anlaşıldıkça karmaşıklaşan yaşamın
tenhalığını sorgulardık
kendimizi kapattığımız açmazlarda
intiharlar maviliğini salardı bileklerimize
kaçınılmaz sanırdık
oysa derinlikler vardı ufkumuzda
çıkışlar vardı
boğulurken sığlığın anaforlarında
kimdik kendimizi kendimizle aldattığımız geceler
dizeler almasa da susukunluğumuzu
ayrı avuçlarda yeşerirdi gerçek
mevsimlere taşınırdı yarım öyküler
bir umut çoğalırdı herşey tükenirken
saydam bir soluk gibi alıp verdiğimiz
günleri yaralardık ivediliğimizden
birde sakıncalı yanımız vardı
sakınırdık kendimizi kendimizden
sakınırlardı herkesi bizden
muhbirlik vardı ihanet vardı
sorguladığımız ve sorgulandığımız geceler
serserice güncemize düşerdi
şizofren kuyularda yitirmiştik gözlerimizi
bakamazdık yılları aralayıp anılara... kördük...
kuşatılmıştık...
uçurtmalar değin özgürdük
gitmeliyiz derdik
demirlerimizin pas tuttuğu limandan
gitmeliyim gitmelisin gitmeli herkes
kendinden kaçıp kendine...
ve gittik
kapattığımız kapıların ardında kendimizi bıraktık
kendimizi bulduk açtığımız kapılarda
sadece yüzler eskidi albümlerde
biz aslında kendimize sürgündük
şimdi
onaralım demiyorum yaşamın kırık dökük yanlarını
yaratalım yeniden
geç kalmış değiliz
hatta erken
yontuların bile dili umarı varken
irkilirken kasıklarımızda doğum sancısı
doğuralım kendimizi kendimizden
Kayıt Tarihi : 14.5.2002 17:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)