Her gün karga bokunu yemeden gitmek zorunda olduğumuz, alarm kurarak uyandığımız bir işimiz var.. Senede yirmi-otuz gün iznimiz, uymamız gereken kurallar, bitmeyen tüketim ihtiyacımız ve biz özgürüz, öylemi? Kendimiz olamadığımız mesai saatleri, yapmacık samimiyetler ve bunu yaparken kendimden tiksinmem.. Herşeyin yapay olduğu bu şehirlerde, insan ilişkileri bile yapay, biz dürüstüz şimdi, öylemi? Sahip olduklarımız ve sahip olmayı arzuladıklarımızın kölesi olmuşuz, insanlar üzerinde egolarımızı tatmin etmiş, kılığına kıyafetine, diline, dinine göre insanları sınıflandırmışız, biz hümanistiz, öylemi? Tamda kapitalizmin istediği gibi, biz hayelleri bile prangalı, sözüm ona prangasız köleler, vicdanının sessini bile kaybetmiş, ölsek yan komşumuzun haberi olmaz, biz sosyaliz öylemi?
Hergün geçtiği yolun üzerindeki çiçekleri bile farketmemiş... hep bir telaşlı. Kafasını kaldırıp gök yüzüne bile bakmamış, işden yemeye içmeye bile vakti kalmamış ve biz yaşıyoruz, öylemi?
O kadar yoğun ki seneleri kaybetmiş, annesinin babasının bile yaşlandığını farketmemiş.. Dikkatli bakınca babamın bıyıkları ne ara beyazladı, annemin eli ne zaman yaşlandı diye şaşkın şaşkın bakıp, gördüğümüzü iddia ediyoruz, öylemi? Ne zaman kalkacağı, yiyeceği, içeceği hatta sıçacağı belli insanlarız, kurulu bir saat gibi yaşıyoruz biz özgürüz, öylemi? Eminmisin? Bir daha bak!
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta