her akşam bana dost olan arkadaşım
eski bir tahta masa
benden çok önce görmüş dünü
titrese de ayakları eğilmemiş rüzgara
gökyüzüne küskün yüzü
küflü çivilerle tutunmuş ayağına
üstünde yok örtüsü
ıssız bir köşeye atılmış
delik deşik her yeri
benim yüreğim gibi
gecelerimiz birlikte geçiyor onunla
sabahlara dertleşiyoruz
bizden başka duyan yok sözlerimizi
balkondan havlayan küçük bir sosyete köpeği gibi
şarkılar söylüyoruz
şişelerin biri gidiyor geliyor biri
bir türlü gelmiyense hasret
ikimiz de onu özlüyoruz
efkardan tütüyor bizim dumanımız
durmadan iç geçiriyoruz
bazen ay misafir oluyor bize
geliyor arada bir mehtapla birlikte
papaz kaçtı oynuyoruz
sabah oluyor dağlara
ay ayrılıyor mehtapla
biz kafa kafaya tahta masayla
sızıyoruz yalnızlıklara
güneş tepemize çıkıyor
hasret yine yok ortada
işte böyle
yıllar hep böyle geçiyor masayla
aynı tas aynı hamam hesabı
aynı çayırda
biz içiyoruz masayla
nedense hep onlar sarhoş oluyor
bir ay bir güneş
bizi terkediyor sırayla
hasretten hala çıt yok
zor ama başka ne gelir elden
bizim ilk ve tek işimiz bu
bırakıpta yolsuzluk mu yapalım
Allahın gazabı mı dolaşsın omuzumuzda
dostlar
görevdir bu kaçınılmaz
tahta masayla kafa kafaya verip yaptığımız
rüzgarı savuşturduğumuz
tepemizde dolaşan sarhoş güneşle
mehtaba efkarlı ayı avuttuğumuz...
Kayıt Tarihi : 21.9.2006 21:33:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
not: ''Bir yerlerde olmalısın'' adlı yeni bir şiir grubu oluşturmak için çıktık yola. Sizleri de beklerim düzeyli yarınlara.Sevgi ve saygı ile. öğretmen-yazar- şair- önce insan ahmet nural öztürk
Sayın Öztürk, aman mirim o tahta masanın kıymetini bil üstünede bir kareli masa örtüsü, eski Türk filmlerindeki mizansen gibi..çok sevdim şiirini hocam, rakı roka balık kokusu geldi şiirden.
selam ve sevgiler.
selam ve dua ile.
Ibrahimoglu Halil
sarhoş güneşe ve metaba bir iki söz söylese..!
Sevgiler !
Tebrikler..
TÜM YORUMLAR (9)