Bak köyümüz burası.
Köy kahvemiz şurası
Tam iki yolun arası
Kimsenin yok durası.
Ben de köyün delisi,
İmam dersen velisi,
Hasan emmim reisi,
Fatma bacımız perisi
Kimi çiftçi, kimi çoban,
Kimi yerli, ya da yaban,
İki öküz bir de saban,
Kepenekse kışın kaban.
Davul, zurna düğündür,
Soğan ekmek öğündür,
En değerli, dölümüz dür.
Şu sazlıkta gölümüz dür
Pis kokar derelerimiz,
Toprak damlı evlerimiz,
Şurası, harman yerimiz,
Şehre göçtü gençlerimiz
Kışı serttir köyümüzün,
Suyu kirli gölümüzün,
Derdi çoktur köylümüzün
Çobanı öldü sürümüzün.
Keçi kılından, halımız,
Hayra çıkmaz falımız,
Kundak tutmaz darımız
Üzüm vermez bağımız.
Çeşme başı doludur,
Taşlı yamaç yoludur.
Haya kadın huyudur
Kırgızların öz soyudur.
Misafiri çok severler.
Her bayramda gelirler.
Köyde yemek verirler
Hatır, gönül bilirler
Çoğu hasta köylümüzün
Doktoru yok köyümüzün
İmamı da yok ölümüzün
Ne okul var, ne öğretmen
Okumuş tek yaşlısı ben
Tavşankanı çayımız dem
Lokman hekimdir dedem
Her evde bir şehidimiz.
Korku bilmez, yiğidiz
Dün yıkıldı minaremiz
Din-i İslamdır, dinimiz.
Köyde genç kalmadı
Köyden kız da almadı
Kızlarımız, evde kaldı.
Babaları çapaya saldı.
Terör denen bunca illet,
Tarlaya da gitmez millet.
Çektiğimiz bunca zillet.
Nerde devlet, hani millet?
2007
Kayıt Tarihi : 15.12.2009 09:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Köyüm içbatı anadoluda küçük bir Anadolu köyüdür.
TÜM YORUMLAR (2)