Bizim Köyün otobiyografisi

Murat Demirci
147

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bizim Köyün otobiyografisi

350 haneydi şehirlere göç başlamadan önce
Köyün kuruluş tarihçesini kimse bilmez
Üç derslik bir okulu vardır
Bir öğretmen bazen bulunur
Muhtarımız tam kara cahil
Nüfus cüzdanı suretlerini kızı doldurur
Ceketinin iç cebinde mendilde sarılıdır
Mühür ve ıstampa
Çıkartır cebinden dört ibiğini açar mendilin
Önce mührünü alır, bir süre siler, tabi ki tükürükle
Sonra başlar ıstampayı üfürmeye
Bu ıstampaya en son 945 yılın da bir tükenmez kalem boşaltılmış
O gün bu gündür kullanırlar
Haaa bu arada muhtar üst üste iki gömlek giyer
Yanında bir değnek taşır sırtını kaşımak için
Köyün yapıları kerpiçten, üstünde killi toprak
Sonraları çatılara kiremit atmaya baladılar
Bu bizim köyde büyük lükstür
Televizyonun köye giriş tarihi 981
Siyah beyaz otuz yedi ekran
Çakırahmet’ın oğlu Mahir getirdi
Elektrik yoktu aküyle çalıştırdılar
İki ayı buldu anteni ayarlamaları
Köyün bütün çocukları iki ay boyunca
Seyrettik bütün çalışmaları
Mahir aşağıda karsı çatıda
Biraz sağa çevirdiler biraz sola ama olmadı
Mahir başlardı küfür etmeye, kadıncağız n’apsın
Öylesine bakardık ki
Sanırsın Mahir de karısı da astronot
Mekikte son hazırlıklar
Birazdan Mahir ve karsı uzaya fırlayacaklar
Gözümüzü bile kırpmadan baktık iki ay boyunca
Bomba gibi patladı haber, dillerde dolaşıyor
-Mahir televizyonu ayarlamış
-Biraz karıncalıymış diyorlar ama idare eder
Bizim köy halkına göre Çakırahhmet’in oğlu Mahir
Televizyonu icat eden adam
Ben ekranlarda ilk olarak bir kadın gördüm çok güzel
Saçları da gerdanı da açıktı
Etekliği kısaydı üstelik altına şalvar giyinmemiş
Bir gün sordum anneme
Bizim köydeki kadınlar neden böyle giyinmiyorlar diye
Anam “oğul çok ayıp” dedi, ben sustum
Ayıpsa susmak gerekirdi
İri kalın dudakları vardı
Bizim köydeki kadınların dudakları çatlaktı
Ve onların hepsinden daha güzel gülüyordu
Okuduğu türkü hala aklımda
“Ay bulutta bulut da mendilim kaldı dutta
Köye insan tartan terazinin gelişi de aynı yıla rastlar
Kamil ağabeyim her gün babamın cüzdanında
İki buçuk lira aşırıp tartılıyor
Ama beni hiç tarttırmadı
Aramızda pazarlık yaptık
Sabahları elbiselerini ben giydirecektim
Çoraplarını giydirirken çok zorluk çektim
Ayağını biraz fazla kaldırsam “rahatsız ediyorsun” derdi
Tam bir buçuk ay sürdü bu
Her sabah elbiselerini giydirdim yüzünü yıkadım
Dişlerini de fırçaladım saçlarını da taradım
Ama o beni tarttırmadı
Nedeni yıllar sonra açıkladı, ben hiç tatmin olmadım
Babamın cüzdanında beş lira çalamazmış
Köyün bir meydanı vardı
Bütün avareler orada toplanır
Bu adamlar ki sabah kalktıklarında
Şöyle bir havayı koklarla
-Bu gün oduna gidilmez
-Bu gün ekin biçilmez
-Bu gün tarla sürülmez
Çorbasını içen soluğunu meydanda alırdı
Kediveli, Topalmurat Hüyük ve Körsüveli.
Hemen otururlardı Poyrazın bacaya
Pişti oynarlar güneş batana kadar
Kalktıklarında ilk işleri
Pantolonlarının arkasını silkelemek olurdu
O vakit yaklaşmaya başladı mı
Kadınlar toplamaya başlar iplerdeki çamaşırlarını
Köyün ortasından yükselirdi gök yüzüne toz bulutu
Sanırsın ki bine yakın eşek yuvarlanıyor köy meydanında
Yine o meydanda köyün gençleri
Köy çeşmesine gelen kızları seyrederler
Kızlar hiç eksik olmazdı çeşmenin başından
Bir nevi Televole, rivayete göre
Taşıdıkları suları evlerinin arka bahçelerine dökerlermiş
Bizim köyde bir kız, bir günde en az on beş kez gelir suya
Bu sürüp gider taaa ki kısmeti çıkana kadar
Nerde kızın yanına yaklaşmak elinden tutmak
Sarılıp öpmek, bunlar büyük hayal
Kafanı azcık çalıştırırsan mıncıklarsın düğünde bayramda
Kızların en güzel anısı budur işte
Hele bu birde ilkse ertesi gün köy çeşmesinde
Anlatırlar ballandıra ballandıra
Bacakları titrer elleri yine öyle, yanakları al al olur
Öyle ki kalbi diri göğüslerini ortadan yarıp fırlayacak dışarı
Artık bütün düğünlerde bayramlarda dört gözle beklerler
“Şu domuzun oğlu gelse de bir kez daha mıncıklasa”
Ve avuçlarda sıkılarak taşınan mektuplar
Kuru üzüm çorum leblebisi
Yerine ulaşan kadar terlemiş kağıt, yazılar okunmaz
Bu mektuplarda nasıl bir dil kullanılır bilmem
Malumunuz kaçtıktan sonra bir daha geri dönmedim
Ama küçük ağabeyimin yengemden aldığı bir mektuptan
______________________________İşte size birkaç satır
-İsmail
Beni günlerdir oyalıyorsun
Dün çeşme başında kızlardan duydum
Fadime’ye kuru üzüm ve leblebi göndermişsin
Onlar öyle söylüyorlar
Sana pazara kadar müsaade, ne yap yap beni kaçır
Yoksa Çötenin oğlu Ekşi’ye varacam...
Bizim köyde en popüler delikanlı
İstanbul’dan en son gelen delikanlıdır
Çocuk çalışmış beş altı ay
Lokantaların bulaşık haneleri güneş almaz
Onun için biraz beyazlamış
Bir takım elbise yaptırır ucuzluktan
Ev halkını arayıp bildirir hangi gün teşrif edeceğini
O gün aile sabahtan başlar köy meydanında beklemeye
Öyle bir beklenir ki İstanbul’dan bir bulaşıkçı değil de
Ankara’dan tarım ve Köy işleri bakanı gelecek
O iner minibüs den
Çoluk çocuk yığılır minibüsün başına
Valizler kapışılır şekerlemeler dağıtılır çocuklara
O iner minibüsten demiştim
Bu iniş ki mafya babalarını bile kıskandırır
Köye ayak basmıştır artık Sicilyalı
Kasabada yeni boyatmıştır topuklu ayakkabılarını
Saçlarını taramadan önce ıslatmış yada bir danaya yalatmış
Sicilyalım köyün bütün kızlarını yüreğini hoplatır
O artık kendini fareli köyün kavalcısı sanır
Her akşam bira içer ve filtreli sigara
Bir ay sonra bakkaldan veresiye birinci alır
Bütün kızlar peşinde
İşte en hassas noktadır burası
Bu avantajı kullanıp da bir kız kaçırdı kaçırdı
Yoksa ebediye kadar bekar
Şekil A’da görüldüğü gibi
Ertesi gün köy meydanına iner Sicilyalı
Bütün kızlar birbirine haber uçurur
Evdeki suları arka bahçelere boca edip yürürler
Meydandaki çeşmeye suya gelen kızla arasında
Başka mahallelerde oturanlar bile var
İşte o anda rekabet başlar
Kırıtır dururla artık Sicilyalı beni beğensin diye
O birini kaçırır sonunda
Kıyamet kopar başlık parasının miktarı duyulunca
Baba satar bağı bahçeyi ineği öküzü
Sonra Sicilyalının getirdiği birkaç kuruş
Oda yetmeyecektir faizle borç arar
Onun içindir ki bizim köyde
Uzun süre konuşmaz son dünürler
Taaaa ki ilk dini bayrama kadar
Bu arada altı çizilecek iki husus daha var
Birincisi
Kaçırdığı kız eğer Sefilinmemet’in kızıysa yandı
Yok adamın kızları fazla güzel değil ama çok pahalı
Yalan olmasın
Aşağı yukarı aynıdır
Bir adet F16 uçağının parasıyla başlık parası
Bütün köy halkı yalvarır Sefilinmemmede
Memet yapma, Memet etme, Memet kulun kölen olam
Bak seninde bir oğlun var, elimde büyüdün Memet
Memet birde dokuz yüzlü hat kiralamış soruyor
-Eeee sevgili Ormanözüköyü sakinleri
Bu kızdan ne kadar başlık parası alayım beni arayın
-Memet büyüklük sende kalsın şu kadar yeter
Memet bir miktar parada bu hatlardan götürür
Bir dikili ağacı bile kalmaz damat tarafının
Her şeyi satarlar
Adam ne yapsın kızın yaşı küçük
Çocuk hapislerde çürüyecek
Bizim köyde on sekiz yaşında bir kız gösterin
Eşek taklidi yaparım altmış milyonun huzurunda
On iki yaşlarında başlarlar
Gerdek gecesi ne yağacağız demeye
On dörtlerindeyse artık ne yaparlarsa yaparla
Gelelim ikinci hususa
Evlilikler görücü usulü olursa eğer
Nişanlılık süresi en az bir yıl en fazla iki yıl sürer
Bu zaman süresince damat hep hazır kıta yatar
Çünkü her an kız tarafı damadı çağırır
İneklerden birisi dağda kalmıştır git ara
Veya ekin biçilecektir, saman taşınacak
Buğdaylar ambara atılacak, bu durum öyle boyutlara ulaşır ki
Evde okula giden çocuk varsa eğer
Ev ödevlerini bile damat yapar
Çok şükür düğün yapılır
Balayına Paris’e gidecek değiller ya, yaylaya çıkarlar
Damat öylesine yorgundur ki
Daha zifaf gecesi kızın duvağını açmadan
Başını yastığa koyar
Böyle durumlarda damat balayı süresince uyur
İşin kötü tarafı da bu
Oğlanın Babası sorar oğlanın anasına
-Kız avrat gelinin karnında bir şey var mı
_____________________ nasıl olacaksa.
350 haneydi şehirlere göç başlamadan önce
Şimdilerdeyse elli hane ya vardır yada yok.

BU HİKAYE KISMENDE OLSA DOĞRUDUR
ORMANÖZÜKÖYÜ İHTİYAR HEYETİ

5 Eylül 94 Saat 23.40 Söke

Murat Demirci
Kayıt Tarihi : 6.12.2006 12:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


BU HİKAYE KISMENDE OLSA DOĞRUDUR.. ORMANÖZÜKÖYÜ İHTİYAR HEYETİ

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Murat Demirci