Bizi Ne Bilsinler
Sabah dediğinden öğleyin cayan
Sözünü tutmazlar bizi ne bilsin
Müslüman görünüp şeytana uyan
Helalden tatmazlar bizi ne bilsin
Emperyal markalı, Türk’e kinliler
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu bir destan olmuş.Alkışlıyorum.
Hem tebrik,
hem alkış,
hem tam puan,
hem antolojim.
Kutluyor,
yüreğini
muhabbetlerimle
selamlıyorum,
kardeşim benim.
duyarlı yüreğe ve dizelere alkışşşş
Haklısınız. Tarihler boyunca bizi zaten kimse tanımadı, tanıyamadı...nereden bilsinler kim olduğmuzu...
Allah Türkü Korusun...
Selam ile..
Tanrı Türk'ü korusun ve yüceltsin.
Türkün türkten başka dostu olmadığını örümcek kafalılar bir anlasa, o zaman şaha kalkacak bu vatan.
Değerli gönüldaşım bu manadar şiirin için sizi yürekten kutlarım.
Allaha emanet olunuz.
Allah her türlü pislikten
TÜRK'Ü KORUSUN VE YÜCELTSİN
Saygılar, sevgilerle değerli hocam abim
Ümran Tokmak
Onun bunun her sözüne kananlar.....
Kurtuluşu diyalogda sananlar......
Bir mozaik sevdasıyla yananlar......
Akılları ermez bizi ne bilsin.............
......Dursun ağabey,,,,,yüreğine kalemine sağlık...Ama bizi mutlaka bir gün bilecekler. Ya seve seve ya başka türlü zoruna da olsa bilecekler. ...
Saygılarımı sunuyorum.
Biz değilmiyiz bu Vatan toprağının her bir karışını kutsal kabul edip,yaptıkları hıyanetlere aldırmadan bu Vatanı karşılıksız seven ve zamanı gelince ailemizi,sevdiklerimizi ve bu yalan dünyayı hiç tereddüt etmeden arkada bırakıp şehitlik mertebesine adım adım yürüyen..
Nasıl bilmezler...
Bilirler...Tüm bu yaptıkları bizi bildikleri için korkudan değilmi?
Türkiye Cumhuriyetinin temellerine zarar verecek işler peşinde olanların karşısında olacağımızı bildiklerinden değilmi?..
Bizlere yol göstermek için siz hep yazın hocam..Ellerinize yüreğinize sağlık..Lamia CANAY..
Haramla beslenir helal yemeyen
Hilalin uğruna can baş vermeyen
Sahtekar süslenip hakkı görmeyen
Secdeden kaçanlar bizi ne bilsin. llyas Kılınçarslan
Hocam Yüreğine ve Kalemine sağlık
Güzel bir konu işlemişsin Tebrik ederim
Selam ve dua ile efendim
Tekbirler yükledik, bin bir heceye
Dilekte bulunduk, o en yüceye
Ant eyledik, gündüz ile geceye
Ahdini gütmezler bizi ne bilsin...
Zindanlara tıkılınca yiğitler
Ürmeye başladı çakallar itler
Yoksulun sırtından inmeyen bitler
Nesebi bitmezler bizi ne bilsin
Harika bir şiir ve harika bir uyarış. Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi. Saygılar yüreğinize ve tam puanımı bırakıyorum sayfanıza
Bu şiir ile ilgili 29 tane yorum bulunmakta