Kes sesini...
Kapat şu kopasıca çeneni de beni dinle...
Kal-u Bela’da verdiğin sözünden
Nasıl da döndün Ker-ü Bela denilen yerde
Pompei’de, Sodom ve Gomore’de
Nasıl da yapışmış şeytanın eteklerine
Almıştın da gemi azıya koşturuyordun ya...
Yağmadı mı üzerine ateş topları...
Hala konuşuyor bak
Dur da azıcık kulak ver nasihatlerime
Kalk gel benimle
İstersen yıldızlardan seyredelim gelmişi geçmişi
Birlikte...
Oniki harf ile af istemişti Yusuf
Düştüğü zindanda Hükümdarın birinden
Kefareti oniki yılla biçildi
Her harf için bir yıl vererek...
Ya sen...
Ömür boyu ihanet ettin
Bedeli ne olur dersin be hey sersem...
Edepsizlik etme
Dur bak ne göstereceğim izle...
Kızıl Denizin dibinde
Musa’yı kavmiyle yakalamak için koşan
Firavunun cesedine bak
İşte...
Ne bir tek çürüme var
Ne de yok olmuş asırlar içinde
Ama duruşa bak da titre istersen
Nasıl da secdeye varmış Yaradanın ibret sahnesinde.
Nuh’a bak istersen
Hani beddua etmişti
Gemiye gelmeyenlerin helakı için kavmine
Oysa sen gecelerle süslendin
Dualarla istendin
Fakat ihanetten bir türlü vazgeçmedin
Utanmazlıkta şeytanı bile geçtin...
Şimdi git...
Hangi taşa istersen ona çal başını
Gel tevbe et de
Kadir Gecesini kurtar istersen...
Eylül GÖKDEMİR... 08.EKİM.2007
Eylül GökdemirKayıt Tarihi : 30.5.2008 15:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!