Allah bize vermiş de, sahip olamıyoruz...
Daldaki meyveleri, kalkıp alamıyoruz!
Biz çok zenginiz ama; zenginiz diyemeyiz
Yağ, un, şeker... hepsi var; helvayı yiyemeyiz!
Helvayı yasaklayan ağa, paşa, bey mi var?
Yoksa bilmediğimiz, anormal bir şey mi var?
Şu birliğe girersek, baş göğe mi erecek?
Onlar helva yapıp da, bize mi yedirecek?
Kayıt Tarihi : 14.12.2004 01:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Çok zengin bir ülkeyiz, herkesin gözü bizde,
Zenginliği yaşamak tamamen elimizde.
Yıllarca araştıracağız diye geldiler,
Emin ol, bunlar zenginlik kokusu aldılar.
Sahip çıkmalıyız zengin topraklarımıza,
Yoksa, zenginlik dolanır ayaklarımıza,
Yağmalamak isterler ülke kaynaklarını,
Hep yemişler, sütlerimizin kaymaklarını.
Şimdi, ağızlarının suyunu akıtıyor?
İşletmeyi beceremediğimiz maden; bor.
Yarın baş edebilecek miyiz, bu hırsızla?
Dünyadaki petroller tükeniyormuş hızla.
Varlığını herkes bilir; bize yasaklandı.
Petrollerimiz acep o güne mi saklandı?
Krom, altın, bakır, kömür, ne ararsan var bizde,
Hem topraklarımızda hem denizlerimizde.
Susuzluktan kavruluyor bütün Ortadoğu,
Boş yere akıyor ırmaklarımızın çoğu.
Gün gelecek ki, bir damla petrol, bir damla su,
O gün durumumuz, merak edilir doğrusu.
Ormanlarımız ilgi bekler biz insanlardan,
Fidanlarımız ne çeker evcil hayvanlardan.
Her yıl yakılan ormanlarımızın alanı,
Üstüne koyun, baltalı kazmalı talanı.
Böyle yangınlar ciğer yakıyor, cep deliyor,
Bu aymazlık geleceğimizi gölgeliyor.
Tahıl anbarımız sayılan her bir ilimiz,
İmefe eliyle fakirleşiyor, biliniz.
Fındık, pancar, pamuk, çay, ayçiçeği hep böyle.
Yabancılar eliyle iflah olur mu; söyle?
Halkımız, devletimiz, bizim gözbebeğimiz,
Hammadde zengini yurdumuz, geleceğimiz...
İstanbul:25.05.2004)
Ekrem Şama
Pazartesi
YENiŞAFAK
TÜM YORUMLAR (2)