Kelemen’in sapağını dönünce
Tepe başı Totak önü bizim köy.
Viran olmuş peğ’lerini görünce
Tarihine çeker seni bizim köy.
Kara Salim odun etmiş ormanda
Arif emi öküz koşmuş harmanda
Ferik nine yuğ eğirmiş kirmanda
Her insanı, bin bir anı bizim köy.
Kimler gelip, sende dünür oldular
Kimler gidip, gelin alıp geldiler
Kimler kimle tarla, takım böldüler
Gölge bize, gardaş yanı bizim köy.
Kazanlarda keşkek, lokma pişerdi
Meydanında çoluk çocuk koşardı
Halaylar da genç ihtiyar çoşardı
Sonbaharda düğün günü bizim köy.
Muhtar Halil, Hacı Musa bağrında
İsmet dayı keçi gütmüş böğründe
Niceleri can vermişler uğrunda
Mıstık çavuş nerde hani bizim köy.
Sorgun düzü yolcuların otağı
Yedi hane bir motorun ortağı
Çeşme başı, aşıkların yatağı
Bir güzele bakar on’u bizim köy.
Karşılıksız aşık olan, bilirim
Aşkına karşılık bulan, bilirim
Elleri böğründe kalan, bilirim
Hemi ağıt hemi mâni bizim köy.
Galip, Lokman çobanların hasıdır
Koyun, kuzu bayırların süsüdür
Esen rüzgar, sessizliğin sesidir
Hüzün alır akşam beni bizim köy.
Abuşlular çift sürmeye gitti mi?
Gedikliler ırgat neyim tuttu mu?
Memişliler yoz davarı sattı mı?
Sende olan bende yeni bizim köy.
Eski günler mazi oldu, neyleyim
Yeni nesli gurbet aldı, neyleyim
Kimi döndü kimi öldü, neyleyim
Hasretimin boyu, eni bizim köy.
Hidayet’im yağmur çamur yürüsün
Yürüsün de toprak kokun bürüsün
Unutursam bu bedenim çürüsün
Yolun başı, yolun sonu bizim köy.
Kayıt Tarihi : 13.4.2023 11:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!