Dilsiz soğuk ve kasvetli
Sırtı yere gelmeyen
Taş duvarlar bile dayanamamış
Karışmış evrendeki diğer renklere
Toz olmuş
O masum o yumuşak
Sıcak bakışlar bile uymuş zamana
Şimdilerde buz olmuş
Öyleyse söyleyin
Söyleyin bize ne olmuş
Gök kubbenin tenimizi sardığı
Yıldızların bulutları keskin bir bıçak gibi
Yardığı
Yüreklere ne olmuş
Güneş gibi her tebessümü
İçimizi ısıtır sanmışız
Kanayan söylemlerin hemen yanı başında
Gönlümüze yar gözümüze dost görünen
Gülen kimliksizlere inanmışız
Böyle öğretmişler bize
Dost yoluna yanmışız
Diyeceğim odur ki
İnce narin elleriyle cilalı ceviz masalarda
İçerken nargilesini ipek yüzlü adamlar
Demeliyim onlara
İnanın artık ben bu yalanlara tokum
İşte ben o günden beri
Bu derin oyunlarda yokum
Öylesine çoğaldı ki
Ayrık otu gibi biçtikçe üreyen
Arsız
Aynı zamanda acılara umarsız
Haralardan kaçmış tımarsız atlar gibi
Soysuz ve huysuz bakışlar
Nereye diye sorarım size
Hangi zincirin zindanına doğru
Bulanık bir su misali
İnsanlıktaki bu yanlış akışlar…
Gürsel CengizKayıt Tarihi : 10.1.2010 16:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kaleminiz daim ola saygılar
artık doğru kişidir, yürekli, insan kişidir diyebilmek zor.
Güzel çalışmayı kutlarım Dost kalem
Sevgiyle kal
bu da olmayanlardandi.
.........f.s.m
TÜM YORUMLAR (4)