Biz Bu muyuz Gerçekten? Şiiri - Ünal Beş ...

Ünal Beşkese
1008

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Biz Bu muyuz Gerçekten?

Hanımlar, beyler,
Dünyada, devletlerin yönetildiği hiç bir rejim, kendisini yok etmeye yönelik bir fikre, hele bu fikir eylem haline dönmüşse, müsamahakâr olamaz.
Ve hiçbir devlet, kendisinden toprak isteyerek orada bağımsız olmayı hedefleyen bir fikre, 'fikir özgürlüğü' gözlüğü takarak bakamaz.
Ve, o devletin vatandaşı olduğuna yürekten inanan hiçbir yurttaş da,
'eh, bunlar da haklı, özgürlük istiyorlar, verilmesi gerekir' diyemez. Böyle düşünenler, ya kendilerini bu devletin vatandaşı, bu ulusun bir ferdi olarak kabul etmeyen kişilerdir, ya da hayatı sadece kitaplarda okuduklarından ibaret sanan ve kendileri gibi düşünmeyenleri ortaçağ zihniyetinde kalmış olmakla suçlayan az gelişmiş beyinli zavallılardır.

Çünki hayat, kâğıtlarda yazan satırlardan ibaret değildir ve hayatın gerçekleri, yaşananlardır aslında.
Nasıl ki, inancını yaşamak ayrı, mevcut devlet rejimi yerine din devleti kurulmasını istemek ayrıysa ve demokrasi rejimi, bu ikinci fikri 'fikir özgürlüğü' olarak kabul edemiyorsa, benim vatanımdan parça kopartıp orada özgürlüğünü elde etmek fikri de 'fikir özgürlüğü' kisvesine büründürülemez.
Oysa, Ülkemizde, dış desteğe duydukları gereksinme nedeniyle, dış güçlerin
'böl ve yönet' politikasına hızmet eden siyasîlerden tutun da, bu Antoloji üyelerine kadar, konuya bu 'entel' gözüyle bakan meczuplar bolca mevcut.
Legal bir Siyasi Partinin lideri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetiyle pazarlık (!) yapmak için, İmralı Ada'sındaki kişinin de toplantıya katılması şartını ileri sürebiliyor. Bir kuduz köpek sürüsü, Türkiye Cumhuriyeti Devletini 'pes ettirmek' için, her gün sokaklarda; otobüslerde, mahalle aralarında Türk halkına saldırıyor, can ve mal güvenliğini yok ediyor. Polisimi öldürüyor, askerime pusu kurup şehit ediyor ve biz, bunlara daha hangi hakları verirsek hem dış destekçilerden 'aferin' alabiliriz, hem de bunları bir süre yumuşatabiliriz diye âciz ve gafil bir uygulama içinde...
Türkiyede yaşayan Kürt kardeşlerimiz, (kardeş kelimesini bu alçakların dışındaki Kürt vatandaşlarımızı kastederek kullandım) ,diğer vatandaşlarımızın sahip oldukları hiçbir hak ve özgürlükten yoksun değildir.
Hattâ, bunlara, son zamanlarda bazı kanunlarla verilmiş tavizler, Türkiye'deki diğer azınlık gruplarıyla kıyaslanmayacak kadar fazladır.
Dolayısıyla kopartılan 'özgürlük' şamatası tamamen art niyetli bir kandırmacadır.
Bundan 10 yıl kadar önce, bir ziyaret sırasında, Almanya'da lise son sınıflarda okutulan Atlas Kitabında bir Türkiye Haritası gördüm. (Muhtemelen halen de okutulmaktadır sanırım) . Bu bir tarih atlası filan değildi ve Türkiye Siyasi Haritasıydı.Bu haritada, Türkiye'nin Güneydoğusu'nda oldukça geniş bir arazide 'KÜRDİSTAN' diye bir Devlet, Kuzeydoğusu'nda 'ERMENİSTAN', Karadeniz'de 'PONTUS' Devletleri vardı ve hepsi de, bizim Ulusal sınırlarımız içindeydi. İzmir'in adı Smyrnya, İstanbul'un adı Constantinopolis olarak geçiyordu. (Yazımda hata yapmış olabilirim) . Bu atlası okuyan her Alman genci, Türkiye'yi, bu devletlerin topraklarını işgal etmiş bir kaba kuvvet olarak görecekti. Üstelik bu olay, milyonlarca Türk'ün yaşadığı bir ülkede yaşanıyordu ve orada benim Dışişlerimin her kademede teşkilatı mevcuttu.
Kültür ateşeliğimiz bile vardı ve dolgun maaşlar almaktaydı.
Sadece iki gün kalabileceğimden, sağır kulaklar duymamış olabilir diye, iki gün ard arda resmi Temsilciliğimize gittim, ancak, kimse yoktu ve kapıları kapalıydı; kapıyı açacak bir temizlikçi bile yoktu.
Bunu neden anlattım, biz bugünlere birden gelmedik. Kaşındık, uyuduk...

Şimdi her şehidin ardından bol nutuklar 'Kanın yerde kalmayacak' masalları, şiirler, ağıtlar... Kendimizi kandırmayalım, 'van minüt' demekle olmuyor efendiler. Bizdeki terör sınırını çoktan aşmış, iç savaş boyutuna gelmiş durumdadır. Megakentin sokaklarında 'sokak savaşları' yaşanıyor. Ve biz tutturmuşuz bir 'AÇILIM' teranesi, günü geçirmeye çalışıyoruz..
Bu 'açılım' sözü, tecavüze uğramış bir zavallı kadının, daha fazla eziyet görmemek için, kendiliğinden eteklerini açması haline geliyor.
BİZ BU MUYUZ GERÇEKTEN? ..

Ünal Beşkese
Kayıt Tarihi : 8.12.2009 16:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kimden: nevzat uçar/ Hüzün Ekspresi Grubu. (Bay, 57) Kime: old Tarih: 08.12.2009 16:49 (GMT 2:00) Biz bu değiliz aslında fakat maalesef bu duruma getirmeye çalışıyorlar ve de.. getirmek üzereler..Allah sonumuzu Hayır getirsin..(((::((( _________________________________________________________- Kimden: Türkoğlu-Dursun Elmas (Bay, 53) Kime: old Tarih: 08.12.2009 16:59 (GMT 2:00) demekki buyuz beyefendi. Ülkemizin her yanı örtülü bir işgal altındayken, kılını kıpırdatmayanların ülkesi değil miyiz şu anda. açıldıkça dökülen bir toplum haline gelmedik mi? _____________________________________________________- Kimden: Kemalce-Şiirsel Mutluluk (Bay, 55) Kime: old Tarih: 08.12.2009 17:00 (GMT 2:00) YAZINIZIN HER SATIRINA KATILIYORUM ÜSTADIM. DIŞ GÜÇLERİN AMACINA HİZMET EDEN SİYASİLERİMİZİ TARİH HİÇ BİR ZAMAN AFFETMEYECEKTİR AMA BU ULUSUN MİLLETİ OLARAK DA, ARTIK YETER DEMEMİZ GEREKİYOR. HATTA GEÇ BİLE KALINDI. SAYGILARIMLA ________________________________________________________- Kimden: Erkan Acar (Bay, 36) Kime: old Tarih: 08.12.2009 19:15 (GMT 2:00) Türkiye Cumhuriyetinin iki temel düşmanı vardı bir zamanlar, Biri irtica, Biri bölücü terör, Peki bu grupların bayrak çekenleri şimdi nerede,:((TBMM'de, Anayasa mahkemesi kaçta kaç oyla AKP kapatılmasın demişti, Şimdi bir kez daha okuma ve anlama zamanı; GENÇLİĞE HİTABE Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur! Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK 20 Ekim 1927 _____________________________________________________ Kimden: Jale Keskin 2 (Bayan, 44) Kime: old Tarih: 08.12.2009 21:04 (GMT 2:00) Kime dar geldiki bu topraklar bir avuç dağ eşkiyasınamı apayrı devlet kurma planları ve onu destekleyen meclise kadar girmiş bir parti var. İşin garibi bu konularda en çok sağ duyu istenmesi gereken onlar iken bizler her gün bu konuda nutuk dinliyoruz. Devlete karşı gelen biz değiliz ki.Açılım politikasınıda anlamış değilim açılımdan kasıt demokrasi ise zaten yıllardır aynı topraklar üzerinde biz bu açılımı hep destekliyoruz. Kız alıp verdik karıştık birbirimize gerek kürt gerekse alevi arkadaşlarımız akrabalarımız var ve zaten sadece bu mesele ile bile demokrasiyi birlikteliği korumuyormuyuz? Söylenecek çok şey var bu konuda ama dilim susmaktan yana.Ünal hocam çok anlamlı çok güzel bir yazıyı paylaşmışsınız bizimle Kendi adıma teşekkür ediyorum. ____________________________________________________ Kimden: green-tea (Bayan, 33) Kime: old Tarih: 08.12.2009 22:44 (GMT 2:00) çok güzel olmuş yüreğinize kalemine sağlık harika _____________________________________________________- Kimden: kıymetlım (Bayan, 51) Kime: old Tarih: 09.12.2009 01:19 (GMT 2:00) Yazınızı ne yazıkki son derece haklı buluyorum ve katılıyorum.Acıyla,üzüntüyle biz bunlara mı layıktık diye sorguladım hep..Sonrada düşündüm demekki emanate sahip çıkamamışız yeterı kadar tepki gösterememişiz,Kulağımızı tıkamışız.Nasıl kokuşmuşturulmuş bir demokrasıdır ki emir kulu haline geldik getirildik.Bir meil gelmişti [Sarı öküz]diye.aslanlar acıkmış ahıra gitmişler ya bir arkadaşınızı verirsiniz doyar gideriz yada hepinizi yeriz seçim sizin demişler.Sarı öküzü istemişler. Ahırdakıler de bıze bırşey olmasın diya razı gelmişler.Arkasından benekli,kezban ve sonunda diğerleri takip etmış(aklımda kaldığı kadarıyla kısadan anlatıyorum isimler farklı olabilir) .O zaman anlamışlarki biz başta Sarı öküzü vermeyecektik.Ama iş işten geçmiş.Birlikte olma zamanıdır kenetlenme zamanıdır.Sanmayın ki kürt vatandaşlar sahip oldukları hakların kıymetini bilmeden özgür olacaklar.Bizim yararlanmadaığımız hangi haklar sizlerde yok.Maşa gibi kullanılacaksınız.emperyalizmın yakaladığı hangi kol kopmamıştır.Oyuna gelmeyin yazıktır birlikte yaşamanın huzurun bitmesine meydan vermeyin.Bizlerin akan kanıyla leş kargaları doyacak.Biz sarılırsak meydan veremezsek kımse ayıramaz bölemez.Vatanımızın hiçbir karışı verilemez yıllardır kardeşçe yaşadık değişik kültürlerle kız aldık kız verdik.Lütfenn oyuna gelmeyinnnn.Kıbrısta ve ülkemizde oyunların hertürlüsü oynanıyor.Silahla yapamadıklarını Ekümenlık adı altında topraklarımızı satın alarak yapacaklar Ökümenik Sıfatta aynı şey demektir.- Ekümenik sıfat, patriklere verilen, siyasi bir kariyerdir. Hıristiyanlığın üç mezhebinde bulunan Ekümeniklik, her mezhepte farklı içeriklikler taşımaktadır. Ekümenik sıfatı verilmiş olan patrik, tabasının siyasi ve ekonomik çizelgesidir adeta. Savaştan barışa, kadınların doğum kontrolünden, ülkenin protokol işlerine kadar her şeyde son sözün sahibidir. Ekümenikliğin en önemli özelliği, Ekümenik sıfatı, hangi kilisedeki patriğe verilmişse, o kilisenin bulunduğu şehir Hıristiyanlarındır anlamına gelir ve o patriğe bağlı olan Hıristiyan taba, Ekümenik sıfata haiz olan patrikten daha etkin ve yetkin hukuk tanımaz (Geniş bilgi için bakınız: Çelik, Doç. Dr. Mehmet, Fener Patrikhanesi’nin Ökümeniklik İddiası Tarihi Seyri, sh.19, Akadami Kitabevi) . Değerli arkadaşlar internette geniş bilgi sahibi olabilirsiniz.ülkemizin A:B:D:ye katılma uğruna nasıl oyuna getirildiğine dikkat edin.İçim acıyooo.Saygılarımla _______________________________________________________-

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mahmut Nazik
    Mahmut Nazik

    Yüreğinize sağlık..

    SAVCI ARİS HAKİM ERİS
    BİZİ NASIL BARIŞTIRIR

    Selam beklerken yellerden
    Bir haber geçti tellerden
    Biri Aydın biri Vanlı
    İkisi de bu illerden

    Ağla ana ağla bacı
    Bu nasıl iş böyle neci
    Giden de kalan da yoksul
    Çekilir mi böyle acı

    Başında dönüyor kuşlar
    Olmaz olsun böyle işler
    Kanar alnında karanfil
    Son nefeste yarin düşler

    Kan ile keramet olmaz
    Zulümle adalet olmaz
    Baba değil ana değil
    Mermide merhamet olmaz

    El bilgisin yarıştırır
    Gelip neyi karıştırır
    Hakim Ares savcı Eris
    Bizi nasıl barıştırır

    Mahmut NAZİK 05.12.2009 MERSİN

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Hikmet Esen
    Hüseyin Hikmet Esen

    Yorumum
    aşağıdaki eski şiirim dostum...

    Yorgun Demokrat'tan Dizeler....(1)

    Bir dolu şey yaşadım geçmişimde;
    Bir dolu kavgaya girdim,
    Dünyayı karanfillere bezemek adına.
    Neyi başardım,
    Nerede eksik kaldımsa,
    Yaşam,
    Kazıdı yaşadıklarıma..
    Şimdi bakıyorum da,
    Kendime ters düşmemişim,
    Haklıymışım savunduklarımda..

    Bu güven,
    Yaşamı yorumlamamı sağlıyor yeniden...
    Yenildim diye teslim olmak değil,
    Tutmayan fideleri
    Bıkmadan hergün yenilemek,
    Gerekirse budayıp
    Kuruyan dallarını,
    Yaşama yeniden
    Soyunmak gerek.

    Karanlığa boyun eğip,
    Kapatırsak gözlerimizi,
    Ve susarsak birgün bilin ki;
    Kırağı çalan yapraklarına
    Su yürümeyen çiçekler
    Bir daha Güneş'e dönmeyecekler..

    05/04/2006
    H Hikmet Esen

    Cevap Yaz
  • Seval Hislisoy
    Seval Hislisoy

    ne diyeyim üstadım her şeyi sineye çekip öylece oturuyoruz tepkisiz bir millet olduk biz böyle sustukça daha çoook tepemize binerler.yüreğine sağlık.güçlü kalemini kutluyorum

    Cevap Yaz
  • Fatma Kalkan
    Fatma Kalkan

    kutluyorum yürek sesinizi saygımla tam puan

    Cevap Yaz
  • Vecdi Murat Soydan
    Vecdi Murat Soydan

    Tespitleriniz çok doğru. bilgilendim sayenizde. Emeğinizi yürekten kutluyorum.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (28)

Ünal Beşkese