oturmuşuz dertleşiyoruz
mezeleri hazır etmişiz
kadehi acıyla içirmişiz
sallanıp duruyor masada
hani bir öksürsek yere devrilecek kereta…
kadeh uzun ince bir yol gibi uzanıyor gene
kıskanıyorum doğrusu
bir ben uzanamadım onun gibi
kaldırmıyor elimden tutup gökyüzü
bir sağa bir sola derken!
düşerken yakalıyorum kadehi
diyorum “demedim mi sana az iç şu sevdayı diye”
diyor ki “suçu üstüme atıp durma ben bilirim nerde devrileceğimi,
ama sen devrilmesini bilmedin sevdaya, aşıklar gibi”
sustum,
o da sustu bir süre sonra tekrar aldı karşına gözlerimi
“demedim mi ateşten gömlektir yüreğin giydiği,
demedim mi acı tatlı gelir her aşkla,
lakin gözlerden içeri girdi mi artık aşık iflah olmaz”
bizim kadeh demleyeceği adamı iyi biliyor
maharet kadehde mi, yoksa sevdayı içiren maşukta mı bilinmez!
bilinen o ki
şişede durduğu gibi durmuyor
aşkta allı pullu geldiği gibi allayıp pullayıp gitmiyor
illaki dudakta kırılan cümleler bırakıyor geri…
kadeh nara atmadan, adımlarını şaşırtmadan ona bir anne ninnisi söylemeli!
15/09/201002:56
İlknur KöknarKayıt Tarihi : 16.9.2010 00:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İlknur Köknar](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/09/16/bizim-kadeh.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!