üç...
Öylece bekliyor, sürgünün koynunda..
Ne denli sağır, ne denli körmüş, ademoğlu..
Yılların birikmiş kiri kulaklarında,
Meğer duymamış cennetten kovulduğumu..
Bu çölde, ektiğini biçermiş ademoğlu..
Bense hep eli boş döndüm sevdadan..
Tırnaklarıyla okşarmış meğer umudu..
Meğer umutmuş, yağmuru böyle yağdıran....
Aşk, yalnızlıkmış perdenin ardında gizli.
Hayalet gibi gezinmekmiş, rüyalarda..
Şehrin yortularında bulduğun resmi,
Bir ömür saklamakmış kuytularında..
Ve sadece ölümmüş yolun sonunda
Geride bırakacağın eşsiz armağan..
Meğer yeni bir hayat, sonun ardında..
Meğer sade meleklermiş sana ağlayan..
Sen öldün, ben öldüm, elleri soldu sevdanın..
Yeminler öldü kıvranarak, bir sonbahar yazında..
Her sabah doğuşunu gördüm, sürgüne isyanın
Bir isyan ki her sabah yankılanır ruhumda
Şimdi aşk ve kan ve göz yaşı..
Ve günahlarım çağırıyor beni yanına..
Upuzun yatıyor sırtımda musalla taşı..
Öldüğüm duruyor, güneşin kararan alnında...
Kayıt Tarihi : 20.8.2011 15:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!