Yolumuz dosdoğru müstâkime iz
Kur'an'la nakşolmuş pir sesiyiz biz
Ve küfre yumruğuz şerre kinimiz
İhlâs amel takva v/ar sesiyiz biz
Öksüz iklimlerin kirvesiyiz biz
Yüce gayelerin zirvesiyiz biz
Geçmişiz bu günüz geleceğiz biz
Sessiz yığınların hür sesiyiz biz
Maziden feyz aldık istikbâli yaz
Asırlar boyunca yükselen niyaz
Zulmü beyinlerden sileceğiz biz
Mazlum diyarlara yâr sesiyiz biz
Birliğin hâlesi aşka düşen söz
Biz asra muştuyuz tarihe önsöz
Vicdanları cennet kılacağız biz
Celâlet sükûnet er sesiyiz biz
“Fırat kenarında” hıfzet aklet yaz
Şaşarım yapana hakka itiraz
Huzuru hilâlde bulacağız biz
Yetim sokaklara ver sesiyiz biz
Eşsiz medeniyet beşiğiyiz biz
Halil sofrasının kaşığıyız biz
Ömer’in Hamza'nın aşığıyız biz
Osman'ın Alin’in nur sesiyiz biz
“Gayesiz nasip yok” der Sadi Şiraz
Aklın bir hacmi var düşün yaşa sez
Hakkın seslenişi olacağız biz
Mahzun yüreklere pir sesiyiz biz
Gönüllere ziya kubbelere iz
Biz büyük milletiz aşkla serfinaz
İrşat dalgaları salacağız biz
Kutlu geleceğin mor sesiyiz biz
Hep olmak yok serde hiçi dene az
Hiçliği tatmadan dağlar aşılmaz
Suffe mertebesi alacağız biz
Aşkla yanan dönen sır sesiyiz biz
Vahdet hak yekvücut dağa taşa yaz
Birlikte rahmet var ahmak anlamaz
Tebliğ pâyesini alacağız biz
Her renkten her ırktan tur sesiyiz biz
İrfan tebessümü arifteki naz
Edeple seyreyle tefekkür biraz
Hak batıl havf reca bileceğiz biz
Hakk’ın divanına var sesiyiz biz
Söze sığdırılmaz ne yazılsa az
İnsanlığın dili hû avaz avaz
Mazlumu güldürüp güleceğiz biz
Yokluğa ser çekmiş ser sesiyiz biz
İrşad samimiyet hâl ile vaaz
Gayret fedakârlık rahmetine haz
Ben sen o yok, "biz" de kalacağız biz
O eşsiz fermanın gür sesiyiz biz
Hakkın hizmetkârı bir sesiyiz biz
Kayıt Tarihi : 27.3.2012 15:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Biz kimiz ya da neyiz? Basit bir soru. Ancak cevabı çok önemli. Çünkü varlık sahnesinde üzerimize düşen rolü bihakkın oynayabilmemiz buna bağlı. Ayrıca ömür sermayesiyle yaptıklarımız ve yapacaklarımız, dolayısıyla hayatımızın (hatta inanıyorsak mematımızın) rotası da buna bağlı.
Bu sorunun cevabını vermek, bazılarımız için çok kolay ve basit olabilir fakat çoğumuz için çok zor ve çetrefillidir. Bazılarımızsa bu soruyu hiç gündemlerine bile almamış, dert etmemiş olabilir. Ancak kendini insan yurdunda gören her varlığın bu soruyu kendine sorması ve öyle ya da böyle bir cevap vermesi gerekir.
Toplumun gözü kulağı, gerektiğinde dili dudağı olan şairlerden biri, bu soruya kendi penceresinden bir cevap vermeye çalışmış; bizim için bir tanımlama ve tasvir yapmış. Oldukça da kapsamlı bir tasvir ve cevap olmuş. Bu arada herkesin harcı değildir öyle bu soruya böylesine uzun ve kapsayıcı bir cevap verebilmek; hem de şiir formunda. O nedenle temadisini ve tekamülünü sağlamak adına marifeti, iltifat suyundan da yoksun bırakmamak lazım.
Peki biz, bu şâirin tasvir ettiği gibi miyiz? Şâir, "biz"i aşırı iyimser bir yaklaşım ve hamasî bir tutumla biraz da abartarak mı tarif etmiş? "Biz" konusunda şâire "bir perî sûret görünmüş, bir hayal [mi] olmuş" yoksa? Ya da şârin "biz"iyle bizim hiç alakamız yok mu? Bazılarımız için o biz, çok eskide, ceddimizde mi kaldı? Ya da şairin sıraladığı niteliklerin bazılarının bizde sadece nüvesi veya kokusu mu var? Şâirin "biz"ine dahil değilsek, niçin ve hangi oranda değiliz? Onun "biz"ine dahil olmamız gerekir mi? Evetse nasıl ve ne kadar? Kısacası bizim nasıl bir kimliğimiz var?
Sorular daha da çoğaltılabilir. Bu hususta siz ne düşünürsünüz, kendinizi nasıl tanımlarsınız bilemem ama ben kendi namıma şâirin hüsn-i zannı üzre olmayı, onun biraz da idealize ettiği "biz" evreninde bulunmayı yeğler ve niyaz ederim.
Ayrıca "biz"e bunları düşündürüp yazdıran, sahip olmamız gereken kimliğin çerçevesini çizen şâirin ömrüne bereket, ilhamına kuvvet dilerim.
Selam ve ihtiram ile...
Selam ve saygılar kıymetli hocam, Allah celle celalühü Hüsnü zannınızı cennetinize vesile kılsın inşallah.
Selam ve hürmetler
TÜM YORUMLAR (6)