Sarp dağların koynunda bir şehir yatar,
Tarih susmaz, taşlarda destan atar.
Bir ulu kalenin gölgesinde durur,
Bin yıllık sırları rüzgâr savurur.
Ahlat’tan gelir bir selâm eda ile,
Selçuk’un, Osmanlı’nın duasıyle.
Taş ustasının yonttuğu her mezar,
Bir milletin vicdanıdır, aşikâr.
Nemrut’un dumanı tüter ufuktan,
Van Gölü parlar gece mavisinden.
Tatvan’da çay içilir dost sıcaklığında,
Gönül konar her sabah Arin Dağı’ndan.
Bitlisli Said’in sesi yankı olur,
İrfan dolu sözleriyle yol bulur.
Bir âlimin göğsü gibi engin,
Her bakışta hikmet vardır derin.
Güzeldir baharda Hizan’ın gülü,
Mutludur Adilcevaz’ın köylüsü.
Çocuklar türkü söyler Mutki yamaçlarında,
Yağmur iner narin narin, nisan ayında.
Sözün özü, Bitlis bir ulu otağ,
Mazide saklıdır nice sabah, nice çağ.
Bir sevda gibi düşer gönlümüze,
Bitlis… susmaz, konuşur özümüzde.
Hayaller kuş olur, göğe savrulur,
Zaman durur Bitlis’te, gönül avunur.
Kayıt Tarihi : 27.7.2025 10:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!