Biz Bıraktığın Gibiyiz - Kavl-i Garib Çoban

Engin Demirci
992

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Biz Bıraktığın Gibiyiz - Kavl-i Garib Çoban

Biz Bıraktığın Gibiyiz - Kavl-i Garib Çoban

Bu yoldaki Aşkı anlamayana, anlatmak zordur.
Sevmenin daha iyi bir yolu var mı?…
Seni ancak yıldızların sevebileceği gibi seviyorum.
Uzaktan, sessizce, hiç dışarı çıkmadan.
Vurgusunu bir türlü anlayamıyorum, erenler bu aşk cümlesine, sahalarda gördüğümüzden başka bir anlam mı yüklüyorlar?..
Derinlerde, konuşmak istemiyorum.
Nasıl ki istemeden, sadece zorunluluktan ya da boşluk korkusundan yemek yiyorsam.
Öyle de konuşuyorum, ancak sessiz kalmam gerektiğini biliyorum.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Tam adamına sordun...
İstenen şeyler elde edilir.
Bu, her şeyi kadere bıraktıklarını söyledikleri zamandır.
Sizi çiçeklendirenlere yakın olun.
Çorak araziye, ışığınızı söndüren gölgelere alışmayın.
Sizi besleyen, ilham veren, kökünüzden sökmeden büyümenizi sağlayan insanlar var.
Çiçek açtığın yerde kal, solduğun yerde değil.
Henüz birini görmediyseniz, ondan vazgeçtiğinizi söylemek kolaydır.
Asıl zorluk onun gözlerinin içine bakabilmek, gülümsemesini görebilmek, sesini duyabilmek ve hâlâ şunu söyleyebilmek.
Artık istediğim bu değil.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Bazen yaşam kalitesi, onu kirletmeyen insanlarla birlikte olmaya dayanır.
Seçebilirsin!..
Yoğunum, yalnızım, hayalperestim ve sevgi doluyum.
Hayattaki küçük detayları o kadar çok seviyorum ki.
En basit anlar bile benim için çok güzel ve mükemmel.
Her zaman tekrar seçebilirsiniz.
Aşk oldu eyâ bu cihânda melâmetim benim
Aşk oldu yine dü cihânda selâmetim benim
İyi ya nedir bu aşkın gerçeği?..
Fark, sahip olduğunuz karşılıksız sevgideki yürektedir.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Günleri, hayatı, günleri kaybediyorum
rüya.
Ama bende yok, eğer istersem suçluluk duygusu.
Aynı zamanda ölüm ve yaşam, aynı anda
zaman, aynı saatte.
Basitçe bir diğer ifâdesinin içinde.
Kendisini tanıyan farkındalığımızdır.
Gerçek aşk, kendisini iki olarak kutlayan Bir'dir Teheccüt vakti o gelince şenliktir.
Hepimizin o yere ihtiyacı var.
Gönlüm yandıkça muma dönüyor.
Aşıkların yıldızıyız şiire dönüşmek üzere.
Ondan işte o zaman soyunup sana hissettiklerimi yazıyorum
Çünkü ihtiyacın var.
Bir yer nerede ne yoksa orada.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Bayram yeridir mübarek...
Amma kurban bayramı miskinler için.
Basit ve tutkulu olabilecek bir aşk.
Mesafe, yorgunluk ve yoklukla sonuçlandı.
Öylesine bir hissediş, sâdece duygulardan bir duygu değildir.
Rüzgârdan daha çok sır bilen yastıklar vardır.
Çünkü onlar ancak uykusuzluğun yalnızlığında uyanan düşünceleri duymuşlardır.
Sevilecek bir nesneye ya da bir kimseye sahip olmaya da bağlı değildir.
Bir nesnenin ya kimsenin, kendiniz ya da hayatınız hakkında size ne hissettirdiğine de bağlı değildir.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Bir nesne, bir meta, bir süreç, cilalı bir imaj ya da ulaşılacak bir ideal, pembe panjurlu ev filan da değildir.
Zihnin, hayal edebileceği ya da bir şeyleri yapmaya devam ederse sahiplenebileceği bir şey de değildir.
Gelip geçmez, zamana bağlı değildir ve üç boyutlu deneyimin sınırlamaları tarafından kısıtlanmaz.
Hayatla, ama her şeyiyle, her bir ânında, o andaki ifadesi, görünüşü ne olursa olsun olduğu hâliyle karşılaştığınızda, aynalaştığınızda.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Kendini açık bir titreşim alanı olarak ortaya koyar.
Yani deneyiminizi varlık ve açıklık olarak karşıladığınızda.
Açıkça görünür.
Sahip olduğun mutluluğun kıymetini iş işten geçince anlayacaksın.
İstediğimiz gibi değildik.
Kader bize karşıyken olabileceğimiz şeydik.
Olduk, olduk, olacağız: sen ve ben.
İkimiz de seviyoruz, ikimiz de birbirimizi seviyoruz.
Kaderin eylemleri engelleyebileceğinin ama duyguları engelleyemeyeceğinin kanıtı.
Bazen öyle sanıyor ki insan, eskisi gibi olabilir her şey.
Olmaz hâlbuki Olmaz.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

İnsanın ruhunda öyle bir özlem duygusu oluyor ki, nefes almak bile acı veriyor.
Şimdi burada olanın en derin kabulüdür...
Burada olan bu her neyse ona karşı sonsuz bir şefkattir.
Bunca cümbüşün, hareketin içinde söyleyecek fazla bir şeyim hiçbir zaman olmadı.
Ben de sustum.
Hiçbir gündemi, beklentisi, şikayeti veya reddi olmayan derûnî bir sükûnettir, karşılıksız sevgi.
İstemediğin şey için zaman yoktur.
Gerçekten istediğin şey için her zaman zaman vardır.
Her zaman zaman vardır, asla çok yaşlı değilsin.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Zihnin, duruma göre pozisyon almaya marifet sayan, nabza göre şerbet veren şartlı duruşunun, kalbin açıklığına boyun eğmesidir.
Bu, gerçek benliğinize varlığın en derin sessizliğine.
Sevgi, yalnızca iç dünyanızı yükselttiğinizde etkinleştirilir.
Olabilecek olan oldu.
Olamayanlar ise kalpte gömülü kaldı.
Bu hayatta huzur içinde dinlenemedi.
Nasıl da teheccüt vakti almış aklımı, şems vakti sürmüş, filiz vermiş içimde sevdân.
Ama bu putlarla hırsla değil.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

İnsan birisini bu kadar severse nasıl darılır?diyordu.
Hiç darılabilir mi?..
Muhakkak yorulmuştur.
Teheccüt vakti duada yüce olan ile uyumla açılır.
Yazıyorum!..
Çünkü, insanlar hakkında ne düşündüğümü bilmiyorum.
Söylediklerimi okuyana kadar.
Gerçeği bileceksin ve gerçek seni tuhaf yapacak.
Beraber şiir yazalım, bir yorgan gibi seriliyken gecede ruhumun bir yanımdaki öksüz çocukla.
Benim dilim laldır, kim anlar?..
Her şeyin başlangıcına ve her şeyin sonuna doğru açılmak, uçları birbirine değdirmektir.
Açık bir kalbin, kendini aşk olarak tanıyan bir kalbin benzersiz kokusudur.
Aşk, eğer bir şeyse, iki kişinin birbirine b/akmasıdır.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Ve bunun, dünden gelen inançlarınızla ya da düşüncelerinizle hiçbir ilgisi yoktur.
Neyi ya da kimi sevdiğinizle veya ne bileyim kendinizi sevip sevmediğinizle bile ilgisi yoktur. En iyisi düşünmemekti.
Kaçmaktı.
Kendi içime kaçmak.
Fakat bir içim var mıydı?..
Özne ve nesne ayrımının öncesinde, hayal gücünün, fantezinin ya da kişisel tatminin ötesindedir.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

İnsan neyi anlatabilir?..
İnsan insana, insanlara hangi derdini anlatabilir?..
Yıldızlar birbiriyle konuşabilir, insan insanla konuşamaz.
Kendi ayrı sanan, yalnız olduğuna inanan her bir yüzün, varlığın birliğine, özüne geri dönmesidir.
Öncelikle yaratanın egemenliğini duada arayın.
O zaman bütün bunlar da size verilecektir.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Bir süreliğine yanlış görünen her suret silindiğinde geriye kalan tek biliştir, bilemeyiştir.
Böylesi aşk benim yapabileceğim bir şey değil.
Ama, meydan yerinde rıza lokması.
Hayatı güçleştiren şeylerden hoşlanacak yaşta değilim.
Bu alemde her ne varsa benim sıfatımdır.
Ben sen olma­sam bir şey olmazdı.
Ben güçlüyüm.
Ama bazen benim de buna ihtiyacım var.
Birisi elimi tutsun, bana sarıl ve bana şunu söyle der gidenler.
Her şey yoluna girecek.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Sana sadece şunu söylemek istiyorum ki.
Seninle gülmek daha güzel, acı daha az çekiliyor.
Sessizlik çok şey anlatıyor.
Fark edilmekten hoşlanmıyor, kendini hissettirmeyi tercih ediyor.
Sana sadece şunu söylemek istiyorum ki.
Seninleyken tek bir parça giysimi bile çıkarmadan kendimi tamamen çıplak hissettiğim tek kişisin.
Ben sevmeyi beceremedim, belki de sevilmeyi.
Artık sev/e-meyen k/adının g/özlerini hemen tanırsınız.
Sana dua tadında başlayan bir şiir için önsöz teheccüt vakti.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Ben garip, sen güzel, dünya mutlu.
Seni insanı okuyan insanlarla tanıştıracağım.
Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer dedi Deliler Şeyhi.
Ben hepim yahut hiçim, ben hiçim yahut hepim.
Zaten hiç ile hep aynı şeydir, tek bir şeydir.
Ölüm var ölüm!.. dedi Mezarlık Bekçisi.
Nedir ki sahip olduklarınız, günün birinde ihtiyaç olur korkusuyla tuttuklarınızdan başka.
Eğer yapamıyorsan hiç gam yeme a güzel.
Bir yolunu bulacaktır aşk.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Ben aşktan daima kaçtım.
Hiç sevmedim.
Belki bir eksiğim oldu.
Fakat rahatım.
Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir.
Şu veya bu şekilde.
Yoksulluk dediğin şey; Azıcık aşım ağrısız başım.
Fakat daima ödersiniz, ruhsal çöküntüye boyun eğerseniz.
Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Hem zâten içim içime sığmadı da bu lafları öylesine söyledim.
Aşk söylendikçe azalan ve açıldıkça örtünendir.
Onu neden aramıyorsun?..
Her neyse.
Sonra yavaş yavaş mantığım değişti.
Hatta dünyaya bakışım, eşyayı görüşüm, insanları anlayışım değişti.
Vakıa bunlar bir günde olmadı.
Hatta çok güçlükle ve adım adım oldu.
Hatta çok defa bana rağmen oldu.
Fakat oldu.
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.

Ben büyüdüğüm zaman, insanlarla sanki yetişkinlermiş gibi konuşacağım.
Prensip olarak, yalnız olmak ve rahatsız edilmemek istiyorum.
Özü sözü doğru olanların ortak yönü de budur. Karşısındaki kişinin de içten konuştuğunu sanırlar.
Son sözümüz hemân yine aşk olsun vesselâm.
Ruhum, teheccüt vakti kendisini doyuracak gıdayı henüz bulamadı.
Deliler Şeyhi Şems vakti arıyorum, arıyorum, neyi diyeceksin dedi.
Haz duymak için yarin bağındaki hiç’i!…dedi Mezarlık Bekçisi
Sevmek için önce anlamak gerekir, anlamadığını sevemezsin.
Herkesi anlamaya çalışmaktan vazgeç, önce kendini anla.
(Y.ed - Takva Elbisesi Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 3.7.2025 00:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bazılarının aradıkları şey arzularına uygun olarak karşılarına çıkar. Bazılarına da, ölüm sırasında yüz gösterir. Bazıları da, onu arama yolunda can verir giderler. Ama bu yolda dileğine kavuşmak hevesiyle ölmek de büyük bir iştir. Kavl-i Pir Şems-i Tebriz’i k.s.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Sevmek için
    Anlamak gerek
    Evet...

    Ya anlaşılmak istemeyeni seversen?
    Gönül bu ya,
    İşte o zaman

    Sadece "içine dönersin..."
    Uzaktan uzaktan...

    Tebrikler...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)