biz ne zaman sevdaya tövbe etsek;
tam olarak istediğimiz
bu değildi aslında…
kırılgandık işte;
çıt diye kırılıyorduk olur olmaz..
çokça vermişliğimizi marifet bilip;
almaya utangaç kalıyorduk,
köy usulü…
sevda da olsa alış-veriş;
bizi en çok veriş tarafı ilgilendiriyordu….
kendimize teselli olsun diye de;
bir sürü ama’lar biriktiriyorduk,
hayatımızın kalanına dair…
biz ne zaman o’nu düşünsek;
hayatımızdaki onlar bilmese de;
hep bi hüzün topuna dönüyorduk..
duygusaldık işte!
mantık işleri zor geliyordu,
yada işimize gelmiyordu ki,
hüzün trenini binip binip,
onlara kaçıyorduk…
bizim canımız ne zaman sevda çekse;
yangın halimiz seviyorduk en çok,
o kızıl alevlerde yanmayı,
soluksuz…
henüz yangına su!
diyen birileri çakmamıştı karşımıza..
bir avuç kül, koca bi avuntuydu;
yeni karşılaşmalara zula..
biz ne zaman seni düşünsek;
her şey bi düş oluyordu,
ne garip!
hiç gelmedin gibi rahat,
hep gidecekmiş gibi kaygılıydık…
biz ne zaman seni düşünsek! ….
bu bize yakışıyordu aslında….
14/10/2005 20; 55
Kayıt Tarihi : 18.10.2005 02:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)