Biz kırlarda büyümüştük,
Esas çocuğu üç dakika görsek bile.
Peynir kireç, yoğurt henüz kaymaksız değildi.
Yüzde gülüşlerin ya da merhabaların olduğu,
Akşamları eve misafir gelen yıllar.
İnsanların bir birlerine en büyük kötülüğü,
Uçurtma kuyruğuna jilet bağlamak.
En büyük eğlencesi açık sinemada,
akşamdan yer kapmak olduğu yıllar.
Biz kırlarda büyümüştük,
Esas oğlanı üç dakika görsek bile.
Kim nişanlanıyor ya da kim evleniyor,
Kimin oğlu sünnet olacak,
Kim hasta bilir,
İnsanların derdini gözlerinde okurduk.
Birlikte sevinir, birlikte üzülür,
aynı şeylere ağlar ya da gülerdik.
Biz kırlarda büyümüştük,
Esas kızı görmek için abisinden dayak yesek te.
Mahallemiz erguvan kokardı.
Omuzluklu yoğurtçumuz, güğümlü sütçümüz,
Atlı yağ satan esnaflarımız vardı.
Sofralarımızda hormon değil,
Harman teri ürünlerimiz olan yıllar.
Kanunun bekçiden sorulduğu,
Muhtarın devlet olduğu yıllar.
Biz kırlarda büyümüştük,
İnsanlar kuşkuyla değil sevgiyle bakardı.
Bir gün ihtilâl oldu,
Ve hiçbir şey eskisi gibi olmadı! ! !
Alkadraz_Kuscusu
15 Aralık 2007 İstanbul (İki uyku arası nostaljik rüya gibi)
Kayıt Tarihi : 15.12.2007 12:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sabahın 04.00 ü sanki birileri beni dürtüp uyandırdı ama nedense içimde sıkıntı yerine garip bir özlem var ve aklımda rüyamda söylediğim o naif serzeniş! “Biz kırlarda büyümüştük İnsanlar kuşkuyla değil sevgiyle bakardı.” bu sözü gün içinde bir yerden mi duymuştum ya da bir yerde mi okumuştum bilmiyordum bildiğim tek şey uykularımı ve rüyalarımı istila edecek kadar önemli bir cümleydi yerimden kalkıp hemen kaleme sarıldım yazdıkça içimdeki nostalji özlemi döküldü kağıtlara ve ortaya okuduğunuz bu şiir çıktı. Şiirin omurgasını oluşturan bu önemli dize bana nereden geldi nasıl geldi ya da daha önce bir başkası yazdı mı bilmiyorum (www.google.com.tr de arattım ben bulamadım)

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!