Bitmek zorundaydı
ve bitti...
Şimdi anlamını yitirmiş bütün şiirleri sahiplenme zamanı.
Mısralarım yüzüme tükürür, kalemim küfreder, ben yine sana ağlarım.
"Olsun...Kaderde bu da varmış" der bir duvar dibine çöker usul usul ağlarım
Gittik birbirimizden ve ben o gün bu gündür başı kana bulanmış şiirlerimin sonunu görecek ömrü bulamaz oldum.
Hiç bir dize duygularıma denk düşmüyor artık.
Yarım kalmışlığımla beni arayamaz, kendime bile soramaz demiyorsun...
Canın sağolsun...
Oysa içimde hala selası okunmamış bir cenazenin enkazıyla geziyorum ben.
neden sonra anlıyor insan hayatta bir kez gerçekten sevdiğini
ve bir daha hiç kimseyi böyle gözü kapalı seveyeceğini.
Şimdi hangi deniz nereye dökülür umursamıyorum
çünkü ben sensizliğin acılarında çırpına çırpına boğuluyorum.
Zamanın günlerin ya da ayların ne önemi var
sensiz geçen her saniyemi çile haneme yıl diye yazıyorum
boğuluyorum anlıyor musun nefes alamıyorum
Hangi şehirde olduğum hangi kaldırımları arşınladığım ne fark eder
Aynı istikamete el ele gidecek tek bir adımımız yoksa eğer.
Herkes "unutursun,geçer" diyor,beynim bunu idrak ediyor da
asi kalbim söz dinlemiyor
Sakın aklından "yaşıyordur,mutludur,çoktan unutmuştur" diye geçirme
Gücenir çektiğim acılar,kalbimi yoklayan inceden sızı ve hayaline sarılıp avundum şu kara gece...
Belki bu satırlar bir gün bir yerde gözüne ilişecek,kimin yazdığını bilmeden okuyacaksın..
Ölümlü bir bedende ölümsüz sevenlerde varmış deyip şaşıracaksın.
Herhangi bir satırında beni ya da kendini bulabilecek kadar sevseydin
Ayrılığımızı değil aşkımızı yazandım,böylesi bir şiire zaten ilham vermezdin..
Biz hızımıza yetişemeyeneri değil karakterimizle boy ölçüşemeyenleri yarı yolda bıraktık.
Kayıt Tarihi : 10.12.2014 11:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ah Min-el Aşk