Biz Demek Yalnızlığa Sürülen Merhem Şiir ...

Fatma Avcı 2
226

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Yıldızlarla bezeli gök kubbenin altında artık kim olduğumu bilmiyorum. Pervanenin aleve çekilmesi gibi yok olup tükenene kadar sana yaklaşıyorum. Ateşten fırlayan kıvılcımlar, biraz aydınlık biraz da acı veriyor dokundukça ruhuma. Ben her kıvılcım sıçramasında biraz daha kavruluyorum.

Önemli bir randevuyu kaçırmak istemez gibi telaşlı yüreğim bir koşuşturmanın içinde. Hayatın götürmek istediği yere sorgusuz sualsiz kollarına bıraktım, ya seninle yada sensizlikte yol üzerinde bilmediğim diyarlara yol almaktayım.

Sessizliğin ortak dil olarak seçmiştik, konuşmuyorduk. Gözlerimiz alevin titrekliğinde birbirine dokunduğunda yürek dili açılıyordu. Bir kudümün ritminde söyleşip, bir neyin nağmelerinde ağlaşıyorduk. Dokunmak gözlerinle teninin sıcaklığını hissetmek ve yitik hayallerimize sarılıp ağlamaktı. Gözlerinin delip geçtiği anlarda seninle yok olmaktı, senle dolu zamanlar.

Terk edilmiş hayatlar içindeki görüntülerde herkes yanmaya o denli istekli değildi. Sessizliğe gömülmüş bedenim sessizce nefes alıp veriyordu. Dokunduğu her şeyi alevlendiren coşkulu rüzgar gibi dile getirilemeyen haberlerin habercisi gibiydi. İçimde bir şeyler parçalanıp yırtılıyordu. Yüreğimdeki güller kalpleriyle kanarken, senin gönlündeki güllerin bundan haberi bile yoktu. Kanayan bir yüreği ancak kanayan yürek bulurdu.

Tamamını Oku
  • Adnan Çatalbaş
    Adnan Çatalbaş 08.09.2012 - 01:43

    KALEMİNE
    YÜREĞİNE SAĞLIK
    BEĞENİYLE OKUDUM
    10 + ANT+SAYGILARIMLA ESEN KALIN

    Cevap Yaz
  • Yaşar Aydın
    Yaşar Aydın 23.08.2012 - 20:45

    harika bir paylaşımdı...
    duyguların aktarımı çok ahenkliydi..
    tebriklerimle efendim...
    kaleminiz daim olsun
    selam ve saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Mustafa Yılmaz
    Mustafa Yılmaz 23.08.2012 - 11:23

    Çocuksuydu düşler, çocuksuydu sevinçler, ağlamalar, gülmeler, daraltılmış yaşamın elde kalmış kısmıydı senin varlığınla tutunduğumuz, belki de vazgeçilmiş hayatlara uzanıyordu tüm çocuksu istekler, sade ve hoyrattı yaşamın elde kalan kısmı senin gidişinden önceleri, sadece mutluluğu arıyorduk ve tüm limanlar sığınağımız, kaçaklığımızın saklandığı yerlerdi ve biz yine de gülüşürdük an zamanlarında, senin gidişinden önce…

    Nisan yağmurları düşerdi tozlu asfaltlara, kar kış olurdu ekim sonrası, omuzlarımızın donmalarından anlardık üşüdüğümüzü, senin saçların ıslanırdı gidişinden önceleri ve omuzlarına düşerdi ıslaklıklar ve biz yine gülüşürdük, yılgınlıklardan kaçışır, Temmuz, Ağustos sıcaklarına atardık kendimizi, yıllara dönüşürdü günler, aylar ve biz gülüşürdük, çoğu zaman, kar taneleri omuzlarımızda ışıldarken ve senin gidişinden önceydi mutlu bayramlar, dilimizin altına saklardık karamel şekerlerini, senin gidişinden önce…

    Biz bizi, bizde özlerdik, her an zamanı, hep gidişinden önce yaşanırdı ayrılık korkuları, yeminlerimiz el tutuşmaları ile olurdu ölesiye sevgiye dair ve varlığımız, varlığınla bütünleşecek derdik çoğu zaman gidişinden önceleri…

    Koltuk değnekleri ile bile yürümelere razıydık, yeter ki ellerimiz bitişik kalsın derken ama her geçen günle beraber kara gölgeler, karartılar yapıştı bedenlerimize, gün gün gülüşlerimiz azaldı, gün gün bakışlarımız puslandı, sis ve gecenin karışımı bir yaşamdı artık başlayan, artık başlayan yoksunluklar ve yok oluşlardı, ayrılığa dahil düşüncelerdi bakışlarımızı karartan, senin gitmenden önce…

    Ve gittin ve gittim ve de bittim, ardımızda karanlık geceler bırakarak kaybolduk tekliklerle, sığındığımız şehri karartarak altımızdan yolların kaydığı, ayak basmalarımızın kaypaklaştığı ve kararsız yürüyüşlerle, dengesiz düşüncelerle dar nefes almalar başladı benliğimizde, senin gidişinden hemen önceleri…

    Koyu bir karartıydı artık yaşam, dediğimizde adım atmalarımız…
    Bir ayrılık ayini dansı gibiydi son nefes alışlarımız…
    Mustafa Yılmaz
    ant+10

    Cevap Yaz
  • Bülent Baysal
    Bülent Baysal 16.08.2012 - 23:49

    Mutluluklar hep kırılgandır, buna ermek için çok çaba gerektirir, emek ister......Ateşlerde yanarken buza basmalar gibidir.....Kutluyorum çok sürükleyici ve güzeldi....Selam ve sevgilerimle Fatma hanım.

    Cevap Yaz
  • Ünal Beşkese
    Ünal Beşkese 16.08.2012 - 18:08

    Sevmeye bu denli açık, sevgiyle bu deli dolu, sevmeyi bu debli iyi bilen bir kadın yüreğinin, bu serzenişleri ancak edebi bir yazı olarak sıraladığını düşünüyorum Fatma Hanım, yani yaşanmışlıkla ilintili olması imkansız bence.
    Zira, hiç bir erkek, bu kadar nankör olamaz....
    Yazınız yine çok güzeldi,
    sizi ve bu güzel yazınızı gönülden kutluyorum,
    sevgimle, saygımla,
    Ünal Beşkese

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay 16.08.2012 - 16:18

    İlginç bir durum... 'Hem biz olabilmeyi yaraya merhem gibi kabullenmek, hem de bir türlü birlikte olamamak...'
    Acaba 'sihri bozulur diye mi' aşkı hasrete sarmak? Hani bir şarkının sözleri gibi... 'Ne senine, ne sensiz...'
    İlginç ve sürükleyiciydi yazı.. Tebrikler Fatma(Deniz) Hanım...

    Cevap Yaz
  • Muzaffer Kalaba
    Muzaffer Kalaba 16.08.2012 - 13:11

    Güzel paylaşıma teşekkürler.
    Emeğine,yüreğine salık.
    Beğeniyle okudum.
    Sevgi ve saygılarımı sunuyorum...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta