Bitmeyen İhtiyaç Senfonisi

Bitmeyen ihtiyaç senfonisinde Başkompüter Menfaat....
Jönprömiye nefesi, Merkeple Sanat.;
Ekselânsları faziletli bir şef
Karakaçan hünerli despot.
Dinleyicileri ise topraktan fışkıran
Yemyeşil kirpil, taptaze ot.
Konserin "Algılama perdesi" her açıldığında
Hüsnükabul meydan geniş, Koskocaman bir Dünya...
Ne zaman ki yiyerek bitmiş
Çek çekebildiğince Arya!......!

Aryada ki bağırışta...
"-Hep bana, hep bana, hep bana."
Aryadaki her çağırışta...
"Sakın Gayya'ya daIma, Dolma biber al DOLMA."
Dinleyici alkışlarında en yüksek kader sesi
"-Canım feda olsun sana, Yürü be hey küheylân!"
"-Ayrıl da gel, ayrıl da gel." gürlüyor meydan.

Manometre ölçüyor, Higrometre söylüyor, Ekskavatör kazıyor
Ekselânsları Usulünce notalara dalıyor.
İhtikar, Kerteriz'de...Heyamola hey! Heyamola hey!
Lombozlardan dışarı koltuk seyredişli her bakışta
Denizin üstü sütliman, Alt'ı darmadağın perişan.
Bir megaloman Donkişot, Kalk otur kalk, haydi hop, hop.
Sahnede Dev bir Majiskül Manşet..."HAM-HUM ŞARALOP."
Öküz olma! Ye oğlum ye! Bulamazsın böyle bir sermaye.

Beyinlerde umursanmaz bir halay, Fikirlerde Mizanpaj nanay.
Akılların bakır kaplarına yeter bu kadar kalay
Bitmeyen Senfoni'de bitmeyen ihtiyaç......
Şinanay yavrum şinanay, Şinanay "insanlık" şinanay.!.