Herkes barda pavyonda, eğlenip de coşarken;
Uçkurunun peşinde, doludizgin koşarken;
Kendini kaybedip de, hudûtları aşarken;
Efendice, dürüstçe, sevdik diye suç oldu...
Densiz zübbeler gibi, zıplayıp oynamayız
Her güzeli görüp de, salçalı kaynamayız
Doksan-altmış-doksana, sırvanıp yaynamayız
Biz helâl süt emmişiz, anlattığım kaç oldu? !
Çocukluktan almışız, bu köklü terbiyeyi
Ölüm içre yaşayıp, kollarız telbiyeyi
Azmak dâim getirir, mahvı ve tecziyeyi...
Bilgeler nasihâtı, başımıza tâc oldu...
Gönül eğlendirmeyi, nâ-hoş âdet belledik
Allah Emrin tutup da, gelinleri telledik
Besmeleyle hâtunun, zülüflerin elledik
Gayra tevessül eden, nazarlarda aç oldu...
Karac'oğlan âşıktı, ama Rabbin bilirdi! ..
Mecnûn, Leylâ uğruna, aceb neden delirdi?
Fuzûli şiir yazsa, dilber cehde gelirdi
Şimdi aşklar sevgiler, bel altı ve kıç oldu...
İstanbul - Aksaray 12.07.2000 00:45
Mustafa Engin KaratayKayıt Tarihi : 5.6.2011 23:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)