Evet bu gün nasılsın bakalım,
Bir önceki sayfada yazdıklarımı hatırlıyor musun?
“Çok yakında,
Bitmeyen şiirde ikimizin kalemi,
İkimizin hisleri yansıyacak bütün dünyaya...” yazmıştım
Ve ilerleyen satırlarda,
“Sonsuzluğa ihtiyacın varsa,
O sonsuzluk bana çok yakındır...”
İşte senden ne kadar umutlu olduğumu gör.
Bana bir nefes kadar yakın ve yıldızlar kadar uzaksın.
Bende yarattığın çelişkileri görüyor musun?
Bu şiiri okuyan herkes bendeki gel-git’leri görür.
Ama senin bunu daha iyi görmen, anlaman gerek.
Öyle değil mi?
Bu arada anlaman gerek dedim de,
Konuşmalarımızın birinde hissettiklerini anlıyorum demiştin,
Ben senin beni anlamanı değil,
Benim hissettiklerimi hissetmeni istiyorum.
Aslında bir bakıma beraber yazıyoruz bu şiiri.
Sen benim öteki yarım olduğun için güzelim.
Bu şiire katkın çok büyük.
Hazır mısın bu büyük faydaya,
Bitmeyen şiire daha da büyük katkıda bulunmaya?
Kafamdaki şu soru işaretleri.
Sihirli ağzınla yutacak mısın o soru işaretlerini?
Şu durumda katlanamadığım tek şey şu soru işaretleri,
Keşke onlar ünlemlere dönse,
Haykırışlar,bağırışlar,sevinçler olsa,keşke..!
Hem bu şiir hep soru işaretleriyle sürüp giderse.
Değil efsane,şiir niteliği bile kalmaz.
Ben senin beni sevmeni istemiyorum,
Ben,senle birlikte efsane yazmak istiyorum.
İnsan bir şeyi isterse ama yeterince isterse.
İstediği o şey onun olur.
Bunu senle hep konuşurduk.
Peki ben sence yeterince istemiyor muyum?
Bu yazdıklarım,beynimi durduran şey,
Rüyalarıma giren sen.
Bunlar geçici bir hevesin ürünü mü?
Hadi artık o güzel dudakların açılsın,
Ve şu kahrolası soru işaretlerini yok etsin şiirimden de, kafamdan da...
Kayıt Tarihi : 7.1.2010 22:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)