Eşrefoğlu al haberi
Bahçe biziz gül bizdedir
Biz de mevlanın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Devamını Oku
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Postu bilmez, dostu bilmez bir cahil
İnsanlığa sevdası mekruh, biraz alil
Adını tersten yazar, kendi gibi bu “kisİ”
Gösterir kendini akil, eksiksiz sakil…
Bilmiyorsa insan önünü ardını
Anlamaz laftan, bilmez lakırdını
İşi gücü mangal külüne üfleyip
Ateşe karşı sözde alır gardını…
durur durulur emek hak hak insan derim
bi yerlere vurur agridi dér bak bi yerim
yel pervanesidir sanki uydurur da uydurur
gerçegi karartmak için àskina olsun ki insanligin derim
yaka yakadan alir paçaya koldan alir kalkar kalçaya vurur
meziyet bir meslek ki demeden edemiyor insan yeme yaninda yat..
ne yarar kime faydadir saglar ikibin altiyuz yildir yalanlariniz derim
durUR susar.'def dumbelek'teneke' yni'teneke'tokmak mazallah
bilgelerdir durmaz yurur yol insanlik yolunda
hàlà evet bilmezler turu bilinir oyunlarinda
bilmem ki nedir çektigi insanlarin insanligin
hani, varsa ileri gelsin soylensin bu arada
cehàlete secde eder cahillik uretir buLLarda
..
yalana doymaz cahalet uretir
Emr El Kays/a sorsam o daha dunku çocuktur dér;
had/di hesabi yok çalan çirpan bizde'N' sorulmaz
uydurup katan dolas dolas dolastir savurup saçan birader
bir degil uç degil bes degil bilinizki siz bilenler bire bin/dir dér
biz olmus ben sen o'ndan alir geri bize satar pazarinda arlanmaz
yobaz yoz yirmi birinci yuzyilda hàlà kolelige kulluga durUR insanligi iter
ardilindan yok ne paralel paralel dunyamizda kimi kimsesi kim varsa
sozden anlamaz oz nedir bilmez ki soz edip gelse de SAIR;.
***
Bizdedir
Eşrefoğlu al haberi
Bahçe biziz gül bizdedir
Biz de mevlanın kuluyuz
Yetmiş iki dil bizdedir
Erlik midir eri yormak
Irak yoldan haber sormak
Cennetteki akan ırmak
Coşkun akan sel bizdedir
Adem vardır cismi semiz
Abtest alır olmaz temiz
Halkı dehleylemek nemiz
Bilcümle vebal bizdedir
Arı vardır uçup gezer
Teni tenden seçip gezer
Cânân bizden kaçıp gezer
Arı biziz,bal bizdedir
Kimi sofu kimi hacı
Cümlemiz Hakk’a duacı
Resul-ü Ekrem’in tacı
Aba,hırka,şal bizdedir
Biz erenler gerçeğiyiz
Has bahçenin çiçeğiyiz
Hacı Bektaş köçeğiyiz
Edep erkan yol bizdedir
Kuldur Hasan Dede'm kuldur
Manayı söyleyen dildir
Elif hakka doğru yoldur
Cim ararsan dal bizdedir
Kul Hasan
“Ol postta bir kıl olmak…
Hak yoluna kul olmak
Şeyhin elinde gerek
Müride akıl olmak… (H. Çiftçi)”
***
Elif Hakka giden yoldur.
Cim ﺝ de neyin nesi?
Cim ebced hesabında 3’ karşılık gelmekte.
Dal ise “ﺩ “ ise 4’e karşılık.
Sayıların bir kerameti mi? Yoksa harflerin şekilleriyle anlatılmak istenen bir durum mu var?
Bence, şeyhin huzurunda bütün benliğiyle eğilmenin, saygı duymanın emaresi olmalı.
Elif düz çizgi. Ortasından bükülünce dal olur.
Yahut ters bir bakışla; “dal” harfini düzeltirseniz “elif” olur.
Elif ‘Bir’dir, Hakk’tır, vahdettir.
Bu da ihtimal dahilindedir.
Sevgi ve saygıyla…
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
EŞEREFOĞLU RUMİ:
Hakiki bir mürşid aramaktadır…
İşte bu sıralarda, Bursa’da yaşayan Abdal Mehmet adındaki bir meczub veli ile tanışması Eşrefoğlu’nun zahir ilimlerden ayrılıp tasavvuf yoluna girmesine ve o yolun yıldızları arasına yükselmesine sebeb olur.
*
Eşrefoğlu, bir sabah vakti erkenden medrese civarında Abdal Mehmet Hazretlerine rastlar. Abdal Mehmet, perişan kıyafetli, bazı garip hal ve tavırları olan meczub bir zattır.
Zamanın velilerindendir.
Eşrefoğlu içinden gelen bir cezbenin tesiriyle ona doğru yürümeye başlar. Bir taraftan da içinden şöyle geçirir: “Tarikat yolundan bana nasip var ise bazı alametler görünsün”
Abdal Mehmet’in karşısına gelince durur. Meczub ona bir bakar ve şöyle der:
Danişmend, var bize köfteli çorba getir.
Bu söz üzerine Eşrefoğlu hemen çarşıya gider. Köfteli çorba aramaya başlar. Fakat ne gariptir ki bütün aşçı dükkanlarını, hatta Bursa çarşısını dolaştığı halde köfteli çorba bulamaz. Eli boş dönmek de istemez.
Bir aşçı dükkanından köftesiz çorba satın alır ve doğru meczubun bulunduğu yere koşa koşa gelir. Çorbayı Abdal Mehmet’e verir.
Meczub çorbayı karıştırır karıştırır, fakat bir türlü içinde köfteye rastlamayınca Eşrefoğlu’na dönüp:
“Danişmend, hani bunun köftesi?” diye sorar.
Yoldaki çamurdan bir parça alarak bunu köfte şeklinde birkaç yuvarlak haline getirir, çorbanın içine atar. Daha sonra çorbayı iyice karıştırır ve Eşrefoğlu’na uzatarak:
Ye bunu,diye emreder.
Eşrefoğlu, büyük bir teslimiyetle ve hiç tereddüt etmeden çorbayı alır ve yer. Bunu
gören Meczub da: (Özetli Alıntı)
“YA SEN OLMAYIP DA KİM OLSA GEREK.”
Şeklinde anlaşılmaz bir söz söyleyip oradan uzaklaşır.
Eşrefoğlu bu sözlerden bir mana çıkaramamakla beraber tasavvuf yoluna girmesi için bir işaret olduğuna inanır. Hücresine gelir. Nesi var, nesi yoksa fukaraya dağıtır. Düşüncelere dalar. Kime SEMAZEN gidecek ve tasavvufa kimin delaletiyle girecektir. Artık zahiri ilimlerden vazgeçerek batıni ilme yönelme zamanı gelmiştir. Sonunda zamanın manevi ulularından ve Bursa’da şöhret sahibi olan büyük veli Emir Sultan (vefatı 1429) hazretlerine intisap etmeyi düşünür.
*
Eşrefoğlu Rumi, pek çok gönül ehline pirlik, şeyhlik, yol göstericilik yapmıştır.
Sanırım, Kul Hasan’ın da örnek aldığı, tarikinden gittiği ulu bir şeyhidir.
Menevi dünyamızın gönül sultanlarına Allahtan rahmet diliyorum.
'GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ'
Elif hakka doğru yoldur
Cim ararsan dal bizdedir...
kul hasan ne de güzel yazmış...
taife-i nisa avanesinin.. bal alinir petekten..
ben-i ademden ezeli kacisini.. ne kadar guzel dile getirmis sair..
ne varsa eski asik.. eski sairlerde var..
dehri ararsan binde bir bulamazsin gunumuzde..
merhuma gani gani rahmet.. diler.. guzel hos secki sebeb tesekkur ederim..
siir yazma namzeti bireyler icin.. ornek olmasi bakimindan..
hepsi degerli bir ornek.. tesekkurler..
kUL hASAN çok güzel yazmış. beğeni ile okudum.
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta