Küçük bir düzlük daglar ortasında
İrili ufaklı tepeler yükselmiş etrafta
Bir kaç ağacı kalmış korulukta
Bir dag köyüdür bizim köyümüz
Daglardan asagi yolları var inen
Akan dereleri var kıvrilip dönen
Cocukları var, yabancı görünce sinen
Etrafı güzeldir benim köyümün
Tarlalarda vardır uzun kavaklar
Damlarında büyük ağaç yuvaklar
Gelinlere yakışır alli pullu duvaklar
Alli, yeşillidir bizim koyümüz
Evleri var irili ufaklı tastan
Kışın dagları aşılmaz kas tan
Anaların gözü kurumaz yas tan
Kara bahtlidir bizim koyümüz
Hayvanlara ot gelir kucak kucak
Kışın yoktur bir tek yakacak
Yaz ayları gecer birbirinden sıcak
Adı Soğucak tır bizim köyümüz
Baharda yaylaya göçer insanları
Meralarda otlar bütün hayvanları
Kırları kaplamış arı kovanları
Eti sütü çoktur benim köyümün
Sevmek sevilmek ister fertleri
Sonbaharda sıralanır dertleri
Ayiklanir kavunun yumsak ile sertleri
Kısları soğuk gecer benim köyümün
Kışın görünmez evlerin sacaklari
Kar doldurmuş yolları bucakları
Gelen misafire açıktır kucakları
Misafirperver dir bizim koyümüz
Camilerde bes vakit ezan okunur
Kimsesizler, yetimler hep korunur
Komşunun inşaatına tas konur
Yardım severdir bizim koyümüz
Yazları kuraktir, yağmur hiç yağmaz
Ekinleri otları yazin erken kurur
Küçükler büyüklere selam durur
mukadesatcidir bizim köyümüz
Kıs gelince tepe tarla beyazdir
Sakın pamuk sanmayın, kardir
Genclerin tek derdi Nazlı yardir
Aşığı çoktur benim köyümün
Görünüşe bakıp aldanmamak gerek
Ah edip vah edip kanmamak gerek
Her güzele yanmamak gerek
Güzeli çoktur benim köyümün
Ekim 1971
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta