...Bizim Şiirimiz...Serbest...Zaman'la B ...

siyah beyaz film gibiydi iki direkler arasında yaşam

dertler kederler hep uzak
yarınlara gülümseyen bir tablo yanıbaşımda çizilen
bir oda içinde bir aile yarını beklemekte
içten beklemekte
özlemle düşlemekte

bir mum ışığıyla ders çalışmaya çalışan çocuklar vardı o zamanlar
öylesine mahsum bakışlarıyla
kalemin gölgesi defterine vuran
şimdi ise bilgisayar başında olanlar
nelere kadir bu zaman
.................................................................Vedat OKKAR
nelere kadir bu zaman

nasıl da şenlenirdi sofralar,aza çoğa bakılmadan
gönülden paylaşılırdı, var olan bir lokma
bölüşülürdü hatır bilinerek
zenginlik gönüldedir diyerek

zamana yenilen
zenginliklerimiz anılarda kaldı
küçük bir çocuğun bakışı gibi
aynı saflıkla bakabilsek biz de
anılara kalmadan
zamandaki resimlere saklanmadan
.................................................................Merâl ÖZCAN

zamandaki resimlere saklanmadan

saflığın kucağında aktı anılar mısralarımdan
minicik bir el uzandı yaralarıma
hayal dünyalarımın kapılarında
o küçük kız baktı gözlerime
sil gözyaşlarını
canımın yarısı sende

geçmiş günleri sakla rüyalarına
beyazlığım sana hediyemdir
gönül saraylarına bakasana
.................................................................Burcu YALKIN
gönül saraylarına baksana

ya bayramlar ne büyük coşkuydu
o günlerde alınabilen giysiler
büyük anneli büyük babalı evlerdeki yaşam
ayrımsızdı bütün bayramlaşmalar
eş dost akraba ziyaretleri
minicik yüreklere verilen
mendil ve harçlıklar
ne büyük mutluluktu
kapı kapı dolaşmalar
kardeşler arasındaki kapışmalar
hey gidi günler…hey
.................................................................Papatya YILDIZ
hey gidi günler hey

o günlerden anı olarak bir mendilim kalsaydı.
el öpüpte kopardığımız harçlıklar servet tadındaydı,
deri ayakkabı giyene zengin gözüyle bakarlardı.
derme çatma tahtadan dönme dolapların gıcırtısı,
şehrin dört bir yanından duyulurdu.
dost akraba komşu yakın piknikte buluştumu,
yoklamada mevcut sayısını çözmek imkansız olurdu.
çizgi roman kahramanlarının adı çocukların takma adıydı,
yabani değildi sevgiler öpücüklerden tokalaşmalardan,
sarmaş dolaş dostluklardan yanaklarımız kızarırdı.
.................................................................Tarık SASAOĞLU
sarmaş dolaş dostluklardan yanaklarımız kızarırdı

kim dara düşse birlik olur çoğalır
deva olurdu
babaanneler,anneanneler masallar anlatır
torunlar mutlu olurdu
sahura toplanır tüm aile
amca,dayı,yenge şenlenir tüm yürekler
huzur bulurdu
açık sinema,gazoz birde minder oldumu
en büyük lüksümüz olurdu
.................................................................Handan BAYTEKİN
ağır aksak yürüyen yollarındayım yaşamın

çıplak ayaklarımda taş kesikleri
bir adım öndeki yarına yürüyorum
bana ellerimi getirin
üşümüş çocuk gülüşlerimi saklayacağım
.................................................................Abdullah ORAL
üşümüş çocuk gülüşlerimi saklayacağım

nehirler akıtacağım güneşten
sımsıcak denizler içindeki yosunlu hayallerimden
kurtulacağım istemeyerek
etrafımdaki çocuklarımın cıvıltılarıyla
uyanacağım hayata
çocuksu kalbimle yaşayacağım
zamanın sokaklarında
.................................................................Ömer Faruk İLHAN
zaman açar yüreğimizi

daha doğmamış bebelerin yanaklarına
boy atar ince bir tomurcuk.
zaman yakar gözlerimizi
ısıtmaya acının karanlıklarında
parıldar ay yüzlü bir çocuk.
eler en ince elekten düşlerimizi
en şaşmaz yargıcıdır yaşamın
bütün çelişkili durumlarında.
zaman büyütür ellerimizi
yoğurur beynimizi adım adım
aktarır kuşaktan kuşağa
salınır gönlümüzde mutluluk
.................................................................Mehmet SARI
kırık bir biskletti hayallerimi süsleyen...

paslı metalleri bile gözümde mücevher.
bisiklet kırıktı.. ah! kalbim daha da kırık
ve umutlarımdı, çocukluğumu besleyen.

zamanla büyüdükçe küçüldü bir özlem,
hayata pedal çevirdikçe azaldı bir umut.
bir liman gibi gerilerde kalırken çocukluğum,
söylenir oldum ve dedim kendi kendime
- zamanı geldi artık, sen o hayalini unut.
.................................................................Nevzat BAYRAMOĞLU

ben zamanın büyütemediklerindenim

zamane olmayanlardan
yani zamanın üstünden geçip de bir şey anlamayanlardan
sanırım anlatamıyorum
koskoca dünyada nokta kalanlardanım
dünya değişirken zaman geçerken
büyümeyenlerden
çocukluğumu tam anlamıyla yaşadım sayılmaz
büyümemeye çalışıyorum işte
belki çocukluğumu yakalarım diye..
.................................................................Arap KURT
zamanla büyüdü adem elması

sırtı bir dağ gibiydi yaslanmaya
ya elleri
tutup çevrelemeye
sarmaya sarmalamaya hazır
zamanla küçülürken anası
.................................................................Nurdan ÜNSAL
sırça parmak kadarken

sevda sarayı taşa çalınır
ve dağılırdı benim çocukluğum
Acımaz sokaklarda acılar toplardım koynuma
Güneşe kara bir lekedir,
Şimdi siyah bir yanlızlık
zamanla büyümek benzemektir Arnavut taşlarına

metroda insan istifi bir hayat
yürüdüm istençsiz itişmelerde
Bir mum çiçeği son damlasında tanırdı beni
işte o yüzden acıdır geceler ve bendeki ıtır
mum çiçeği bu yüzden benzerdi yüreğime
Arnavut taşlarından örüldü sırça sarayım
zamanla büyümek mahçupluğudur insanlığımın
.................................................................Sait AÇIKGÖZ