Bitlis'ten Hizan'a Giderken

İlhami Gelen
60

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Bitlis'ten Hizan'a Giderken

Yıl iki bin milattan sonra
Son çağ da kapandı
Ekmek kavgası şafaktan başlar
Yol boyu ot yüklü kağnılar geçer
Yüzlerinin rengi cennet genç kızlar geçer
Pek de yakışır ellerine sepetleri
Dağlar boyu kenger toplar
Düşümde pepuk kuşu
Bitlis’ten Hizan’a giderken

Tütün tarlalarında çapa yapar analar
Heybede çocukları,tenleri tütün kokar
Hamailler eksik olmaz boyunlarında
Bir sevdadır bu,
Genç kızlar aşklarını işler
İlmek ilmek yazmalarına
Ölümsüz bir aşktır bu ilmeklenen
Bitlis’ten Hizan’a giderken

Bir yaz sıcaklığı ki kıyısında kavurur insanı
Meşe serinliğinde oğlunu emzirir bir anne Yoksulluk acısını unutmaya çalışırdı
Aynı kaderi bekleyen çocuğuyla
Bitlis’ten Hizan’a giderken

Yalın ayak yarı çıplak çocuklar
Dizilir yol boyunda
Umutsuz bir bekleyiştir bu
Topladıkları umutla ekmek kavgasına atılırlar
Nasırlı ellerin temeli orada atılır gülüm
Bunların içinde ben de bir kederim
Bu yürekleri ben de bilirim
Yanı başımızda Hizan’ın bozkır yalnızlığı
Botan çayıyla beraber akardı
Rivayet sananlar yanılır
Faki’yi Teyran’ın sözünden çıkmaz Botan çayı
İnsanı gibi sözün eridir
Aheste akışı bundandır derler
Bitlis’ten Hizan’a giderken

Dilimizde uzun bir suskunluk
Gözlerimizde derin bir bakış
Ve dağ rüzgârları usulca çınlatırdı kulaklarımızı
Kimisi tütüne yaslardı ciğerlerini
Kimisi doğunun mistik havasına
Akşam erken inmeye alışıktı
Erkenden kapardı gözlerini
Bitlis sokak lambaları
Köhne damlardan ışıklar süzülürdü
Ay ışığının yalnızlığına karışırdı
Yüreğim hüzünlere karışırdı
Ve ardından isyan yıldızları inerdi Van Gölüne

Onlar ki isyan yıldızları altında
Onursuz bir yaşamdan
Uzak doğdular
Uzak büyüdüler
Ve uzak ölecekler
İnsan olma şerefine erişenler
Orada ezilir
Bitlis’ten Hizan’a giderken.

İlhami Gelen
Kayıt Tarihi : 20.5.2017 15:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlhami Gelen