Biz kısıtlı süreleri hiç bitmeyecekmiş gibi yaşamaktan, her şeyin sonunu düşünmeden nice başlangıçların mimarı olarak görünmekten mutlu olan, aslında her anı sonlarla dolu acıklı hikayelerin kahramanları…
Yanında olmayanı yürekten isterken yanında olanla yetinmek, mutlu olmak gerekliliğini savunan, yapacak hiçbir işi yokken meşgul yapılacak çok şey varken eylemsizliğini çıkarcılıkla savunur görünmekten üşenmeyenler…
Kendi hakkında söyleyecek iki kelimesi yokken hiç susmayanlar. Kendimizi tanımaya çok önceden utanıp vazgeçmişken çıplak beklentilerimizden korkarak başkalarının hayalleriyle avunup başkalarının verdikleri sufleyle başkaları için birbirleriyle kavga edenler…
Kimimiz ağzımızda ucuz çevreci söylemlerle açlığını görmeden diğer insanların yaşamaya, kimimiz sürekli diğer insanların -hiç tanımadığımız aslında umrumuzda olmayan-yaşayamadıklarıyla yatıp kalkarken sahte bir hümanizimle köşe başlarındaki çay bahçelerinde tatmin olan zihinlerimizle biz…
Yalan olan her şeyin içinde o kadar yer etmiş ki karanlıktan çıktığında şaşıran huzursuz olan, ama aydınlıklarla beslenen sahte umutlarımızla, her şeyden daha gerçek hayal kırıklıklarımızla biz…
Her biri siyasetçi her biri bilim adamı her biri okumayı seven, çocuk yetiştirmek yada Yahudiler hakkında birkaç kitap dolusu kelimesi olan ama kafasındaki hastalıklı aşklarıyla kendini yiyip bitiren arbesk günlere devinmekte hiç yabancılık çekmeyen,
kurtlar vadisi müdavimleri biz…
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta