Artık seninle aynı yere bakmıyoruz.Aradan geçen zamanda sadece biz değil gözlerimizde yabancılaşmış.
Yıllar sonra,yaşadığım onca şeyden sonra bir şey öğrendim:Yaşamakla hayatta olmak aynı şey değil.Evet yaşadım ben senden sonra ama bir ruh gibi.Hiçbir şeyden zevk almadım.Yaşamanın sadece nefes alıp vermekten de ibaret olduğunu da öğrendim.
Senden önce ben karmakarışık bir yapıdaydım.Sen geldin,elimi tuttun ve beni bu durumdan kurtardın.Ama sende gittin.Ben şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.
Bir şey daha öğrendim ve bu en önemlisi:Hayat her şeye rağmen yaşamaya değer.
Sen ya da başkası.Ben ya da başkası.Hiçbir şey değimiyor.Hayat sahnesinde oyun aynı fakat sadece oyuncular farklı.
Evet bazı şeyleri kabullenmek zor ama imkansız değil.Aslında imkansız diye bir şey yok.Olmaz denilen gecenin sabahı ya da kapanmaz denilen yara gibi.Zaman hepsini kapatıyor,yerine getiriyor.Çabuk ya da zor geçmesi sana bağlı.
Artık biz diye bir şey yok.Ve sana söyleceğim bu son sözleri unutma:Artık seninle aynı yere bakmıyor ve gitmiyoruz.BİTTİ...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta