Nazar etsen dağa taşa,
Erimez mi bakışından.
Aşkın düşse cana başa,
Kül olmaz mı yakışından.
Ne dilersen her tecelli,
Zuhur eder o temelli,
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
'Anka gibi şakışından'
Bu mısrayı çözemedim ağabey, yardımcı olursan sevinirim!
'Bittim itiş kakışından'
Bu da bana sitem gibi geldi ki, Bu tarz ifadeler tevekkül sırrına muhalefet ve kader'e itiraz nevinden addedilebilir! Kader'e itiraz ise; Kırık elle döğüşmek gibi olur.
Rahmete itirazın ondan mahrum kalmayı netice verdiği gibi, Kadere itiraz da, Kederlerlerden emin olmaya büyük engeldir!
'AMENE BİL KADER, EMİNE MİNEL KEDER!'-( KİM KADERE İMAN EDERSE, O, KEDER'DEN EMİN OLUR!)
'HER ŞEY EZELDEN KADER İLE TAKDİR OLUNMUŞTUR! KISMETİNE RAZI OL Kİ, RAHAT EDESİN!'
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta