Düşman bizim içimizde dıştakine gerek yok
Biz yaparız alasını kar’a, kara çalmanın.
Hiçbir şey memnun etmez, yapan bizden değilse
En hinini biliriz tekere taş koymanın.
Söyleriz hem de her gün, yalanın en hasını
Türk’üm, doğruyum, çalışkanım…asarız
Attık mı kül kalmaz hiç, siler mangal pasını
Ayaküstü kırk yalanı hakikate basarız.
Hiçbir eser gerekmez bu gariban vatana
Sürünsün doksan kişi, dokuz iti beslesin.
Kahraman desin sonra bu vatanı satana.
Medyanın beslemesi hakikati saklasın.
Köprüye de karşıyız, duble yolu sevmeyiz
Yapılırken söveriz ilk önce biz geçeriz.
En kral başarıyı mümkün değil övmeyiz
Bir fırsatın bulursak sonra döner s.çarız.
Sanki yapan sökecek seçimi kaybedince
Alıp götürecek yolu, hanı, hamamı…
Hak hukuk da kaybolur kin aklı kaplayınca
Ne zavallı bir sondur böylesinin evhamı…
Bir Marmaray yapıldı kırk bahane buldular
Sövdükleri Batı’dan medet bekler haldeler.
Yapıldıkça eserler adeta kudurdular
Çağ değişti birkaç kez bunlar aynı yerdeler.
Ne kadar zor değil mi, alkışlamak güzeli?
Artılarda buluşmak eksikleri olsa da…
Ne olur yıkasa bir el, şartsız-şurtsuz bir eli
Önce bir İNSAN olsak, olması zor olsa da.
Kayıt Tarihi : 16.5.2015 19:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İstanbul'da Marmaray açıldığında yapılan eleştiri ve küçümsemelere bakıp yazmıştım bu şiiri. İktidarın her yaptığını desteklediğim anlamında değil; ama güzel bir şey yapıldığında da ülkem ve insanımız adına sevinebilmek adına idi bu tepkim. Bu şiir o ve benzeri her durum ve her görüş için bir cevaptır sanırım.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!