hani kolun kanadın kırılır
kör dövüşü gibi gelir hayat kimi dem
tıkış tıkıştır için ama
sırtın sıvandığında eğreti sözlerle
gayri ihtiyari sancılı gülüşler konar gamzene
oysa sen de bilirsin;
herkes kendi acısını yaşar içinde...
.................................................................Nazlıhan HASKÖYLÜ
herkes kendi acısını yaşar içinde
başkalaşmış tortuların yalnızlığında
siyah damlalar kavruk sayfalara birikir
uzanan eller soğuk
bakan gözler ifadesiz
sessizce acılarını dinderecek yürek
başka yolculuklarda
dön kendi kuytularına
bak orada zamanın tozlu raflarında
gözleri yaşlı suretin durmakta
.................................................................Burcu YALKIN
gözleri yaşlı suretin durmakta
dalga dalga akarken saatler
kayarken avuçlarımdan bir bir
giderken uzaklara,
sormazken...
acıları yaşatırken...
yüreğimin odalarından geçerken
kilitler atılmış geri dönülmez anlara
bulunmaz kuyulara atılmış ezalarım
boğulmuş derin boşluğunda...
kendi acılarımı yaşarken içimde
iç dönüşlerle çözülmeye başlayan sislerde
siyahın yansımasındaki grilikte hayat
umuda bir adım yakın
ve bir adım uzak...
.................................................................Merâl ÖZCAN
umuda bir adım yakın
ve bir adım uzak...
bir adım gerisi yakın uçurum,
bir adım ilerisi amansız tuzak.
uzakları yakın kılan sevdam,
yüreğinin sesine umutla tutsak.
ve yırtıcı bir kuşun,
devasa kanatlarını açarak,
pençeleriyle avını kavradığı,
mesafe kadar uzak…
kanatlarımız olsa da,
sonsuz maviler de buluşup,
el ele tutuştuğumuz kumsal da,
aşk sarhoşluğuyla güneşin doğuşunu karşılasak.
ay ışığını beraber yudumlasak.
herkes kendi acısını yaşar içinde,
sevda sınırsız özgürlükle coşar düş bahçesinde
.................................................................Tarık SASAOĞLU
bir adım yakın; adın, adıma yakın!
bilsen, bıraktığın tortunun sertliğini.
indirdiğin darbelerle kabuklaşan yaramı.
oysa ki; merhametli dokunuşlar dilerdi,
içe ferahlık veren bir sam yeli..
ne ifadesiz gözlerine takılırdı, ıssız karanlık.
ne de sancılı gülüşlere aldanırdı, zavallı yüreğim..
sımsıkı kavranırdı kayıp giden eller.
uzaklaşmasına, fırsat bile vermeden yakalanırdı.
parçalanıp atılırdı sarmalanan zincirler.
rengarenk gülüşler serpilirdi gökyüzüne,
daha bitmeyen sevdalı sözler yankılanırdı..
bomboş acılar bıraktın, soğuk ellerinde büyüttüğün.
yakılan ağıtlara bile değer vermeden karıştın sise.
kararmış kuyularda sızlıyor yaralarım, karanlığa nispet.
bıraktığın acılarını, taşırken içimde
.................................................................Kamil ÇAĞLAR
yağmurdu anlatan derdini şehre.
yok oluyordu her aydınlık.
hani kaçarcasına son oluyordu yanlızlık.
ıslanmış bir ilk bahardı taktığım saçlarına.
kimsenin henüz ulaşamadığı o kente.
taşırken yükümü, dertlerimi.
ben acılarımı biriktirdim yüreğimde.
hiçbir zaman ulaşamıyacağını bildiğimden.
sana acılarım bulaşmasın diye.
.................................................................Tuğsan Erkan ÖZLER
sana acılarım bulaşmasın diye
acılarımı gömdüm yüreğimin en derinine
hiç bilme..sana tutsak bu yürek,,
yaşasa da en hazin duyguları...
bahar kokulu umutların,
hiç gelmeyeceğini bilmesede..
sensiz düşlerde..
sensiz gülüşlerde..
sevdalara hasret çekse de..
herkes kendi acısını yaşar içinde..
.................................................................Züleyha Özbay BİLGİÇ
hiç bilme...
bu yazdıklarım az önce yoktu
yoktu,
ispirto alevi kıyısında ki pembemsi mavi
çeyizi değil di şiirin
ceviz sandıklarda ki kuru lavanta
bürümcük torbalarda ki ilmik
ve çözgülerde vazgeçilmişlik
düğümlerde sahicilik
ateş ben de şimdi,cehennem sen de
herkes kendi acısını yaşıyor içinde
.................................................................Demir MUTLUGİL
sana acılarım bulaşmasın diye
bütün dağları ve ovaları bıraktım sana
sana göremediğim yaşlarını bıraktım
ne anlatıyor bilmem saatler sana
sana uzaklar ne anlatıyor düşünürken
yüreğimde hapsettiğim bir yer buldum sana
sana kuyulara atılmış anahtarlarla geldim
yedikule zindanlarında boğularak geldim sana
sana gecelerin içinden acı ile güldüm
umut güneş gibi ortalıkta ışıdı durdu sana
seni hep teğet çizgilerle sevdim
.................................................................Ertuğrul ŞAKAR
sanki çöldeyim
beynimde düşünceler tepemde
kıvrımlarımı kurutuyor
güneşin kuruttuğu gibi
un ufak oluyorum
rüzgar dağıtıyor tozlarımı
parçacıklarım kimi dikenlere
kimi toprağa düşüyor
dikenin sivri ucunda
güneşin kızdırdığı toprakta
rahat bırakmıyor acılar yine
kanatıyor,yakıyorlar
sahibi olduğum acılarım
herkes kendi acısını yaşıyor içinde
.................................................................Handan BAYTEKİN
yar uzakta heber yok
mektup yazdım diyemedim
gözlerden yaşlar akar çok
sana yüzüm süremedim
bir lokma yemeğe karnım tok
ben yüzünü göremedim
cennet gözüktü, sırat yok
bir türlü sana gelemedim
hayat bu her biçimde
hayalın sanyıyor gölgelerime
hep arkamda kalma gayrı
herkez kendi acısını yaşar içinde
.................................................................Vedat OKKAR
bir değirmen taşıdır zaman
döner son sürat
ve ağır mı ağır
eze eze belleğimizin bütün gücünü,
törpüleyerek direncini düşlerimizin,
her hücresi bir acı deryası gövdemizin
taşır kendini
durgun, hırçın ve dalgalı
kalabalık bir kavga gibi gelecek günlere
.................................................................Mehmet SARI
sınırlar içinde özgürlüğümüz, adımımız sonsuz değil
ayaklarımızca yollarımız, ellerimizce gücümüz
kırmızı öksürüğümüz, siyah göğümüz sonsuzca
büyümek ağaçların işi, hani çocuktuk biz asırlarca
hatırdan çıkmayan pembelerce koz helva hayat nerde
meltem okşasa yanağımızı uçurtma olur yüreğimiz
deniz balığın halinden anlar da bir biz bilmeyiz gizliyi
hep bayramdır gözlerimiz, içindedir sancı ve acı
.................................................................Nurdan ÜNSAL
herkes kendi acısını yaşar içinde
hayat insana defalarca şans vermez ki
hani nerede yaptıklarımız ve yapamadıklarımız
hangisinden yana pişmanlıklarımız
herkes kendi resmini çizer posası çıkmış yılların sonunda
herkes kendinin ressamıdır biraz da
.................................................................Mehmet Emin ERMEKİN
akşamlar kanatır gönüllerde yarayı,
çoğalır yüreklerdeki yangın...
gün batar,
herkes acısını yaşar içinde...
dalar ufuklara mahzun bakışlar,
sessizlik gözlerde ve dillerde,
bilmezler ne fırtınalar kopar,
sessiz sandığımız o gönüllerde...
çoğalır, yalnızlıklarla, acılar,
süzülür, damlar yavaşça,
silmeyi unuttuğumuz iki damla yaş.
ne fırtınalar kopar sessizlik gemisinde,
yüzler güler belki, ama,
herkes içinde kendi acısını yaşar...
.................................................................Hâlenur KOR
Kayıt Tarihi : 15.6.2007 19:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Grubumuzun ortak şiirlerine katılan şairlerimiz, dizelerinin SU GİBİ ŞAİRLERİ yetkili şairlik sayfasında yayınlanmasına izin vermiş sayılmaktadır. Kendi bölümü dışında, şiirin bir kısmını yada tamamını sayfasında yayınlamak isteyen şairler, diğer şair arkadaşlardan izin almak zorundadır. (Bu yasal bir gereklilik ve uyarıdır)
![Su Gibi Şiir Grubu Şairleri](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/06/15/bizim-siirimiz-serbest-herkes-kendi-acisini-yasar-icinde.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)