Biz hasreti yazdık…
Hasretin bileşenlerinden beklemeyi yazdık…
Hasretin içindeki bekleme acılarını yazdık…
Acıların içindeki kavruluşları, hasrete tuz karıştırıp, basa basa içimizin kavruluşlarını yazdık…
Unutulmaz sevdalara karışan sevgideki durulaşmayı yazdık ve beklemenin ardındaki titreyişlerimizi yazdık…
Her düş başlangıcının sonu hep sen diye bitiyordu… Biz, bizi yazarken, senleri yakmıştık, adımız yasaklı zincirleri ile prangalı ve düşlerimizin başladığı yerde, görüntülerimiz çöktü beynimizin derinliklerine…
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Devamını Oku
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;