Sadece yeşil
Doğum gününe aldığım bir hediyeydi geceleri giymeni istediğim
Asıl büyük sarhoş benim tek damla şarapta içmedim
Alt üst eden gidişim bir kalabalık
İz bırakan bir yanım olmadı
Şimdi uyu
Üşümüş yanlarınla üşüyün yastığına sarıl
Bu geçmişe giden bir yarının uykusu
Ancak içinde bulunan
Mekanına sızdım sinene pencereni açık bırakma
Büyüsünden de ayrılamam dua ederken seyrettiğim hallerinden..
Ben garip bir şair olsamda ne
Ayrılamıyorum duvarlarını uzun ve dalgın bakışlarla süzüyorsun
Serseriler kralı sefil bir adamın gelişinin gidişi
Kahroluyorum ardından gözyaşlarının o boşlukta
İşte büyüdün diyen bir ses. Yüzümü yıkadı uzun uzun cevap veren avuçlarım. Kayda geçırilenler son sözümdü kafamın arşa kalkmasında derin bir soluk aldı kalbim. Yüzün delıcı bakışların dikmiş konuşuyordu sefil adamla. Gözlerimin tam içine bakarak söyledin tavan arasındaki öbür yanınla. Kuşku rüzgarı şarlatan yanlarıma soruların bitmemiş. Zaruretim öteki yarısını hiç unutmadı tefekkür nakışlarım zikirde. Bir kabusum kurtulabildi hayatımın en büyük aşkında. İftiraya uğrayan zaman kadar suçlanıp görmezden gelmeyi yeğlemedi kopan fırtınalarımda. Öbür yüzü ensest olanlar kürsünün önünde. Üstü kapalıda olsa sel sebil ırmağının karşısında herkesin tanıdığı aşıklar…
Hala buradamısın?
Neler yaslanıyor şimdi kalbine
Ben değiştim diyemiyorum vatansızım ama değişemiyorum
Kendimle boğuşuyorum şehrin zenciliğinde
Islak tüm sigaralarım
Cesaretimden kapında içiyorum
Ben unutulmuş sen uyuyorsun
Paha biçilmez bir duygu nasıl da yürekten
Fikrin annenimi özledi
Yazık kı o minicik bir çocuk bütün ışıklarını yakıyorum korkmasın diye
Mısralarıma iniyor yıldızlar
Ancak birkaç saat hayatta yanımda olduğunda yalnızlığımla kalmalıyım
Yaşam savaşı vermeli duygularımla çekip çıkartım
Başara bilmişliklerime tükürüyorum Ankara ayazında
Ancak çok geçmeden
Buradan hayatın akışını hiç şüphesiz tamamen değiştiren bir olay yaşandı
Şimdi bir yıldız koparttım süzülüp pencerenden başına taktım
Bu işi yaptığımı sen göremedin
Ayrılmamın ardından ölümle hayat arasında zimmete geçirilmiş bir sevgiyle
Senin hayattan korktuğunu biliyorum
Yaşadıklarımı inkar ederek gidiyordum küfür gibi
Korku ve kaçmakla kurtulacağıma inan duyguları tekrar içinde hissettim
Karanlıkta seni görüyorum hiç şüphesiz küstahım
Yıllarca adımın yanına koyduğum mağrurluğum gibisin
Bu kez nasıl da işime yaradı
Ben kendini sende kaybettim
Gölgemi verde tirtir titreyen asla bilinmeyen her kesi şaşırtmayı çok iyi beceren yanlarımla farklı bakıyorsun özdeşleşen düşünmekle içine karışmak istiyordum
Saatlerine ertelemekte kararlı değil çocuk şiirlerim
Kaybolup gitti için büyük bir karanlıktı
Güzün soğuk nefesinde ben yoktum
Kendimden kurtulmak için
Önce suratım kaskatı kesildi
Gözlerim çaresiz bir bakışadikildi
Cezbeye dönüşüyor hallerim...sadık dostum
Işıkları kapat
Sanki hiç varolmadık yüreğim bölündü
Hala buradamısın? ........
İnsan kendine rağmen duasız bembeyaz yaşayamaz..! ..
Seyyitlerin elem duyuyor çağ yalnızlığı hallerimize gözyaşı döküyorlar. Bense şehit olacam davetine verdiğim besmeledeki sözümle ey sevgili. Dünya tepelerine veda ediyor estagfirullahlarım ay doğdukça nur nur kalbine ey sevgili sana söz verdik. Hoşgeldin salavatlarla cennetimi hoş kılacan enbiyalar aleminin şefaatinde. Hesabımız yaklaştıkça acıyor dünyada beşer kalbimiz eğlenceyemi dalıyor. Karışık bir rüyamı yaşananlar zikirse infakların vahyi. Haddi aşanlara inat kulluk yolunda ibadetimin şan ve şerefi. Azabı hissettim bir avuç toprakta sorguya çekilecek şımarıklıkları görünce feryat ediyordu kalp. Hakkı batılda gördümde dost olamamış hallerimiz tesbihsizmiş ben şahitsem sevgine. Bismillah
Engin Demirci
y.ed…20.02.2009..02:45..Garip Çoban Sıradışı
http://www.beyazrenkler.org/forum/showthread.php? p=61847#post61847
Engin DemirciKayıt Tarihi : 26.2.2009 08:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Engin Demirci](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/02/26/bizimle-hasbihal-1-4-beklenen-hasbihal-engin-demirci-www-beyazrenkler-org.jpg)
Sineme tonlanan hasretlerine mutluluk uzak olsada
diyor şairimz siz Allaha kalbi tam olarak duanızla
aşkı mutluluğu mutlaka yakalarsınız şiirde ayrıca
mizahi bir yönde var manevi aşka inana biri olarak
günlük zamana aşkları yetersiz ve gereksiz buluyor
şair yüreğinize sağlık çok güzeldi
Tebrikler Zerrin TAYFUR
TÜM YORUMLAR (2)