Hâlâ sıkılmadınız mı?
Üzerinize zorla yapıştırılan ‘etiketli günlerin’ hayatınızı eksilten hafifliğinden, yakındakilere hatta çok uzaktakilere bile bıkıp usanmadan anlattığınız tozlu ‘aşk’ hikâyelerinden, insanların size ne zaman nasıl davranmanız gerektiğini hatırlatan sıkıcı ezberlerinden sıkılmadınız mı gerçekten?
Hayır, kapitalizme hizmet ettiği söylenen ‘balonlu, kalpli’ plastik günlerden bahsetmiyorum sadece. O klişeler olmasa da bize dayatılan bu sistemin bir parçası haline gelerek sürdürdüğümüz hayatlar da yeterince klişe değil mi zaten. İnsan neden bile isteye sıradanlığın küf kokan çukuruna öylece kendini bırakıverir ki?
Peki, siz ne istiyorsunuz tam olarak, mutluluk, huzur, şefkat, güven, heyecan, macera, ne istiyorsunuz? Geleceği belli olmayan tekinsiz bir hayatı tahayyül etme ihtimali bile korkutuyor mu yoksa sizi? Belki de alışkanlıklarınızın konforlu dünyasında ‘bitiş’ çizgisine çoktan vardığınız halde bir türlü bitiremediğiniz ılık bir tutsaklık hissiyle avunmayı seviyorsunuzdur. Sadece toplum baskısı değil yalnızlığın uğultulu korkusu da insana böyle ‘hainlikler’ yaptırır...
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta