BİZİ KiMSE BÖLEMEZ! – 2 Şiiri - Cavit Yahşi

Ülke toprakları üzerinde birlikte barış ve güvenlik içinde huzurla yaşama hakkımızı hiç kimseye vermek niyetinde değiliz. Bizi birbirimize kırdırmak isteyenlerin, bu emellerinden vazgeçmekten başka çaresi yoktur. Ülkemizde bir karışıklık çıkacak olursa, Allah korusun, buranın Irak olmadığını herkes iyi bilsin! Bu ülkede yaşayan ne kadar yabancı varsa korksun, ya derhal defolup gitsin, ya da neticesine katlansın! ..

Müslüman Kürt kardeşlerimiz, siz de takdir edersiniz, sanıyorum. “Siz kahramansınız, siz eyalet olmalısınız, aferin, iyi yapıyorsunuz… ” diyen her kötü niyetlinin, özellikle Hıristiyan âleminin sözüne bakarsanız, size karşı da davranışımız farklı olmaz! .. Aklınızı başınıza alın! .. Burası, Türkün anavatanı! .. Burada, bu şartlarda birlikte yaşamaya devam etmek istiyorsanız, ne âlâ! .. Ebediyete kadar beraberiz. Tüm Müslümanlar kardeştir! .. Biz kardeşiz. Aramıza nifak sokanlar ise korkaktır, kalleştir! .. Bunu lütfen hiçbir TC vatandaşı aklından çıkarmasın! .. Tersine bir davranış içine girilirse, olan; bebeklerimize, kadınlarımıza, kızlarımıza ve oğullarımıza olur! .. “Bu önemsizdir! ” derseniz, Allah C.C. hepimizin cezasını verir, sebep olanlara da hesabını mutlaka sorar! Biz birbirimizi yerken, ABD ve AB ülkeleri, tüm Hıristiyanlar, özellikle Siyonistler bundan son derece hoşnut olurlar, muratlarına ererler.

Bu, Papa’nın talimatıyla 2000 yılının Hıristiyan-Siyonizm politikası gereği Haçlı Seferi olarak başlatılmış bir hareket olup, ABD Başkanı ağzıyla tüm dünyaya ilân etmiştir. Biz, bütün Müslümanlar ırk farklılığı gözetmeksizin her an uyanık olmalıyız. Çünkü bizler, Selâhaddin Eyyubi’nin ve Kılıç Arslan’ların torunlarıyız. Bu savaşçıların İslam için, vatan için akıttıkları kanlar henüz kurumamış, unutulmamıştır! .. Onlar hafızalarımızda durdukça onların yolunu takip etmeli, asla hata yapmamalıyız! ..

Selâhaddin Eyyubi’nin Türk, Arap, Kürt veya melez kökenli olduğu konusunda bazı iddialar vardır. Irak’ta, Tikrit’te doğmuş, Selçuklu Devleti’ne hizmet etmiş olan bir aileye mensuptur. Baba tarafı Türk’tür. 88 yıl boyunca Frankların elinde kalan Kudüs’ü 2 Ekim 1187 de teslim alarak, Haçlılara en büyük darbeyi vurdu ve III. Haçlı Seferini etkisiz hale getirdi. Tüm Hıristiyan âlemine karşı tek başına karşı koydu. Allah ondan razı olsun, nur içinde yatsın! ..

Kılıçarslan, Anadolu Selçuklu Sultanlığı’nın Kurucusudur. Haçlı ordularına karşı Anadolu’yu ve tüm İslam Âlemini korumuş, büyük bir Türk hükümdarıdır. Haçlılara, Haçlı zihniyetindekilere karşı, vatanın nasıl savunulması gerektiği konusunda bizim için çok iyi bir örnek şahsiyettir. O olmasaydı, bu topraklar üzerinde biz Türkler değil, Latin devleti olacaktı. Muhtelif Hıristiyan milletlerden kurulmuş 600.000 kişilik bir Haçlı ordusuna
bir gerilla harbi ile karşı koydu. Türk kuvvetlerini çetelere ayırdı. Şehirlerdeki halkı dağlara, yaylalara çıkarttı. Ambarlardaki zahireleri yaktırttı, suları zehirlettirdi. İlk kafileyi baskınlarla imha etti. Arkasından gelen büyük kuvvetleri de Eskişehir Ovasında karşıladı, bertaraf etti. Çorum’a çekildi. Anadolu Türkleri top yekûn silâhlandı ve eşine ender rastlanan bir vatan müdafaası başladı. Düşmana yurt tutturtmadılar. Haçlılar kırıla kırıla Kudüs’e girip, bir Latin Krallığı kurdular. Topraklarımızda barınamadılar. Türkiye toprakları Türkmen kanıyla yoğrulmuştur! .. Tarih, bütün hayatı destan olan bu Türk Büyüğüne Ebulgazi unvanını vermiştir.

Bunları burada neden anlattım? Tarihimizi, özellikle Haçlı Seferlerini iyi bilelim ki Haçlı Zihniyeti hakkında bilgimiz olsun. “Tarih, tekerrürden ibadettir.” İşte şimdi yine aynı tehlike kapımızı çalmakta, ülkemizi her şekilde savunma mecburiyeti doğmaktadır. Düşman, kapımıza dayanmış, bizi de savaşa sürüklemeye çalışmakta, içten veya dıştan her fırsatta tahrik etmektedir.

Kısaca anlatmak istediğim, etnik farklılıklara bakmadan topraklarımızı, kültürümüzü, benliğimizi muhafaza etmeliyiz. Gerektiğinde kafalarına inmek için tek bir yumruk gibi sımsıkı kenetlenmeliyiz! .. Sağcısı-solcusu, Alevi’si-Sün’i’si-Kürdü-Türkü… hepimiz birleşmeliyiz! .. Ancak böyle olursa bizim kılımıza dokunamazlar, hepsini ezer geçeriz! ..

Bir yazıma Avustralya’dan ses geldi! Ne kadar memnun oldum! .. Bir bacım: “Ben de varım! Türk’üm! Burada, sizinleyim! ” diyordu, yumruğunu sıkarak! .. Herkese sesleniyorum! .. İlâhi Kelimetullah için yumruklarımızı sıkalım! .. Ülkemize, birlik ve beraberliğimize, rahat, huzur ve mutluluğumuza en küçük bir zarar verenin beynine inmek için hazır bekleyelim! .. Kanımızın son damlasına kadar vatan müdafaası için savaşacağımıza, bir kez daha, Kılıçarslan gibi ant içelim! ..

“Ne mutlu Türk’üm diyene! ”