Eski bildiğim sokaklar
Nerde kaldı anılar...
Yeni çıktım özgürlüğe...
Kimse tanımaz,
Sanki yok gibiyim...
Duvarlar arasında;
Bildiğim duvarlar...
Üzerine şiirler yazılan duvarlar...
Gün çizilen duvarlar...
Gece olunca boğarcasına,
Üstüne üstüne gelen duvarlar...
Voltalarda cabası...
Bağlamanın telleri gerilir.
Hep bir ağızdan çileler söylenir.
Hiç tanımadığın insanlar sırdaşın...
Elini sürmediğin kitaplar hayatın oluvermiş...
Tekrardan öğrenircesine;
Yüzüne yüzüne vuran kapılar...
Zindan zannedersin o an...
Zaman geçer...
Sabretmeyi öğretirler...
Susmayı...
Zamanın girdabında
Kenara itilmişliği...
Hep bir umut vardır...
Çıkacam elbet...
Birgün...
Ve o gün gelir çatar...
Hergün beklediğin gün o gün...
Bütün kapılar açılır...
Zannedersin...
Ama hapis yeni başlar...
Damgalıyım kim, kim beni anlar...
Kapılar birer birer kapanır...
Yüzüme yüzüme...
Sabret dercesine...
Kim dayanır be kim?
Ne yatacak yer ne de kuru soğan...
Ekmek...
Gülersin değil mi?
Git çalış der gibi...
Çalışmak evet çalışmak...
Ama kim damgalıya iş verir?
Hele bir de işsizlik varsa...
Karabasanlar girer gündüz gözüyle...
Savaşırsın kötülüklerle...
Ama bir de ekmek kavgası yok mu..!
Belimi büker...
Karın aç, göz aç...
Sabır; zindanda kaldı...
Dercesine...
Sarılı verirsin;
Yılana sarılırcasına;
Ve sonra sonra....
Bilinen son...
Suçlu kalk ayağa...
Ömür boyu hapis...
İşte o an sevinirim...
Üzülürcesine...
Özgürlüğünüz sizin olsun...
Ben razıyım suçunuzu...
Üstlenmeye...
Niye dersen? ...
Mecburiyetten....
Kayıt Tarihi : 4.2.2007 16:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirimle şair olduğumu hissettim. çünkü yaşamadığım bir olayı kaleme aldım. ama unutmamak lazım insanların kendi hapisanelerinde yok olmalarıda var...adını koyamadan yaşayışları kördüğüm misali...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!