Ressamlar, herkesin görebildiklerini çizerler..
Oysa, biz şairler, herkesin göremediklerini,
Kimilerinin algılayamadıklarını, hissedemediklerini,
Ve dahası,
Dinci sömürünün, vahşetin, ırkçılığın, talanın anasını,
İşte o, kan ve göz yaşı ile beslenen, insanlığın baş belasını,
Yani; Emperyalizmin, görünmeyen karanlık yüzünü çizeriz,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Duyarlı yürekten harika bir şiir okumanın keyfine vardım ve evet ben de ATATÜRK KIZIYIM ve hep öyle olacağım ve de gurur duyuyorum tüm duyarlı yüreklerle, bu duygularla yetiştireceğim çocuklarımı...
Tam puanımla antolıjime alıyorum şiirinizi, saygılarımı sunuyorum size ve tüm ATATÜRKÇÜ duyarlı yüreklere...
Yürek kalemi çok güzel şiirlere imzasını atıyor
SAYGILARIMI SUNUYORUM
Duyarlı yüreğinize sağlık hocam gerçekten çok anlamlı ve güzeldi...
Emeklerinize sağlık içtenlikle kutluyorum...Paylaşım için teşekkür ederim...Tam puanla saygılar sunuyorum.
Oysa, biz şairler, herkesin göremediklerini,
Kimilerinin algılayamadıklarını, hissedemediklrini,
Ve dahası,
Dinci sömürünün, vahşetin, ırkçılığın, talanın, anasını,
İşte o, kan ve göz yaşı ile beslenen insanlığın baş belasını,
Evet, emperyalizmin, görünmeyen karanlık yüzünü çizeriz,
Yüreğimize, hemde kanata kanata..
Anlamlı ve çok güzel şiiri için usta kalemi yürekten alkışlıyorum,yüreğine,kalemine sağlık üstadım.
Atatürk'ün izinde çağdaş uygarlığın üstüne mutlak çıkacağız, memleket sevdamız her sevdanın üstündedir.
O güzel yurtsever yüreği ile......an Sultan gibi,
Özgürce, içten gülen gözleri ile,
Ve gurur ile, ben, Atatürk'ün kızıyım, dercesine..
NEFİS BİR ŞİİRİNİZİ DAHA OKUDUM.DUYARLI KALEMİ TAM PUAN VE ANT. İLE KUTLUYORUM
Ata'mızın izinde yürümektir muradım
Ay yıldızın altından, başka yer aramadım
Anadolu vatanım kokladım adım adım
Yüreğime çizilmiş TÜRKİYE'm memleketim
Gözüm gibi bakarım ATA'dan emanetim...Mehmet Kındap
Kardeşimin güzel şiirini saygılarımla kutluyorum
Yüreğine sağlık beğeni ile okudum ve tam puan ile antolojime dahil ettim.Saygı ve sevgi üzerinize olsun.
ÜLKEME BENZER GÖZLERİN
Ülkeme benzer gözlerin
Bazen ahulu
Bazen buğulu
Deler geçer yüreğimi
Kirpiklerin ağulu
Ülkeme benzer gözlerin
Bakışın
Bir direnişin manifestosu
Kapama gözlerini
Kaybederim sevdamı
Ben sensiz şaşarım
Şaşırırım yolu
Ülkeme benzer gözlerin
Denizlerince bilge
Toprağınca üretken
Dağlarınca uslu
Nehrince çılgın
Güneşince sıcak
Baharınca coşkulu
Kaşların Kafkas kartalı
Fırat’tır coşar deli dolu
Yeşilinde Dicle akar
Dağlar dayanmaz bakışına
Çeliği büker
Bir işmarınla
Bin yiğit baştan çıkar
Ülkeme benzer gözlerin
Gâh düşlü
Gâhı telaşlı
Sevgi dolu
Güzünce yaşlı
Çiçeğe durmuş papatya gibi gülüşlü
Umut dolu gözlerin maviye çalar
Ondördünde ay gibi bakar
Anadolu gibi asil ağırbaşlı
Ülkeme benzer gözlerin
Bazen eser bir deli rüzgar
Türküye durur
Yemyeşil bir selvi bir çınar
Kimi zaman kine
Dirence kesmiş yüreğin
Belli ki için için kanar
Belli ki kendini
Kökünü kökenini
Belli ki geçmişini
Yitmişini arar
Ülkeme benzer gözlerin
Kavgan sınıfsal
Acın cinsel
Her yanda kin
Örselenmiş sevdan
Harami
Hoyrat ellerde
Dişlenmiş memelerin kan kokar
Bilirim
Bu sahte
Bu eğreti
Bu düzmece
Bu bet bu beter
Bu lanet düzeni
O bakışların utancı yakar
Bilirim
Cinselliğin
Sınıfsallığın
Köleliğin zincirini
Yine sevdan kırar
Bir umudum sende
Bu dokuz kapılı zulmün kalesini
Yıkarsa
Bu gözlerin hıncı yıkar
Sen ki asi
Sen ki asil
Sen ki güzel narin,
Sen tertip sen düzen
Sen güllerce kibar
Sen ki nazlı nazenin
Sen cilve işve cazibe
Ve sen ki dilber
Kolay değil
Durman duyarsız kalman öylesine
Kolay değil
Asiye, anne
Soyulana Sövülene
yar olmak kolay değil
Ezilene sözcü
Direnene dövülene gözcü olmak da öyle
Havva Anamız ki
Bedelinin cennet
Bedelinin sürgün
İblis
Ve nefisle kavga
Olduğunu bile bile
İsyan etmişken
Gelmezken ipe sapana sen
Örgütlemişken Adem Baba'yı yasağa yulara
Korkağa, yalakaya
Yalağa yalamığa helalli olmak
Hırsıza haine hanım olmak
Hele ki sülüğe sümsüğe nikahlı olmak
Ölümden de beter
Ülkeme benzer gözlerin,
Sen ki
Gördes’li Makbule
Sultanahmet’te Halide, Nakiye
Erzurum’ da Nene Hatun
İzmir de Asker Saime
Amasyalı Adil kızı Zeynep
Tarsuslu Kara Fatma
Osmaniy’de Kılavuz Hatice, Tayyar rahmiye,
Erzincanlı Osman kızı Emine
Binbaşı Ayşe Kadın
Bimem ki hangi sayfaya sığar
Her dağa
Bir karış toprağa
Batarsa güneş seninle doğar
Ögürlüğe,azatlığa
Her güzlliğe
Mührünü vurmuş adın
Sen yar
Sen ana
Sen ki
Kadeş’e mürünü vuran kadın Tavana
Üretken Kibele
Sen özgür kadın amazon
Sen ki
İsa’ya
Musa’ya
Mustafa Kemale
Yani sen
Güneşe
Güzele
Gülüşe gebe
Troyalı Helen’den
Aslı’ya Şirine
Şu çile çeken annene;
Sevdasını taşır nice aşkların
Güvercin gibi barışın
Bir salkım üzüm gibi kardeşliğin
Hasrettir sevgiye
Çalışmaya ve bilgiye
Yaprak gibi bölüşmeye
Bahar durmuş toprak gibi üretmeye
Susamışın bayrak gibi hürriyetine
O olmayası
O kahrolası
İlk aletin keşfinden bu güne
Kalmışsın
Gücün merhametine
Bilmez misin
Bu zehri
Bu kahrı
Bu çamur çepel nehri
Bu cünüp, bu cenabet şehri
Yıkayıp yursa
Göz yaşların yıkar
Başağa durmuş buğday benizli
Karanfil gibi esmer
Gül gibi pembe
Çiğdem gibi beyaz tenli
Bir nice güzelin
Özlemini taşır
Hakkın adaletin
Aşkın sevginin
Eğersiz amasızının
Hesapsız kitapsızının
En basit bir canlı kadar özgür olmanın
Ülkeme benzer gözlerin
Gözlerinde görürüm
Haini laini
Riyayı yalanı
Gözerinle gülerim
Sevdanın
Sevişin
Sevincin
Sevginin
En safını
En yalınını
En özelini
Gözlerinde yaşarım
Devrimin
Değişimin
Eytişimin en hasını
En güzelini
Can demişim sana
Canan demişim
Yar demiş yanmışım
Yaren etmişim
Ayağım taşa takılsa
Adını anmışım
Gülüşünü gül
Ninnini türküme dil
Saçını sazıma tel
Yüreğini sevdama yol etmişim
Bilirim
Kanını
Cananını
Sevdanı
Her şeyini
Her yanını verdin
Ölümüne sevdin bilirim
Sen ki asi
Sen ki asil
Sen ki güzel narin,
Sen erenler evliyalar
Nice yiğitler anası
Sen vefa,
Sen cefa
Sen Meryem
Sen Havva
Kanını can etmişsin
Kara sevdalısına
En acılısına yavrunun
En belalısına yârin
Gelmişim kapına
Son umudum yeşilinde
Gök mavisinde
Gözlerinin
Zeytin karasında
Üçlerin
Kırkların yedilerin
Yüzü suyu hürmetine
Göklerin
Denizlerin
Toprağın ve yıldızların
Havada uçan
Dalda açanların
Yerde bitenlerin sevdasına
Düşenlerin
Düşünenlerin
Yitip gidenlerin
Hakkına hatırasına
Tut da elini
Al götür sevdanı yarınlara
Sen veririsin bilirim
Aşkın da acının da en güzelini
Çocukların
Çiçeklerin
Kuşların böceklerin hatırına
Ne olur
Allah aşkına
Ülkene sevdana ve özgürlüğüne
Kapama gözlerini
alıntıdır....ama öyle güzeldiki şiiriniz ve..şiirinizin altına yakışacağını düşündüm saygıyla
Şairin, kalemin gücü, eğer doğru kullanılırsa ne kadar etkili olabiliyor. İşte bu güzellikte şiiriniz Dost Yürek. Tebrikler, tam puan, selamlar...
Biz yüreğimizle yazarız..
Korkmadan..Biz atatürk kadınlarıyız..
Teşekkür ederim bir kez daha hatırlattıgın için..
Teşekkürler üstadım..
Bu şiir ile ilgili 41 tane yorum bulunmakta