“Bitti” denilen yerde, yine yeniden biteriz.
Belâ esrârdan perde, dest-i esbâbı iteriz.
Ya biz küseriz dünyaya yahut o küser bize,
Ârif aldanmaz riyâya, fettân gülse de yüze.
Kader kalemi yazar, beşer kelâmı nâfile,
Her şey öteye ihzâr, onda zimâm-ı kâfile.
Zulme karşı metânet, arşa çıkarır mazlûmu.
İşte ilahi hikmet, der ki göreyim kulumu.
Bugün düşmüşsek dara, seyret hayretle zahmeti. Sannma kapanmaz yara, celbet heybetle rahmeti.
Varsın ağlasın gözüm, her şeyi gören Allah’tır. Yûnûs sana son sözüm; zâlim dâima bedbahttır.
Ocak 2015
1.Dest-i esbâb: Sebeplerin eli, sebeplerin görünen yüzü
2.Fettan: Gönül çelen, ayartıcı, cilveli (kadın için)
3.İhzâr: Hazır duruma getirme, hazır etme, hazırlama.
4.Zimâm-ı kâfile: Kafilenin sorumluluğunu elinde tutan, rehber
5.Hayret: Allahın eşya ve hadiselerdeki dahlini gören fakat bunu ifade edemeyen ârifin yaşadığı manevi hâl
6.Heybet: Kulun Allah ile ülfet etmesi halini ifade eden bir tasavvuf terimi. Kulun varlığının, Allah’ın celal tecellileri karşısında silinmesi
Kayıt Tarihi : 2.6.2021 16:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, o vakit, haksız ve hukuksuz bir şekilde sadece keyfi ve siyasi saiklerle işine son verilen bir arkadaşımın eşine teselli ve geçmiş olsun sadedinde yazılmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!