Biz şehri hiç sevmedik, umarsız insanlarını, tavırlarını
Biz köyü severdik, yemyeşil sevdasını dağların, ovaların.
Büyülü masaldır sevinçleri, büyümeyen çocuklar gibi.
Kuzuları otlatmayı severdik, sevgi ile yayardık çayırlara.
Nimetler kutsal diye kınalı koçları Kurban etmeyi severdik
Bayramlarda ellerini öperdik, büyüklerimizin saygı ile
Onlar gözlerimizden öperdi el öpenlerin çok olsun diye.
Biz sabahları eken kalkmayı severdik tan yeri nasıl diye
Biz şehri sevmedik hiç tabiatın, şekillerini severdik
Karlı buzlu kışlarda karda yürümeyi severdik kıtır, kıtır
Evlere su taşımayı severdik annelere zahmet olmasın diye.
Çayırlarda kelebek gibi uçmayı severdik sevgiye kardeşliğe
Bir tabiat müzesinde hatırı sayılır aşkları, iyilikleri severdik
Biz şehri sevmedik hiç kayıtsız kalışını insanların dostluklara
Geceleri kurt ulumalarının, uykusuzluğunu severdik
Huzursuz bebelerine ninni söyleyen anneleri severdik
Kapılarını ardına kadar açık bırakıp giden komşularımızı
Komşuluk ilişkilerini severdik, helalinden yapılan ikramları
Biz şehri hiç sevmedik, boyalı asfaltlarını, beton yollarını
Yalın ayaklı çocukların dizlerinde ki yaralarını severdik
Çimenler üstünde oynadığımız bitmeyen oyunları sevdik
Kutsal bir yanı vardı, yaşamın güneşle doğup bizi saran
Bunun için hakkımız helaldir doğduğumuz topraklara
Biz şehri hiç sevmedik bizlere tepeden bakan yapılarını
Kayıt Tarihi : 6.2.2009 21:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Teşekkür ederim dostum nazik katkı niteliğindeki yorumunuz için bizi, biz yapan değerlere
hasret kalmayı içimize sindirememek de bir dirençtir, umarım toplum daha da yozlaşmadan
duyarlı ve sağ duyulu olmayı başara biliriz umuduyla esen kalın saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (1)