O, uzunca boylu biraz zayıfça,
İnce boyun üzerinde bir kafa,
Saçlar siyah anlımın üstünde durur,
Gözler mavi, bel hafif kamburca..
İsmi “Baki” Zat-i zülcelalin isminden,
Bir de Mehmet eklemişler başına edepten,
Şimdi asker ve çok uzaklarda,
Bütün hayalleri Nizamiye kapısında.
Sabahın ilk işi gözlerini açar “kalk”la
Ardından yemek ve tabiki mıntıka,
Sağ olsun acemiler, var olsunlar,
Onlar da olmazsa mıntıka can sıkar.
İctima gelir mıntıkanın ardından
Sıkı bir sayımla işi sıkı tumak gerek.
Eksiksiz bir ictima sporun habercisidir,
Tüfekli yada tüfeksiz, sıralanır komutlar,
Önce hareketler ardından ısınma,
Bazen es geçilir, bazen tam spor,
Hareketlerin altılı tekrarı epey zor.
Derken bir emir “GİYİN” “hersek elbise başına”,
Ne güzel yapışır elbiseler terli vücuda,
Kahvaltıyı unutmak olmaz,
Ondan da biraz bahs etmeli,
Kahvaltının değişmez ikizleri,
Karnımda mercimek ve tarhana izleri.
Çay, peynir, ya da yumurta,
Süperler yine bir arada,
Ah, bir de ekmek bayat olmazsa,
Acıkmış karınlar iştahla doyar.
Karargah ayrılsın, ayrılsın falan, filan,
Sırada bir iş var, haydin bakalım geriye kalan,
Yazıcılar iş başına, otur oraya,
Kalkmak yok, boş durulmaz iş olmasa da,
Öğlen yemeği, ardından ictima var ikide,
Ne olur ne olmaz sen katıl yine de.
Aksam ictimaları cok sıkıcı,
Bereket yetişiyor müsaade belgesi.
Akşama güzel bir film var ya da maç,
Ama önünde yarına yetişecek bir sürü evrak,
Bir de nöbet varsa o gece,
Doyulmaz işte o gecenin keyfine.
Ya koparılmazsa izin nöbetçi subaydan,
Gece farksız olur, zehir dolu fincandan.
Hafta sonları çok sıkar, çok olur angaryalar,
Angaryaların başında nöbetçi çavuşluk var.
İçtimada eksik yine pek çok,
Falanca nerde niye yok?
Ha o mu? Görevdeymiş,
Ya beriki adam nerde?
Onu da gönderdiler angarya işe,
Ötekini sorarsan istirahatli,
Bilmem kim nerde nöbetçi,
Düş falancayı da karagaha,
Ha iki de şoför var ya,
Çarşıları bir de yatı da unutma.
Düşe düşe ictimaya çıkan kalmadı,
Ellide beş-on kişiyle,
Sıyırdın bunu da, hadi iyisin yine.
İşte bizim asker böyle asker,
Şafak bitmiyor, geçmiyor geceler,
Neler verilmez ki doğan güneşe neler....
Kayıt Tarihi : 1.6.2005 15:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mehmet Baki Erfidan](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/06/01/bizim-asker-2.jpg)
Suna Doğanay
TÜM YORUMLAR (1)