sevda konuşlanmış saçlarına
iki gözü iki çeşme
yok mendili elinde
çaresizliğinde alevler
düşüyor kaşların arasından kirpiklere
sensizlik tüten şarkılar
kendinden uzak
bir barın barında
efkar dağıtıyor
bir kadehten bir kadehe
kırılmışlığın nöbeti
bu gecenin payına düşen
soyunup gelmek varken bütün hüzünlerden
yüklenmek küskünlüğü, niye
yokoluşun başlangıcı varoluş
yeşilin ölüsü sarı
gece tüketir zifirinde
bilmeden kendi kendini
zaman ne bilsin
zamansız eriyip yittiğini
sen bilmezsen an değerini
sen bilmezsen yitip gittiğini
yitip gittiğimi bilmezsen sen
bana bak iyice dinle beni
kırılmışlığın bedelini kimseye ödetmeden
ve sökmeden bu gecenin şafağı
sevda selinin tut elini
karanlık kesmez senin yolunu
bilki her şeyin gölgesi kara
ve karadır tüm gözbebekleri
yaşarsan görünür gerçekler
ve gerçektir yaşamın ta kendisi
bırak bulutlarda kalsın kırılmışlığın nöbeti
çıkar küskünlükten yüreğini
bir yağmur damlasına atla gel
iki gözüm birden bekliyor seni...
Kayıt Tarihi : 4.9.2005 09:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Suna Doğanay
Kırılmışlığın nöbetindesin
Bitsin artık bu nöbet
Sussun hain şarkılar
Sanın Öztürk
Bugeceye çok uygun bir şiir nöbette olduğunuzu biliyordum.
Yüreğinize kaleminize sağlık sevgiler
TÜM YORUMLAR (3)